Karadeniz bölgesinin ekonomisi çay ve fındık üretimlerine dayanıyor. Fındık üreticisi olan 500 bin çiftçi maliyetin altında fiyata mahkum edilirken, tek kazanan tekeller. Öte yandan bölgede iklim değişimi üretim alanlarını daraltırken, kokarca istilası yaşanıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği ile İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği, 2023 yılında en fazla fındık ihraç eden firmaların listesini açıkladı. Açıklamaya göre, Türkiye’den 2023 yılında toplam 121 ülkeye 283.519 ton/iç fındık ihracatı gerçekleştirilmiş. Bu ihracatın şampiyonları ise Türkiye’de tekelleşen ve her yıl en yüksek ihracat yapan İtalyan Ferrero ile Ferrero’yu Türkiye’ye getirip tekel konumuna getiren Cüneyt Zapsu’nun sahibi olduğu Balsu şirketi yine ilk 2 sırası paylaştı. Çiftçi üretim maliyetinin altında fındığı satmak zorunda kalırken, iklim değişimi ise bölgede fındık alanlarını daraltıyor.
Fındık tekeli: Ferrero
Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçılar Birliği’nin yayınladığı en fazla ihracat yapan ilk 20 firma sıralamasında 249 milyon 851 bin dolarlık ihracatla Ferrero ilk sırada yer alırken, İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin yayınladığı listede ise 128 milyon 337 bin dolarla, toplamda 378 milyon 288 bin dolar değerinde fındık ihracatı gerçekleştirdi. İhraç ettiği fındık miktarının açıklanmasını istemeyen Nutella’nın sahibi Ferrero, 2022 yılında toplamda 369 milyon 665 bin dolar, 2021 yılında ise toplam 543 milyon 929 bin dolar tutarında fındık ihracatı yapmıştı. İhracat miktarının açıklanmasını istemeyen Ferrero, çiftçiden üç kuruşa aldığı fındığı yüksek fiyatlarla ihraç etmesinden kaynaklı olduğu biliniyor.
Zapsu ve Singapurlu şirket!
İstanbul Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin yayınladığı 2023 yılının en fazla ihracat yapan 20 firması listesinde ilk sırada fındık spekületörü Cüneyd Zapsu’nun sahibi olduğu Balsu Gıda, 2023 yılında 177 milyon 184 bin dolar karşılığı 25 bin 737 ton fındık ihracatı gerçekleştirdi. Balsu Gıda, 2022’de 29 bin 174 ton fındık ihraç ederek 177 milyon 526 bin dolarlık gelir sağlamıştı. Üçüncü sırada Singapur sermayeli Olam Gıda’nın şirketi OFİ Tarım Sanayi ve Ticaret A.Ş, 2023 yılı fındık ihracatı 26 bin 270 ton karşılığında 161 milyon 89 bin dolar oldu.
Kaybedenler çiftçiler
Karadeniz Bölgesi’nin en önemli 2 üretim alanı fındık ve çay olması ve bu ürünlerde her zaman kaybeden üreticiler olmasına karşın AKP iktidarının anlaşılmaz bir biçimde bölgeden yoğun oy alması ise ciddi bir zıtlığı ortaya çıkarıyor. Çay üreticileri her yıl ÇAYKUR’un ve TMO’nun çay fiyatlarını açıklar açıklamaz hemen ardından kota uygulamasına geçerek, çiftçiyi düşük fiyatlarla tüccara mahkûm eden politikalar sonrası çiftçiler büyük bir zarara uğratılırken aynı yöntemin fındık üreticileri üzerinde de oynandığı açıkça görülüyor. Fındıkta oyun ABD’nin Florida eyaletinde kuruluyor. Her yıl ABD’de yapılan Uluslararası Fındık Konseyi toplantısında belirlenen fiyatlar Karadeniz Bölgesi’nde üreticilere rekolte vb. oyunlarla dayatılıyor.
Fiyat ABD’den geliyor
Dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini karşılayan Türkiye, hem üretimde hem de ihracatta dünya lideri konumunda. 706 bin hektarlık alanda yaklaşık 500 bin çiftçi tarafından üretilen fındıkta her zaman kaybeden üretici olurken, kazananlar ise fındık tekelleri oluyor. Türkiye’nin üretim kaleminde çok önemli bir yere sahip fındıkta hiç ithalat yapılmazken, fındık fiyatının neden Türkiye’de değil de ABD’de açıklanıyor sorusunu üreticiler yıllardır sormaya devam ederken her yıl oynanan rekolte belirleme oyunları çiftçinin zararını ortaya çıkarıyor.
Fındığın kontrolü Zapsu’da!
Uluslararası Kuruyemiş ve Kuru Meyve Konseyi’nin (INC), kurucu üyesi olan ve AKP’li Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan’ın eski yıldızlarından Cüneyt Zapsu fındıkta oyun kurucu olarak faaliyet gösteriyor. Zapsu gerçekleştirdiği aracılık hizmetleri ile İtalyan gıda tekeli olan Ferrero’yu yarattığı spekülasyonlarla Türkiye’de fındık tekeli haline getirdiği biliniyor. Ferrero, Fındık’ta Türkiye’ye bağımlı kalmak istemiyoruz türü açıklamalarıyla birlikte Gürcistan, Azerbaycan ve hatta Güney Amerika ülkelerinde kendisine alternatifler aradığını belirtirken aynı zaman da İtalya hükümeti eli ile Avrupa Birliği’nde girişimlerde bulunarak Türkiye’de üretilen fındığın sağlıksız olduğu vb. gibi iddialarla fındık fiyatlarını her yıl aşağıda tutmayı başardığı izleniyor.
