nsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nin iki gün sürecek 19. Olağan Genel Kurulu Ankara’daki Hacı Bayram Veli Kültür ve Dayanışma Merkezi’nde başladı. Dernek delegelerinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve milletvekilleri, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Cumartesi Anneleri de kurula katıldı. Yine kimi büyükelçiler, FIDH ve Euromed Rıghts başkanlarının konuk olduğu kurul saygı duruşuyla başladı. Kurulda konuşan İHD Eş Genel Başkan Öztürk Türdoğan, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 70. yılında maalesef Türkiye ve dünyada insan haklarının araçsallaştığı bir dönemi yaşıyoruz. 32 yıl sonra yeniden katı ve otoriter dönemde insan haklarını savunuyoruz. İnsan haklarını savunmaya devam edeceğiz” dedi.
‘Tecrit sona ermeli’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu süreçteki tutumunu da eleştiren Türkdoğan, “Kapitalist modernite kurduğu insan hakları kurumunu korumaktan aciz olmuştur. Türkiye, Ortadoğu’daki Efrin’den ve Şehba’dan geri çekilmeli, iyi ilişkiler kurmalıdır. İmralı hapishanesinden bahsetmeden olmaz. Abdullah Öcalan katı bir tecrit altında. Katı tecridin sona erdirilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Türkiye Anayasal, sosyal siyasal kriz içerisindedir. Gerçek bir çözüm süreci ile birlikte yeni bir Anayasa’ya ihtiyaç vardır. Anayasa talebimiz geçmişle yüzleşme ile ele alınmalıdır” dedi.
‘Gücümüzü bilelim’
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin da insan hakları mücadelesinin her zaman yitirilenlere karşı bir borç olarak nitelendirdiklerini belirterek, şöyle devam etti: “Her dönem zordur ama bu seferki biraz farklı. Türkiye’de her zaman şunu çok iyi bilirdik; bir görünümdeki devlet bir de gerçek devlet vardı. Biz o zamanlar insan hakları ihlalinin en fazla yaşandığı Kürdistan’a giden tek kurumduk. Biz zor zamanlarda dahi biat etmedik. Tüm kurumları kapattılar. Bizi kapatamadılar. Bizim böyle bir gücümüz var. Askeri darbeye kafa tutan tek kurumuz. O nedenle gücümüzü bilelim. Özelikle cemaatin tasfiyesinin ardından 90’lardaki derin yapı ile Erdoğan ve AKP ciddi bir uzlaşmaya gitti. Biz bu derin uzlaşmayı çok net tespit etmek zorundayız. O nedenle işimiz biraz daha zor. Biat etmemek insana ciddi bir konfor sağlıyor.” Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) Başkanı Dimitris Christopoulos ise Türkiye’nin otoriter bir rejimden totoliter bir rejime geçiş yaptığını vurguladı. Kürt illerinde yaşamını yitirenlerin cenazelerinin ailelerine verilmemesine dikkat çeken Christopoulos, “Müslüman bir ülkede ailelerin çocuklarını gömmesinin engellemesini anlamıyorum. Diyarbakır’da olan bu” diye konuştu. Daha sonra söz alan Avrupa Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EuroMed Rights) Başkanı Wadih Al-Asmar da Türkiye’nin “terörle mücadele” adı altında tüm muhalif kesimlere baskı uygulandığının altını çizdi.
‘4 Kasım siyasete darbedir’
Genel kurulda söz alan Sezai Temelli de İHD’nin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin kendilerine güç katacağını ve öncülük edeceğini söyledi. HDP’ye dönük 4 Kasım 2016’daki operasyona da değinen Temelli, şöyle dedi: “4 Kasım siyasete yönelik darbedir. Ondan önce bu ülke öyle bir şeye şahitlik etti ki parlamenterlerin eliyle bir Anayasa suçu işlendi. Arkadaşlarımız cezaevine konuldu. Bugün karşı karşıya olduğumuz durum bir hukuk ihlalinin ötesinde tıpkı arkadaşlarımıza uygulanan muamelede olduğu gibi intikamcı anlayış ile bir rehine hukukudur0.” Kurul bugün de devam edecek.
Anneler eylem yaptı
Öte yandan İHD’nin Ankara’daki genel kuruluna katılan Cumartesi Anneleri, bina önünde kayıp eylemi gerçekleştirdi. Oturma eyleminde konuşan kayıp Fehim Tosun’un eşi Hanım Tosun, gittikleri her yeri Galatasaray Meydanı’na çevireceklerini belirterek, “Biz hakkımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Bizi hiç kimse içeri tıkayamaz. Bizim için her yer Galatasaray’dır. Devlet bir an önce adım atsın. Devlet adım atmadığı sürece asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.
ANKARA