Kendini karar mercii sanan İGK, tutsakların tahliyeleri engellemek bahane üretmeye devam ediyor. Tahliye olan gazeteci Ferhat Çiftçi, İGK’nin kendisine ‘Eşini mi yoksa PKK’yi mi seviyorsun’ diye sorduğunu aktardı
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat Gazetesi’nin Dîlok (Antep) Temsilcisi ağır hasta tutsak Ferhat Çiftçi (51), 12 yıl 10 ay 19 gün tutsak kaldıktan sonra 4 Ocak 2024 tarihinde tahliye edildi. 16 Şubat 2011’de “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” ve “Örgüt propagandası” iddiasıyla Adana 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce 19 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Çiftçi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” hükmünü 8 Aralık 2023’te iptal etmesi ile serbest kaldı. Yaklaşık 13 yıl tutsaklığının ardından Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tahliye olan Çiftçi, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) ağır hasta tutsaklar listesinde bulunuyor.
Cezaevinden Kronik Enflamatuar Demiyelinizan Polinöroterapi (CIDP – bağışıklık sisteminde meydana gelen anormallikler neticesinde çevresel sinir liflerinin etrafındaki miyelin kılıfın zarar görmesi sonucunda ortaya çıkar) hastalığına yakalanan Çiftçi, cezaevinde tutulan hasta tutsaklar ve özgür basına dönük baskılara dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a konuştu.
Anadilde savunma mücadelesi
Tutuklamaya söz konusu olan iddiaların tamamen soyut, dayanaktan yoksun olduğuna değinen Çiftçi, adaletli bir yargılamadan söz etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Anadilde savunma yapma konusunda zorluklar ile karşı karşıya bırakıldıklarının altını çizen Çiftçi, “Anadilde savunma için verilen mücadele bizim için büyük bir motivasyon oldu. Sadece anadilde savunma değil, her alanda o dönem ciddi mücadeleler vardı. Bütün halkımızın yaşadığı zorlukları, maruz kaldıkları haksızlıkları biz de yaşadık” dedi.
‘Her saat işkence’
Aradan geçen 13 yılda cezaevlerinde tutsaklar üzerinde var olan baskıların büyüyerek süre geldiğinin altını çizen Çiftçi, ağır hasta tutsakların yaşadığı zorluklara dikkati çekti. Hasta tutsakların yaşadığı sorunları iyileşmeyen, her zaman kanayan bir yaraya benzeten Çiftçi, “Bir günde değil, bir anda değil, her gün her saat işkence görüyorlar. Benim bırakıldığım cezaevinde Kemal Özçelik, Katip Çiçek, Kasım Karataş’ın durumu çok ağırdı. Bir gün önce tahliye edilmeleri gerek. Kasım Karataş’ın cezası da bitmiş ama bırakılmıyor” ifadelerini kullandı.
‘Ne için tutsak olduğumuzu biliyorduk’
AYM’nin iptal ettiği “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” hükmünü “ucube bir madde” olarak tanımlayan Çiftçi, hükmün yorumunun çok geniş olduğuna dikkati çekti. Aynı hüküm ile binlerce kişinin tutuklandığı bilgisini veren Çiftçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Dünyada, evrensel hukukta bunun yeri yok. Ancak niçin cezaevinde olduğunu, tutsak edildiğini bilen biri için hüküm gerekçe çok önemli olmuyor. Biz niçin tutuklu olduğumuzun gerçek gerekçesini biliyorduk. Önemli olan hangi madde ile tutuklandığımız değil ne için tutsak edildiğimizdir.”
İGK’nin garip soruları
“Tecrit derinleştirildikçe tutsakların maruz kaldıkları hak ihlalleri de artıyor” diyen Çiftçi, “Cezaevlerinde İdare ve Gözlem kurulları ile ikinci paralele bir mahkeme kurulmuş durumda. Kurullarda sorulan sorular, mahkemede bile sorulmuyor. ‘Sen eşini mi seviyorsun yoksa PKK’yi mi seviyorsun?’ diye soruluyor. Bugün cezaevinde kalan hiç kimse ‘Şu tarihte tahliye olacağım’ diyemiyor. Bir belirsizlik yaratıyor. Bu işkencedir. İki yıl önce kurulan bir kurul 30 yıl önce tutuklanan tutukluyu tekrar yargılıyor. Bu keyfi bir uygulama. Dünyada bu kurulun bir örneği yok. Bu kurul siyasi tutsakları yeniden cezalandırmak için kuruldu. İnsan haklarını savunan herkes buna karşı ses çıkarmalı. İçinde hala insani duygular taşıyan herkesin sorunu bu. Bir mücadele var kimsenin hakkını yememek lazım ancak yeterli değil. Var olan mücadeleyi büyütmek lazım. Cezaevinde yaşanan sorunlar büyük bir demokratik mücadele olmadan çözülemez. Herkes bu mücadele etrafında bir birimize kenetlenmemiz gerek. Cezaevinde olan bütün arkadaşlara selamlarımı gönderiyorum. Yalnız olmadıklarını belirtmek isterim” şeklinde konuştu.
RİHA