Türkiye raporunu açıklayan GRAVIO’nun ‘ortanın altı’ tespitini eleştiren KCDP Temsilcisi Gülsüm Kav, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmamasının ‘en kötü’ olarak kabul edilmesi gerektiğini söyledi
Ağustos 2012 tarihinde, ilk olarak Türkiye tarafından imzalanan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) denetim organı olan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Eylem Uzman Grubu (GREVIO), Türkiye’ye ilişkin ilk değerlendirme raporunu açıkladı. İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerini, Türkiye’de uygulanmama durumunu ve GREVİO’nun açıkladığı raporu, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, Jinnews’e değerlendirdi. Sözleşmenin imzalandığı 2012’de Türkiye’de kadın katliamlarında yarı oranında bir düşüş yaşandığını söyleyen Kav, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için “can simidi” olduğunun altını çizdi.
Eşitlikte sürekli gerileme
Sözleşmenin imzalanmasına rağmen maddelerinin Türkiye’de uygulanmadığına tanıklık ettiklerini kaydeden Gülsüm Kav, hükümetin tutması gereken kadın cinayetleri raporunu tam anlamıyla tutmaması nedeniyle, bu raporlamayı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu olarak düzenli yaptıklarını söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye yetkililerine çok büyük sorumluluklar yükleyen maddelerle dolu olduğunu dile getiren Kav, sözleşmenin 4 temel maddesinin kadınlar açısından çok önemli olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti: “İlk madde önleyici tedbirler alınması noktasıdır. Kadınları kendi ayakları üzerinde duran bireyler olarak, eşit yaşam şartları olan bireyler olarak ele alırsak şiddet zemini de kalmaz. Ülkedeki eşitliği ölçen veriler var ve o verilere göre Türkiye olarak sürekli gerilemekteyiz. Eşitlik verilerinde 120’li sıralardayken ülke olarak şuan 130’lu sıralara gerilemiş durumdayız.”
6284 Koruma Kanunu
Sözleşme’nin diğer bir noktasının ise ‘sıcak tehdit varsa korumalısın’ maddesi olduğuna dikkat çeken Kav, “Baktığımızda bizim 6284 sayılı yenilenen koruma kanunumuz bu sözleşme ruhuna göre hazırlandı. Böylesi somut adımların atılması kadın cinayetlerinde azalmaya neden oldu. Ancak ne İstanbul Sözleşmesi ne de 6284 kanunu uygulanıyor. Uygulanmadığı gibi bu son dönemde adeta yasalar hedef haline getirildi. 3’üncü madde ise ‘bu iki maddeyi de uygulamana rağmen kadına dönük bir zarar ortaya çıktıysa, zararı cezasız bırakma’ diyor. Burada da Türkiye’de uygulanan ‘cezasızlık’, ‘tayt indirimi’, ‘iyi hal indirimi’, ‘saygın tutum indirimi’ meselelerine geliyoruz. Türkiye’de bu derece vicdanı rahatsız edecek suçlarda cezasızlık durumu çok sık yaşanıyor. Şu ana kadar saydığımız 3 madde de Türkiye tarafından lağvedilmektedir” dedi.
Güçlendirme politikaları
4. maddenin ise ‘tüm maddeleri uyguladın, ancak bu kadınları geleceğe dair güçlendir’ dediğini vurgulayan Kav, “‘Güçlendirme politikalarını’ somut istiyor 4’üncü madde. Türkiye’de zaten hiçbir maddenin uygulanmamasıyla geldiğimiz noktada kadınları güçlendirme değil daha çok geleceksizleştirildiğini görüyoruz. Türkiye’de istihdam alanında hiçbir zaman iş arama şansına erişememiş çocuk yaşta evlendirilen, ev yükü omuzlarına bindirilen milyonlarca kadından söz ediyoruz. Geleceğe dönük olarak kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gerekiyor. ‘Coğrafya kaderdir’ sözünü reddediyorum ve ‘coğrafya kader değildir, biz değiştirebiliriz’ diyorum” dedi.
Türkiye ‘ortanın altı’
Tüm yetkililere görevlerini yerine getirme çağrısında bulunan Gülsüm Kav, geçtiğimiz haftalarda bütün imzacı ülkeleri denetleyen GRAVIO Örgütü’nün açıkladığı raporu da şu sözlerle değerlendirdi: “GRAVIO rapor öncesi Türkiye’deki muhatapları ile görüşmeler yapmıştı. Bizde Platfom olarak Paris’teki toplantıya katılarak görüşlerimizi ve kamudan alamadıkları kadın cinayetleri gerçeklerini verilerimizle sunduk. Nihayetinde örgüt raporunu açıkladı ve Türkiye için ‘ortanın altı durumda’ dedi. Türkiye’de her gün birden fazla kadın katledilirken ve bu gidişata “dur” denilmediği için hak ihlallerinin artması nedeniyle “ortanın altı” söylemi doğru değil. Çocukların kendini istismarda bulunan erkekten ‘ölü’ taklidi yaparak koruduğu bir ülke ‘ortanın altı’ olsa ne olur, olmasa ne olur? Bu zaten bir felakettir ve en kötüsü olarak kabul edilmelidir. Devlet bir an önce kadınları korumak için adım atmalıdır.”
İSTANBUL