Yaşam içerisinde maruz kaldığımız birçok olumsuzluk özgüvenimizi etkiliyor ancak özgüven sorunu kısa süreli yaşanan olumsuzluklardan değil de uzun süreli maruz kalınan olumsuzluklardan kaynaklanıyor. Kendi hakkınızda olumsuz konuşmalar yapıyorsanız, kendinizi sürekli eleştiriyor ya da yargılıyor, başarılarınızı küçümseyip, yapamadıklarınızı önemsiyorsanız, özgüven problemi yaşıyor olabilirsiniz.
Özgüven, kişinin yeteneklerini ve duygularını tanıması, kendini sevmesi ve kendisine güvenmesi olarak tanımlanabilir. Özgüven, doğumla birlikte gelişmeye başlar ve hayat boyu gelişen bir olgudur. Özgüvenin gelişiminde pek çok önemli faktör var. Bunların en önemlisi bebeğin güvenle bağlandığı ilk kişilerdir. Ebeveynlerin çocuğa karşı tutumu, çocuktan beklentileri, çocuğun kendisiyle ilgili olumlu düşünceler geliştirmesinde yapıcı veya yıkıcı etkiler oluşturuyor.
Başta aşırı eleştirel yaklaşım, beklenti içerisinde olmak, mükemmeliyetçilik ve bireyin bağımsızlığını engelleyecek şekilde korumacı davranışlar, çocukta olan özgüvenin parçalanmasına neden oluyor. Bu yaklaşım sadece çocuklar üzerinde değil yetişkinlerde de aynı sonucu oluşturuyor.
Yaşamın akışında ve sosyal çevreden alınan tepkiler de özgüven kırılmasında önemli bir rol oynuyor. Ancak aile içinde sevildiğini, değerli bulunduğunu hisseden bir çocuk, çevreden gelecek olumsuz tepkilerden çok etkilenmiyor, etkilense dahi kısa sürede bunu atlatabiliyor.
Genellikle narsizim ve özgüven birbirine karıştırılır. Narsist olan kişinin, özgüvenin yüksek olduğu sanılır ama büyük yanılgı içerir. Narsizim bir kişilik bozukluğu olarak tanımlanır.
Özgüven eksikliği nasıl anlaşılır?
*Kendi duygu ve düşüncelerini ifade edemiyorsa,
*Görev ve sorumluluklardan kaçıyorsa,
*Yanında güvende hissettiği kişilerden ayrılmakta zorluk yaşıyorsa,
*Yeni ortamlara girdiğinde kaygılanıyor yanında bir yetişkin istiyor ve kendini rahat hissetmiyorsa,
*Karar vermekte güçlük çekiyorsa,
*İlişkilerinde sınır koyamıyorsa,
*Sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçınıyorsa
*Sürekli utanç, suçluluk ve sevilmeme hissi duyuyorsa, bunlar başlıca göstergeleridir.
Çocuğun duygu ve düşüncelerine önem verilmeli. Ebeveynlerin çocuktan beklentisinin yaşına uygun olması çok önemli. Yeni bir şey denemek için onu yüreklendirmek, yapabileceğini göstermek adım atmasını kolaylaştırır.
Bireyin kendine veya çevresindekilere eleştirel yaklaşımı yaşamın parçası ama kendini sürekli olumsuz değerlendirme ve rekabetçi yaşam tarzı olumsuz sonuçlar doğurabiliyor. Özgüven kazanma süreci, yaşamın önemli zorlukları ile başa çıkma gücüne sahip ve mutlu olma deneyimidir. Uzmanlar önce tespiti yapıldığı taktirde sorunu aşmanın çok daha kolay olduğuna dikkat çekiyor.
Gülcan Kılagöz