Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması’nın panelinde konuşan yazar-akademisyen İsmet Konak, ‘Özerk Üniversite’ modelini savunduğunu belirterek, ‘Biri kadın biri erkek olmak üzere iki rektör olmalı ve 2 yılda bir değişmeli. Ayrıca üniversitenin özerk bütçesi olmalı’ dedi
Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması, Amed Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda ‘Özgür-özerk üniversitelerle demokratik topluma’ başlıklı panel düzenledi. Moderatörlüğünü Şurzan Jiyan Pehlivan’ın yaptığı panele, akademisyen-yazar İsmet Konak ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed Milletvekili Ceylan Akça konuşmacı olarak katıldı.
‘Akademisyenler mücadele etmekten vazgeçmedi’
Çok sayıda kişinin izlediği panelde konuşan İsmet Konak, eğitim alanında oligarkların yönlendirmesi olduğunu belirterek, söz konusu durumun Türkiye’de de var olduğunu vurguladı.
Devlet ve akademi arasındaki ‘denetim’ ilişkisine değinen Konak, sokağa çıkma yasakları döneminde akademisyenlerin savaş karşıtı bildirisini hatırlatarak, “Akademisyenler bu duruma sessiz kalamazdı. Devlet ‘Biz mafyayız, biz devleti yönlendiriyoruz’ dedi. 2016 yılının Ocak ayında Barış Akademisyenleri de ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisini imzaladı. Buna karşın iktidar, 2 bin 200 akademisyeni işinden etti. Yine de akademisyenler mücadele etmekten vazgeçmedi” şeklinde konuştu.
Konak, siyasi iktidarın cami, aile ve üniversiteleri ideolojik aygıt olarak kullandığına işaret ederek, “Erdoğan rejimi elbette sonuna kadar devam etmeyecek. Her gecenin bir sabahı var. Peki Erdoğan’dan sonra üniversiteler nasıl olmalı? Ben ‘Özerk Üniversite’ modelini savunuyorum. Öncelikle biri kadın biri erkek olmak üzere iki rektör olmalı ve 2 yılda bir değişmeli. Ayrıca üniversitenin kendi özerk bütçesi olmalı. Bir de nedeni ne olursa olsun üniversitede polis veya özel güvenlik birimi olmamalı” dedi.
‘Üniversite dediğimiz şey muhaliftir’
‘Demokratik özerklik’ ile ‘özgür-özerk üniversite’ kavramı arasında bir ilişki olduğunu söyleyen Ceylan Akça ise, “Genel yapısı itibariyle üniversite dediğimiz şey muhaliftir. Ama bunun karşısında onu bertaraf etmek isteyen bir anlayış var. Devlet, bunu şimdilerde ajanlaştırma ve muhbirleştirme şeklinde yapıyor” dedi.
Ardından ‘devrimci öğrenci hareketleri’ konulu bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Panel, dinleyicilerin sorularıyla devam etti. Panelin, 2009 yılında Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) kapatılmasına karşı yapılan eylemlerde polis kurşunuyla katledilen Dicle Üniversitesi öğrencisi Aydın Erdem’e atfedildi.
Kaynak: MA