Savaş dışında herhangi bir politika ortaya koymayan iktidar, toplumdaki her muhalif sesi sindirme yollarını aradı durdu. Cumhuriyetin 100. yılına Kürtleri tasfiye hedefiyle giren iktidarın savaş politikası yıkım yaratırken, yıl boyunca direniş hız kesmedi
Türkiye’de 2023’te de iç siyasetin ana gündemi savaş politikası ve buna karşı verilen mücadele oldu. İktidarın savaş, saldırı, inkar, baskı politikalarının gölgesinde geçen 2023’te birçok siyasi gelişme gündeme damga vurdu. Kürt sorununun çözümsüzlüğü politikasında ısrar eden iktidara karşı Kürt siyaseti hem alanlarda hem de Meclis’te mücadele verdi. İktidarın savaş, yoksulluk, ayrımcılık ve yasakçı politikalarına karşı halklar alanlarda mücadele etti. Kürt siyaseti de halkın talepleri doğrultusunda AKP’nin politikalarına direndi. Kürt sorununun çözümsüzlüğü, 14-28 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimi, HDP’ye kapatma davası, partilerin kongreleri, bütçeden en çok kaynağın savaşa ayrılması, siyasette kadınlara yönelik ayrımcılık politikaları, AKP-MHP ittifakının Hizbullah uzantısı olan HÜDA-PAR’ı Meclis’e sokması, kayyım yolsuzlukları gibi çok önemli gelişmeler 2023 yılına damga vuran gündemler oldu.
Kürt siyaseti açısından da en önemli gelişmeler Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın HDP hakkında açtığı kapatma davası ve seçimlere giren Yeşil Sol Parti’nin aldığı oy oranı oldu. Kürt siyasi hareketi, 14 Mayıs seçimlerine Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’yle girmiş ve önceki seçimlere göre beklenen oy oranını yakalayamamıştı. Büyük bir baskı ve saldırı ortamında seçimlere girilse de partinin düşük oy alması partide hem değişim hem de özeleştiri süreciyle 31 Mart yerel seçimlere hazırlanmaya başladı. Böylece Kürt siyaseti ve demokratik güçler, özeleştiriyle yeni bir sürecin inşasını başlattı. Türkiye’nin iç siyasi tartışmalara ve siyasi gelişmelere ilişkin DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, bir yıllık süreci gazetemize değerlendirdi. Bayındır’ın değerlendirmeleri şöyle:
2023 yıkıcı bir yıldı
“2023 yılı ulus devlet anlayışının yıkıcı yanlarının halklar üzerindeki etkisini tüm ağırlığıyla gösterdiği bir yıl oldu. Küresel hegemonik güçlerin ve sermayesinin insanı her alanda kuşatan bu yıkıma karşı halkların kendi öz gücüyle ortaya koyduğu direnişine de sahne olmuştur. Günden güne halklara karşı yoğunlaştırılan bu topyekun savaşın altında yatan gerçekliğin hala halkların onurlu bir yaşama olan inancının var olduğu gerçeğini bizlere bir kez daha göstermiştir. Ulus devlet anlayışının tüm yıkıcı yöntemlerinin denendiği Kurdistan, bugün dünyada onurlu yaşam mücadelesinin en önde gelen coğrafyalarından biri olmuştur. Ulus devlet anlayışının bugün Ortadoğu’da yarattığı yıkımın en önde gelen temsilcilerinden biri olan AKP-MHP iktidarı, başta Kürt halkı olmak üzere binlerce yıldır bu topraklarda var olan halklara karşı bu yıkıcı savaşı her gün daha da derinleştirmektedir.
Baskı, inkar ve asimilasyon
“Gelinen noktada AKP-MHP siyasal iktidarının yarattığı yıkım toplumsal yaşamın her alanında insanlık dışı bir duruma varmıştır. Kendi siyasal hayatlarının devamlılığını Türkiye ve Kurdistan halklarının demokratik taleplerinin inkarı üzerine kuran anlayış tarihin tüm baskıcı rejimleri gibi tarihin kara sayfalarında yer alacaktır. Bugün Türkiye ve Kurdistan’da demokratik toplumu savunan halklara karşı baskıcı, inkarcı ve asimilasyoncu yaklaşım devam etmektedir. Toplumun demokratikleşmesi ve onurlu bir barış çağrılarına karşın AKP-MHP iktidarı toplumun geleceğini savaş politikalarına mahkum etmiştir. Tüm dünya halklarının vicdanında mahkum olan savaş, AKP-MHP iktidarının övünç kaynağına dönüşmüştür. Kürt düşmanlığı üzerinden iktidarını kalıcı hale getirmeye çalışan AKP-MHP iktidarı, siyasal ve toplumsal yaşamın her alanında bunu örgütleme yoluna gitmiştir. 2015 yılından itibaren Kürtlere karşı devreye koyulan ‘çöktürme planı’nın sonuçsuz kalması gerçekliği geride bıraktığımız 2023 yılında bir kez daha anlaşılmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçiminin Kurdistan’daki sonuçları bu planın uygulayıcısı olan tekçi anlayışa somut bir cevap olmuştur.
