Toplumun kendine ait işleyiş kanunları olduğu gibi, doğanın da kendine has işleyiş kanunları; dili, döngüsü, mantığı, aklı, hafızası vardır. Doğadaki her devinim, oluşum diyaletiksel bir ilişki hali içindedir. Bu değişim, dönüşüm hali aynı zamanda doğanın rıza halidir. Cümle can rızalık ilişkisi üzerine varoluş içindedir. Bu değişim, dönüşüm, ilişki hali aynı zamanda bir özgürlük halidir. Doğanın devinimi, amacı adeta özgürlük amaçlıdır. Doğadaki cümle can karşılıklı birbirlerini var ederler. Yaşanan her an geçmişin yükünü taşıdığı gibi geleceği de içinde barındırır. Geçmiş, an ve gelecek birbirini tamamlar, birbirinden ayrı değildir. Geçmiş, an ve gelecek düzgün doğrusal değil, daireseldir.
Mevsimsel döngü, evrenin çark ı pervaz hali birbirini tamamlar, birbiri üzerine iktidar kurmaz. Zaman kendi aklı içerisinde varoluşu gerçekleştirirken, öncesi ve sonrası ile ikrar halindedir. Gün, ay, yıl, mevsimler, belirli günler sürekli döngü halinde iken, birbirlerinden çalmazlar, birbirlerine enerji katar, akış ve gelişim içinde olur, zaman içerisinde birbirlerinin varlık nedeni olurlar. Bu hakikat bilindiği için zamana büyük anlam biçilmiştir.
Toplumun da bir aklı, hafızası, dili, mantığı, devinimi vardır. Bu toplumsal hafıza, hakikatine uygun bir şekilde çözümlenirse güçlü bir hakikat açığa çıkar. Toplumsal gelişmenin özü bu hafızayı doğru çözümlemekten geçer. Birey, toplum ve doğanın özüne bütünlüklü yaklaşmamak özgür yaşam arayışını engellemektir. Toplumsal tarih bize göstermiştir ki, doğanın ve toplumun işleyiş kanunlarına rıza gösteren bir yaşam, özgür yaşama gidecek yoldur. Bu durum aynı zamanda bir yöntem sorunudur. Aslolan doğru yöntemdir. Doğru yöntem olmadan hakikate varılmaz. Yerinde ve zamanında çözüm alıcı müdahalede bulunmak, zamanın ve mekânın ruhuna uygun gayret etmek önemli bir ilkedir.
Reya heq – Hakk Yol Alevi toplulukları, Aryenik topluluklar zamana derin manalar yüklemişler. Zaman ve mekâna ikrar vermek inancın önemli bir ilkesidir. Cümle can an içinde mana kazanır. Zaman en önemli oluşturucu güçtür. Bu hakikat bilindiği için “zaman her derdin dermanıdır” denilmiştir. Zerdüşt peygamberin zihin dünyasında oluşturucu temel güç Zervan’dır. Ahura Mazda ve Ehriman Zervan’ın çocuklarıdır. Zaman, doğrucu güçtür. Semsur’da (Adıyaman) bulunan Zervan ziyaretinin (bir su kaynağı) bir kadın ziyareti olması bu bakımdan çok önemlidir. Anlama, kavrama, mana yükleme, oluşturma, var etme gibi özellikler temelinde Ana Kadın’ın özellikleridir. Varoluş, zaman ve kadın arasındaki ilişki; bu ilişkinin bir su kaynağı ile ilişkilendirilmesi çok kadim bir gelenektir. Dersim’de bulunan Munzur ırmağının Anahita’nın göğüslerinden akan süt olarak anlatılması bu kadim kültüre bir örnektir.
Reya Heq Kürt Alevi zihin dünyasında zaman kavramı “Dem” olarak anlama kavuşur. Gülbanklardan ya da herhangi bir erkandan sonra “Gerçeğin Dem’i Devranına Hû” denilmesi bir gelenektir. Aslında zamanın ve mekânın oluşturucu gücüne, devinimine niyaz olmak anlamına gelir. Doğanın ve toplumun yasalarına dayalı bir yaşam özgürlüğe giden yoldur. Dolayısıyla “gerçeğin Dem’ine aşk ile” demek, hakikat ve özgürlük arayışına aşk ile bağlı olmak, toplumu ile var olmak anlamına geliyor. İnsan için özgürlük toplumu ile var olma, kendini toplumu ile tamamlama halidir.
Hakikate aşk ile bağlı olan toplumlar politik toplumlardır. Hakikat ve politik alan arasındaki ilişki döngüseldir, varoluşsaldır. Politik alan zihniyet ve pratik olarak demokrasi alanıdır. Alevi süreklerinin toplumsal varoluşunu, değerlerini, hafızasını yok eden, parçalayan, katliama uğratan bütün yaptırımlar hakikat dışılıktır, Alevileri politikasız bırakmaktır. Hakikate aşk ile bağlı olan Alevi süreklerine yüzyıldır hakikat dışılık yaşatılıyor. Tekçilik üzerine inşa edilen Cumhuriyet modernitesi toplumsal varoluşa, gerçeğin Dem’i Devran’ına bütünlüklü yaklaşmamış, evrensel uyum ve rızalık hali uygulamamıştır. Rızalık hali uyum halidir, denge halidir, konsensüs ilkesidir, farklılıkların birliği halidir.
2023 yılı bitti demek bir bakıma zaman kavramına düzgün doğrusal yaklaşmak anlamına geliyor. Halbuki yaşanan her an geçmişi barındırdığı gibi geleceği de belirliyor. Yine de yeni bir yıla girildi. Demokratik Alevi mücadelesinin 2024 yılında “Nahakka karşı Hakkı, Savaşa karşı barışı, Ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” demeleri ikrar verdikleri zamanın ve mekânın ruhuna uygun olur.
Gerçeğin Dem’i Devranına Hû.