Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, Türkiye’nin en büyük sorununu Kürt sorunu olduğunu vurgulayarak, çözüm için İmralı’yı işaret etti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Meclis Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Temelli konuşmasında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne değinerek, Türkiye’de basın özgürlüğünden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi.
Paris’te Kürtlere dönük gerçekleşen iki katliamı hatırlatan Temelli, “Kürt siyasetçilere yönelik bu katliamlar devam ediyor. Bu katliamların arkasında yatan anlayış her şeyden önce Kürt sorununun çözümsüzlüğe mahkûm edilmesi duygusundan kaynaklanıyor” diye konuştu.
‘En büyük sorun Kürt sorunudur’
Kürt sorununu çözmeyen Türkiye’nin çöküşü yaşadığını ve çözmemesi halinde bu çöküşün süreceğini vurgulayan Temelli, “Türkiye’nin en büyük sorunu, Kürt sorunudur. Kürt sorunu diğer bütün sorunları derinleştiren, besleyen güce sahiptir” ifadelerini kullandı.
Çözüm İmralı ile diyalogda
Kürt sorununu çözümünün PKK Lideri Abdullah Öcalan ile diyalog olduğunu ancak İmralı’da yaşanan tecrit sisteminin en karanlık sistem olduğunu vurgulayan Temelli, “Meseleyi çözümsüz bırakmak aslında meseleyi barıştan koparmak, meseleyi bugün demokrasiden koparmak ülkenin nasıl bir yere sürüklendiğinin fotoğrafıdır. O yüzden Türkiye’de bütün halklar, emekçiler, kadınlar bugün yaşadıkları bu sorunun nereden kaynaklandığına dair bir çaba içindeler ve buna dair de bir çözüm üretme peşindeler” diye kaydetti.
‘Barışa ses olma zamanıdır’
Aydın ve sanatçıların imza attığı “Barışa Ses Ol” deklarasyonunun çok önemli olduğunu belirten Temelli, “Barışa ses olma zamanıdır. Bu bu savaşı durdurmak adına herkesin inisiyatif alma zamanıdır’ dedi.
‘Bunun adı darbedir’
AYM’nin Can Atalay kararının “yargı darbesi” olduğunu vurgulayan Temelli, “Anayasayı ihlal edemezsiniz. İhlal ederseniz bunun adı darbedir. Buna sessiz kalmak darbeyle işbirliğidir. Bugün yapılması gereken Yargıtay kararına övgüler düzmek değil. Yargıtay’ın arkasında darbecilerle işbirliğine kalkışmak değil. Yargıtay’ın bu yanlış kararını sonlanmasını sağlayacak bir iradeyi ortaya koymaktır” ifadelerini kullandı.
Uyduruk sistemin yarattığı kaos
Kayyımların da devlet krizine bağlı olarak katlandığı maliyet olduğunu söyleyen Temelli, “Bu uyduruk sistemin yaratmış olduğu bir kaos var. Bu kaosu sonlandırmanın yegâne yolu da Türkiye’nin demokratikleşmesinden geçiyor. Evet, Türkiye’nin demokratikleşmesi her şeyden önce yasama, yargı ve yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığının tesis etmekle mümkün, bir tarafıyla da toplumsal barışı var etmekle mümkün” dedi.
Kentsel hak mücadelesi vurgusu
Yaklaşan yerel seçimlere ilişkin konuşan Temelli, karşılarında “Kentsel haklar ve kentsel rantlar” olarak önemli bir tablo çıktığını söyledi. Temelli, DEM Parti olarak kentsel haklar mücadelesini vermeye devam edeceklerini vurgulayarak, “Bunun ötesinde Türkiye halklarının aslında kentsel haklarla bu ranta, talancı anlayışa karşı kentlerde giderek büyüyen yıkımlara karşı, deprem gibi doğal afetlerin felaketlere dönüşmesine karşı bir kentsel hak mücadelesini de hep beraber büyütme ve bu mücadelenin sonunda da halkın bizzat yerel yönetimlerde iktidara gelmesi için mücadelemizi veriyoruz. İnanıyorum ki 31 Mart seçimlerinden önemli bir başarı ile çıkacağız. Bu başarı sadece yerellerde iktidara gelmemizle değil, Türkiye’yi dönüştürmesi anlamında da önemli bir sonuca imza atmış olacak” dedi.
ANKARA