Xana Axpar’da katledilen 8 yaşındaki Muhammed Veli Dümez’in davasına ilişkin mahkeme açıkladığı gerekçeli kararda; 2 fail için, ‘suçlamaları kabul etmediklerine dair istikrarlı beyanları’ gerekçesiyle tahliye edildi
Amed’in Xana Axpar (Çınar) ilçesine bağlı Sergelya (Başalan) Mahallesi’nde 8 yaşındaki Muhammed Veli Dümez, 21 Ocak 2020 tarihinde kaybolmuş, daha sonra ise oturduğu mahallede bulunan metruk bir evde ağır yaralı olarak bulunmuştu.
Daha sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Muhammed’in katledilmesine ilişkin 6 akrabası gözaltına alınmış, ifadeleri alınan kişilerin tamamı serbest bırakılmıştı.
Muhammed’in katledilmesine ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında halası Hüsnügül Taş, halasının oğulları E.T. ve Ö.F.T., B.T., çocuğun dayısı Veysi Taş ile ‘suça sürüklenen çocuk’ (SSÇ) sıfatıyla çocuk, jandarma tarafından gözaltına alınmıştı. E.T., Ö.F.T. ve B.T. savcılık işlemleri ardından serbest bırakılırken, Veysi Taş, Hüsnügül Taş ve çocuk ise sevk edildikleri hakimlikte 14 Mart 2020 tarihinde tutuklanmıştı.
3 kişi tahliye edildi
Hazırlanan iddianame Diyarbakır 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, davanın 3’üncü duruşmasında yargılanan çocuk dışında diğer 3 kişi tahliye edildi. Davanın karar duruşması 10 Ekim’de görüldü.
Mahkeme tutuksuz yargılanan SSÇ’nin üzerine atılı ‘çocuğu kasten öldürmek’ suçlamasından ‘suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği zaman ve yer, fiilin diğer özellikleri ve tehlikenin ağırlığı göz önüne alınarak takdiren ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına’ karar verdi. Mahkeme SSÇ’nin suç tarihindeki yaşı 18 yaşından küçük olduğu için 3’te 1 indirim yaparak 20 yıl hapis cezası verdi.
Mahkeme heyeti ayrıca Hüsnügül Taş ve Veysi Taş’ın, üzerlerine atılı suçtan kesin ve somut delil bulunmadığından ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.
‘Birbirini takip eden lekeler görüldü’
Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararında, hazırlanan olay yeri inceleme raporlarında çocuğun ölü olarak bulunduğu metruk evin içerisinde odadan hol bölümüne geçen kapının kenarında 3 adet vücut izi sol, sağ ve sol olacak şekilde birbirini takip eden lekelerin görüldüğü belirtildi. Ayrıca kararda bu lekelerin ‘SSÇ’nin kaçış istikametinde kan ve benzeri vücut sıvısı olabileceğinin değerlendirildiği’ sözlerine yer verildi.
Gerekçeli kararın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Söz konusu bulguların tasnif edilerek güneydoğu duvarında zeminden 90 cm yüksekliğinde sürtünme şeklinde kırmızı renkli kurumuş lekenin görüldüğü, hol kısmında yapılan incelemede dış kapı arkasında üçüncü oda kapısına 90 cm ve 135 cm uzaklığında bulunan zeminde taş parçası üzerinde 1 adet kırmızı renkte kurumuş lekenin görüldüğü… Bu bulgular Ankara Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvar’da yapılan analiz sonucunda elverişli DNA örneğine rastlandığı, daha sonra yaklaşık 30 kişiden alınan DNA örneklerinde SSÇ’nin DNA profili bulunduğu…
SSÇ’nin olayın faili olduğu yönünde somut delil bulunduğu anlaşılmakla; maktulün çocuk olması ve yüz bölgesi ve kafa bölgesinde ondan fazla kesici, delici alet darbesinin bulunması nedeniyle SSÇ’nin üzerine atılı ‘canavarca hisle ve çocuğa karşı nitelikli kasten öldürme’ suçunu işlediği sabit görülmüştür.”
İki fail için yeterli delil yok!
Failler Veysi Taş ve Hüsnügül Taş hakkında verilen beraat kararına ilişkin ise mahkeme gerekçeleri şöyle sıraladı:
“Sanıklar Veysi Taş ve Hüsnügül Taş’ın seslerini işittiğini beyan etmesi ayrıca Veysi Taş ve Hüsnügül Taş’ın alınan tanık beyanlarında saat 21:30-22:30 saatleri arasında tam olarak nerede olduklarının bilinmediği sanıkların ise ifadelerinin çelişkili olduğu savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik beyanlar olduğunun değerlendirildiği… Bu haliyle Veysi Taş ve Hüsnügül Taş’ın yeğenleri olan çocuk yaştaki maktul Muhammed Veli Dümez’i ele geçirilemeyen TCK’nın 6. maddesi kapsamında silahtan sayılan kesici ve delici alet ile öldürdükleri yönünde yeterli şüphenin oluştuğu ancak sanıkların maktulü neden öldürdüklerine dair dosya kapsamında bütün araştırmalara rağmen somut bir tespit yapılamadığı…
Failin bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu… Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olan olaylar ve iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanamayacağı… Zira ceza mahkûmiyetinin, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği… Bu ispatın, hiçbir kuşku ve başka bir türlü oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olması gerektiği… Ceza yargılamasının en önemli amacı olan maddi gerçeğe ulaşma gayesi nazara alındığında yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak ceza verilemeyeceği… Nitekim sanıkların soruşturma aşamasında ve mahkememizde alınan savunmalarında ısrarla üzerine atılı suçlamaları kabul etmediklerine yönelik istikrarlı beyanları da nazara alınarak sanıkların savunmalarının aksine; üzerlerine atılı suç nedeniyle cezalandırılmalarına yeterli düzeyde her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı somut delil bulunmadığı… Müsned suç eylemlerinin sabit olmadığı anlaşılmakla sanıklar Hüsnügül Taş ve Veysi Taş’ın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatına kanaat edilmiştir.”
Kaynak: JINNEWS