Elleri bir telefon kablosuyla bağlıydı, ayakkabıları yoktu, sadece yünlü çoraplarıyla çıktı idam sehpasına… Yorgun, bitkin ama gururluydu…
Üç gün süren korkunç işkencelerden sonra, Bosanska Krupa’daki bir hangarın önüne getirildiğinde, Lepa Radiç, henüz 17 yaşındaydı. İdam sehpasında bile Naziler, parti liderlerinin isimlerini, sığınakların, cephaneliklerin yerini göstermesi karşılığında Lepa’nın canını bağışlayacaklarını söylediler. “Ben hain değilim” dedi onlara Lepa, “Ama merak etmeyin, yerlerini sorduğunuz yoldaşlarım eninde sonunda karşınıza çıkacaklar ve kendilerini göstereceklerdir. İşte o zaman bu sizin sonunuz olacak.”
Çekirdekten yetişmek…
Lepa Svetozarovna Radiç… Bosna’nın kartalı… 7. Partizan bölüğünün savaşçısı…
19 Aralık 1925’te Bosna Hersek’in Bosanska Gradiska yakınlarındaki Gasnica isimli yoksul bir köyde dünyaya geldi Lepa. Bosanska Krupa’daki kız kardeşi Dara ile birlikte kızlara el sanatları öğreten bir okula yazıldı ama bununla yetinmedi. Edebiyat, spor ve yaşamın tüm alanlarına hep ilgi duydu. Amcası Vlade Radiç aracılığıyla sosyalist düşüncelerle tanıştı ve işçi hareketinin eylemlerine katılarak aktif politik mücadelesine çok küçükken başladı. Aslında bütün aile mücadelenin içindeydi.
2.Dünya Savaşı sürecinde Yugoslavya’nın Naziler tarafından işgaliyle birlikte, Yugoslavya Komünist Gençlik Birliği’nden (SKOJ) başlayarak, 1941 yılında, henüz 15 yaşındayken Yugoslavya Komünist Partisi’ne katıldı.
Babası, abisi ve amcasıyla birlikte Nazilere ağır kayıplar verdirilen Kozara Ayaklanması’na katıldıktan sonra Alman işbirlikçisi Ustaşa’lar tarafından tutuklandı. Ancak partizan birliklerinin yardımıyla, 20 gün sonra kız kardeşi Dara ile birlikte hapishaneden kurtulmayı başardı. Artık onun yeri 7. Partizan bölüğüydü. Lepa, sadece savaşmıyor, cephede hemşirelik yapıyor, okuma yazma bilmeyen partizanlara okuma yazma da öğretiyordu. Kısa sürede çok genç yaşına rağmen halkın sevgisini ve saygısını kazandı. Bir propagandist ve ajitatör olarak halkı anti faşist direnişe örgütlüyor, her yerde toplantılar, gösteriler organize ediyordu.
1943’ün soğuk kışı
Mayıs 1942’nin sonunda Parti onu Podgrmeca bölgesinde görevlendirdi. Orada da hızla sivrildi ve kısa süre sonra Srednji Dubovik’teki YKP Kent Komitesi’ne üye oldu. Özellikle, Krupa, Gornji Petrovci, Ostruznica ve Badic çevresindeki köylerdeki faaliyetlerinde, partizan eylemlerindeki olağanüstü cesaretiyle gençleri örgütleme yeteneğini ve becerikliliğini gösterdi. Podgrmece’de Lepa’nın katılmadığı neredeyse hiçbir önemli olay yoktu.
1943 Şubat’ında Lepa Radiç, Neretva savaşındaki yaralıları, kurulmasına aktif olarak katıldığı Grmech’deki sığınaklara nakletmekten sorumluydu. Kış günlerinin keskin soğuğunda yapılan bu iş, SS’lerin aralıksız saldırıları ve bombardımanlar altında yürütülüyordu. Lepa, her adımda paniği yatıştırıyor, kadınlar ve çocukların korunmasıyla uğraşıyor, hem halka hem de yoldaşlarına cesaret veriyordu.
Sonunda, 8 Şubat 1943’te şiddetli çatışmalardan sonra Lepa Radiç’in önderliğindeki grup, Prastalo köyü tarafından kuşatıldığında artık cephaneleri de bitmişti. Çevresindeki herkesi gerekirse çıplak ellerle savaşmaya çağırdı; kendisi de öyle yaptı ama yetmedi… SS’lerin arasında dövülerek götürülürken hiç durmadan bağırıyordu: Beni öldürün! Onların suçu yok! Beni öldürün!
Son ana kadar
İşkence üç gün sürdü. Lepa, Nazilere tek bir yoldaşının ismini, tek bir sığınağın yerini söylemedi. Asılacağı son ana kadar şantaj sürdü ama teslim olmadı.
11 Şubat 1943’te idam sehpasına çıkardılar onu. Bosanska Krupa’daki tünel ve tren istasyonu arasındaki bir hangarın önünde asılırken son sözleri şunlar oldu: “Yaşasın Komünist Parti! Yaşasın Partizanlar! Özgürlüğünüz için savaşın! Nazilere asla teslim olmayın! Beni öldürebilirler ama biliyorum ki yoldaşlarım intikamımı alacaktır!”
Onu idam eden Nazi birliğinin başındaki Albay Smithuber, Lepa’nın ardından yazdığı raporda, “Bosna’da asılan bir haydut, benzeri görülmemiş bir direniş gösterdi” diyecekti.
Bosna’da asılan haydut… Lepa Svetozarovna Radiç…
17 yaşındaydı…
Arif Mostarlı