DAD Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, iktidarın Sünni İslam asimilasyon politikalarının ÇEDES’le devam ettiğini vurgulayarak, Alevilerin buna karşı örgütlenmesi ve direnç geliştirmesi gerektiğini belirtti
Tarihleri boyunca soykırıma tabi tutulan Aleviler, AKP iktidarında siyasi ve kültürel soykırıma karşı varoluş mücadelesi veriyor.
İktidarın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi ile “manevi danışman” olarak görevlendirilen imam, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kur’an kursu hocaları, MEB okullarındaki öğrencilere “değerler eğitimi” veriyor.
Ayrıca Aleviler, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile parçalı hale getirilmek isteniyor.
ÇEDES projesi ve Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile iktidarın kendi Alevisini yaratmak istediğini dile getiren Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, bu politikalar karşısında örgütlü mücadeleyi sürdüreceklerini dile getirdi.
Deprem bölgesinde yok sayma politikaları
Doğan, Alevilerin 6 Şubat Mereş merkezli depremlerin ardından devletin ötekileştirme ve yok sayma politikalarıyla bir kez daha karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, bu süreçte Alevi kurumlarının kapılarını depremzedeler için açtıklarını kaydetti.
Doğan, deprem bölgesinde örülen dayanışma ağının örgütlü mücadelenin önemini bir kez daha ortaya çıkardığını vurguladı.
‘Asimilasyon ÇEDES’le devam ediyor’
İktidarın Sünni İslam dayatmalarına karşı Alevilerin inançlarını korumaya çalıştığını dile getiren Doğan, Cumhuriyet’in kuruluşuyla başlayan bu dayatmaların bugün farklı şekilde sürdürüldüğünü söyledi.
Doğan, “Zorunlu din dersleriyle ve özellikle ÇEDES’le asimilasyon devam ediyor. Okullara gönderdiğimiz her çocuğun kendisine örnek olarak bir imamı alması ve imamdan gelen düşüncelerin hane halkıyla çatıştırılmasıdır. Çocukların da deşifre olmamak için benimsenir kalması noktasında yoğun bir asimilasyona maruz kalacağı bir dönemi gösteriyor” uyarısında bulundu.
‘Yeni tip insan’
İktidarın “yeni tip insan üretme” politikası yürüttüğünü kaydeden Doğan. “İtaat eden, sorgulamayan, kendini tamamen imamlara ve bu zihniyete teslim eden bir toplum yaratmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
MEB’in tarikat ve cemaatlerle imzaladığı protokole değinen Doğan, “Bu eğitimin tamamen Diyanet İşleri Başkanlığı ile yürütüleceği anlamına geliyor. Kültür Bakanlığı’na bağlı Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı oluşturdular. Bununla toplumu yoksullaştırma ve cemevlerini kontrol edip devletin kontrolüne almak istiyor” dedi.
‘Alevilik komünal yaşamdır’
Aleviliğin Türk İslam sentezi üzerinden yeniden tanımlamaya çalışıldığını vurgulayan Doğan, “Bu noktada DAD ve diğer Alevi kurumlarına düşen görev, hepimizin kendi örgütlü toplumsallığımızı yaratmak, örgütlenmek ve buna karşı direnç geliştirmek. Pirlerimiz, dedelerimizin devletin verdiği maaşa tevessül etmemesi, bunun Alevilik olmadığını bilmeliler” ifadelerini kullandı.
Doğan, “Gerçekten Alevilik devlete uzaktır. Alevilik kendi içinde sorunlarını çözen komünal bir yaşamdır. Eğer devletle ilişkilenmişse bir inanç, artık devletin güdümündedir. Alevilik bunu kabul edemez” şeklinde konuştu.
Doğan, anayasal eşit yurttaşlık için yeni dönemde örgütlenme çalışmalarına daha güçlü bir şekilde yürüteceklerini belirtti.
Kaynak: MA