DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, partisinin haftalık toplantısında MHP lideri Bahçeli’nin ‘DEM Parti’nin Meclis’te yeri yok’ sözlerine tepki göstererek, “Cellatlığı çağrıştıracak bir anlayışın parlamentoda yeri yok” dedi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
MHP’li Devlet Bahçeli’nin Meclis grup toplantısında partilerini hedef alan sözlerine de tepki gösteren Hatimoğulları, “Bahçeli diyor ki Karamanoğlu Mehmet Bey zamanında Türkçe konuşmayan bu topraklarda yaşayamazmış. Ve buradan hareketle böyle bir ırkçı söylemden hareketle Türkçe konuşmayanların Meclis’te yeri yok diyerek DEM Partinin parlamentoda yeri olmadığını söylüyor. Bizler çok net olarak şunu söylüyoruz; cellatları ve cellatlığı çağrıştıracak bir anlayışın parlamentoda yeri yok. Parlamento sözün kurulduğu, parlamento siyasetin konuştuğu, savaşların ve çatışmaların ülkede yaşandığı bütün sorunların konuşulup çözüm bulunduğu bir siyaset alanıdır. Parlamentoyu bunun dışında adeta cellatları parlamentoya çağırırcasına ‘Kürtçe konuşanların burada yeri yoktur’ ‘DEM Partililerin burada yeri yoktur’ diyenlere yanıtımız çok net olarak şudur; Biz DEM Partililer olarak sadece Kürtçe konuşmuyoruz. Arapça da Türkçe de Süryanice de konuşuyoruz. Bizim yerimiz parlamentodur. Parlamentoda yeri olmayanlar, savaş çığırtkanlığı yapan ve çatışmaları derinleştirenlerdir. Bizim yerimiz burasıdır” diye kaydetti.
Siviller katlediliyor
Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın yine asker ölümlerinin hemen akabinde Rojava bombalanmaya başlandı. Siviller katlediliyor. Elektrik santralleri, gıda depoları ve hastaneler sivillerin yaşam alanları. Bu kürsünün dili olsa da konuşsa. Rojava şu anda bombalanıyor. Rojava deyince aklımıza ne geliyor. IŞİD’e karşı en onurlu mücadeleyi veren Kürt halkı ve ittifak ettiği Arap halkları geliyor. Sadece IŞİD’in hayalini kurduğu IŞİD topraklarında değil IŞİD aynı zamanda ABD Fransa içinde batı içinde bir tehlikedir. Rojava halkları bütün dünyayı bu tehlikede kurtarmak üzere mücadele vermiştir.
Barış zirvelerini kuralım
Buradan Dolmabahçe mutabakatı döneminden ya da bahsini ettiğim bu belgeden devam edilmiş olsaydı değerli arkadaşlar bugün Türkiye’de acı üstüne acı yaşamıyor olacaktık. Demokrasiyi konuşuyor olacaktık. Orta Doğu’da savaş tam tamlarına karşı barış siyasetini bütünlüklü halkların bütünlüklü barış siyasetini konuşuyor olacaktık. İşçinin, emekçinin, gençlerin, doğanın haklarını kadınların haklarını konuşuyor olacaktık. Ve biz buradan bir kez daha çağrımız yineliyoruz. Çatışmalar çözüm değildir. Savaş çözüm değildir. Acılar çözüm değildir. Hiç kimse acı yarıştırmaya ve o acıları siyaset malzemesi olarak kullanmaya sakın a sakın kalkmasın. Artık yeter. Artık kana doydu bu topraklar. Artık acılara doydu bu topraklar. Ve gelin hep beraber güvenlik zirveleri yerine asıl güvenliğin teminatı olan barış zirvelerini hep beraber onları örgütleyelim.”
Kürt sorununun çözümüne dair belge
Öte yandan, Meclis Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in yaşanan asker ölümleriyle ilgili bilgilendirme yapacağını hatırlatan Hatimoğlulları, “Saray’da da zaten ‘Milli Güvenlik Zirvesi’ adı altında zirve gerçekleştirildi. Biliyorsunuz 2015 yılında güvenlik zirvesinin yapıldığı Dolmabahçe Sarayı’nda Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle olanakları konuşuluyordu. Elimde şu anda resmî gazetede yayınlanan bir belge var. O belgeden çok kısa bir alıntıyı paylaşacağım. Belgenin resmî gazetede yayınlanma tarihi 10.07.2014 ve bu belgede şunlar söyleniyor; ‘Toplumsal bütünleşmenin güçlenmesine yönelik siyasi, hukuki, sosyo- ekonomik, psikolojik, kültür, sosyal insan hakları güvenlik ve silahsızlandırma alanlarında ve bunlarla bağlantılı konularda atılabilecek adımlar belirlenebilir’ diyor.
Bir diğer bendinde şunu söylüyor; ‘Gerekli görülmesi halinde yurt içinde dışında kişi kurum ve kuruluşlarla diyalog görüşme vb. çalışmalar yapılmasına karar verir ve bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi kurum ve kuruluşları görevlendirir diyor. Bu resmi gazetede yayınlanan bir belge. Bu belge Kürt sorununun çözümüne dair adım atmanın çerçevesini çizen bir belge” ifadelerini kullandı.
‘Öcalan ‘Bir haftada çözerim’ demişti’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Bana fırsat verilse bir haftada bu çatışmalı süreci ortadan kaldırabiliriz ve barış konuşabiliriz. Bunun olanakları açılabilir” sözlerini hatırlatan Hatimoğulları, “Ama verilen yanıt ne oldu? Dolmabahçe mutabakatından vazgeçildi, diyalog masası devrildi, çatışma süreci hızlandırıldı ve akabinde İmralı’da ağır tecrit uygulanarak aslında Sayın Öcalan’ın konuşmasının önüne geçilmiş oldu” diye belirtti.
ANKARA