Çiftçiye maliyet 82 TL
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2023 yılı için Giresun kalite fındığını 84 TL, Levant Kalite fındığını ise 82,5 TL taban fiyatı açıklarken, Erdoğan 130 TL olarak duyurmuştu. Ancak Erdoğan’ın açıklaması hiçbir karşılık bulmazken, TMO’nun açıkladığı taban fiyat tavan fiyata dönüşürken, fındığın fiyatı kilogram başına bölge bölge 70-72 liraya kadar geriledi. Fındığa fiyat biçen TMO fındık alım miktarı üretimin sadece yüzde 10’u kadar olması şirketlere büyük bir oyun alanı açıyor. Ziraat odalarının 82 lira olarak açıkladığı üretim maliyetlerinin altına inen fındık fiyatı nedeniyle çiftçi her yıl olduğu gibi 2023’te de kaybeden taraf oldu.
İklim değişimi fındığı vuruyor
Arktik, Güney Amerika, Güney Asya ve Himalaya bölgelerinde iklim değişikliğinin etkilerini araştıran Ekologos tarafından hazırlanıp açıklanan fındık raporunda, dünya fındık üretiminin tek başına yaklaşık yüzde 70’inin sağlandığı, dolayısıyla fındık üretiminin anavatanı olarak kabul edilen Türkiye’de iklim değişikliği nedeniyle fındık üretiminin derinden etkilendiği belirtiliyor. Rapora göre, şimdiye kadar en yüksek verimin alındığı deniz seviyesinden 250 metreye kadar olan bölgeler, önümüzdeki dönemde, küresel ısınma nedeniyle önemli sorunlarla yüz yüze kalacak. Fındık üretiminin daha yüksek rakımlara ve Batı Karadeniz’e doğru kayacağını ortaya koyan rapor, özellikle toprak, yeraltı suları ve biyolojik çeşitlilik üzerinde önemli çevresel etkilere sahip olduğunu ortaya çıkarıyor.
Hem aşırı yağış ve hem kuraklık
Karadeniz Bölgesi’nde iklimsel olarak ciddi bir değişim yaşanıyor. Bu değişim, kıyı şeridinden başlayarak sıcaklık artışlarına ve yağış rejimlerinde önemli düzensizliklere neden oluyor. Yağış miktarı aynı kalsa da, fındık için daha önemli olan düzenli yağışta ciddi sorunlar var. Belli dönemlerde ani ve şiddetli yağışlar görülürken, belli dönemlerde (Haziran-Temmuz -Ağustos) yağış azalması ve hatta kuraklık görülüyor. Bu iklimsel değişiklikler, çok hassas iklim koşullarına bağlı fındık bitkisini derinden etkiliyor.
Fındık yüksek rakıma kayıyor
Özel bir iklime ihtiyaç duyan fındığın, Karadeniz bölgesel özelliği içinde bir diğer sorun kuzey bölgesinin olmaması, daha doğrusu kuzeyin Karadeniz’le sınırlanması. Dünyada iklim değişikliği sebebiyle, hemen bütün bitki, mantar ve hayvan türleri, yani tüm flora ve fauna kuzeye doğru göç ediyor. Ne yazık ki fındığın da, aynı kutup ayıları gibi kuzeye doğru gidecek bir alanı yok. Denize dökülmemesi için, fındığın var olan şartlara uyum sağlaması ve/veya ekiminin yüksek rakımlara doğru kaydırılması gerekiyor. Araştırmalara göre bir başka olasılık da, fındığın verimli üretim alanının Batı Karadeniz’e doğru daha fazla kayıyor olması.
Külleme fındığı vuruyor
Fındık çok yıllık bir bitki olduğundan, diğer tek yıllık bitkiler gibi iklim değişikliğine, kuraklığa veya dona dayanıklı türlerle yıl bazında değiştirilmesi imkansız. İklim değişikliğinin bir başka sonucu ise, böcek, hastalık ve zararlılardaki artış. Özellikle sahil şeridindeki, 250 metreye kadar olan bölgelerdeki aşırı sıcaklık artışı, bu zararlıların birkaç kez ve daha fazla sayıda üremesine yol açıyor. 2013 yılında ortaya çıkan ve Erysiphe corylacearum isimli fungus türünün neden olduğu anlaşılan külleme hastalığı, şu ana kadar büyük rekolte ve kalite düşüklüklerine neden olurken, bölgede kalıcı hale geldi.
Kokarca istilası
Bölge için tek tehdit elbette külleme değil. Yeşil kokarcanın, sıcaklık artışlarıyla birlikte fındık üretim ve kalitesine verdiği zararlar artmış durumda. Yeni tehlike ise, yeşil kokarcanın benzeri olan kahverengi kokarca denilen bir böcek (Halyomorpha halys Stal). Zararlılardaki artışın iklim değişikliğiyle ilgisi kesin olmamakla birlikte, istilacı türlerin artışları dünyanın birçok yerinde yaşanıyor olması iklim değişikliği ile ilişkilendiriliyor. Son süreçte, hem zararlılar, hem de iklim normallerindeki değişiklikler nedeniyle sadece verim değil, kalite düşüşleri de dikkat çekiyor. Verimin aynı gözüktüğü dönemlerde bile, zararlılar nedeniyle bozuk, küflü ve urlu olarak nitelenen fire oranlarında yüksek artış gözleniyor.