Ancak bunu sindiremeyen AKP-MHP faşist iktidarı yine her zamanki gibi Kürt toplumu üzerinde özel savaş politikalarına sarılarak çıkış yolu aramayı seçmiştir. Savaş politikalarının yarattığı toplumsal yıkımı görünmez kılmak adına Kürt toplumuna karşı şovenist ve milliyetçi söylemi her gün yeniden üretmektedir. Savaş dışında herhangi bir politikası olmayan anlayış toplumdaki her muhalif sesi sindirme yollarını aramaktadır.
Kayyım anlayışı
“Kurdistan’da hiçbir meşruiyeti olmayan AKP-MHP faşist bloğu kayyım rejimiyle Kurdistan’ın her alanının fiziki ve kültürel soykırım kıskacında tutmaya çalışmaktadır. Sömürgeci bir anlayışla Kurdistan’ın her alanını kendi sermayelerine bir rant alanına dönüştürerek talan etmeye devam etmektedir. Binlerce yıllık kültürel miras alanlarını yok etmekten geri durmamıştır. Kurdistan doğasının fiziki talanının yanında Kürt halkının değerlerine saldırmaktan da geri durmayan kayyım rejimine karşı, mayıs seçimlerinden sonra yürüttüğümüz değerlendirmeler sonucunda yeniden yapılanma süreciyle birlikte önümüzdeki yerel yönetimler seçiminde halkımızın gereken cevabı vereceğinden kimsenin şüphesi olmasın.
Halkımızın 2023’te ortaya koyduğu mücadele iradesi bunu göstermektedir. Kayyım anlayışı bir şehrin bir bölgenin yaşamsal olan her alanını etkilemektedir. Halkçı belediyeciliğin gereklerini halkımızla birlikte imkanlar ölçüsünde yerine getirmeye çalıştık ancak böylesi bir felakette bile siyasal iktidarın engellemeleriyle karşılaştık.
Kürt halkına karşı savaş
“2023 yılında Kurdistan ve Türkiye’de yaşananlar dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan savaş ve felaketlerden bağımsız ilerlemedi. Yakın zamanda başlayan ve hala devam eden İsrail-Filistin savaşı özellikle siyasal iktidarın çözüm ve barış konusunda ne kadar tutarsız olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Kürt halkına karşı savaş politikalarında ısrar eden AKP-MHP iktidarı Filistin halkının haklı davasından siyasal rant devşirme çabası içinde olmuştur. Her zaman ifade ettiğimiz gibi; savaşlardan medet umanlar barış iradesi karşısında mutlaka yenilecektir. Buna olan inancımızla halkların barış içinde yaşayacağı özgür ve eşit bir dünya birlikte inşa etmenin umuduyla tüm dünya halklarının yeni yılını kutluyoruz.”
Kronoloji
2023’te meydana gelen siyasi gelişmeleri kronolojik olarak derledik:
5 Ocak: Anayasa Mahkemesi, HDP’nin hazine yardımı hesabının bloke edilmesine karar verdi.
31 Ocak: Millet İttifakı, genel seçim sonrası icraatlarını içeren Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni açıkladı.
2 Şubat: Hollanda, Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika, İsveç, İtalya ve İsviçre, İstanbul başkonsolosluklarını güvenlik nedeniyle kapattı.
6 Şubat: Mereş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem meydana geldi.
11 Şubat: Deniz Baykal hayatını kaybetti.
3 Mart: Meclis’te ise Mereş merkezli depremlerin sonuçlarının araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.
5 Mart: Millet İttifakı üyesi Meral Akşener, cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun belirlenmesine tepki olarak ittifaktan ayrıldı. Ancak bir gün sonra bu kararından vazgeçerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etti.
7 Mart: Altı siyasi partinin ittifakıyla kurulan, kamuoyunda 6’lı Masa olarak bilinen Millet İttifakı, yapılacak seçimde CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladı.
22 Mart: HDP, TİP, EMEP, EHP, TÖP ve SMF oluşan Emek ve Özgürlük İttifakı, cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacağını açıkladı.
11 Mayıs: Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekildi.
14 Mayıs: Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turu ve genel seçimler yapıldı. Seçimlerde AKP yüzde 35,40 ile 266 milletvekili, CHP yüzde 25,36 ile 168 milletvekili, MHP yüzde 10,07 ile 51 milletvekili, İyi Parti yüzde 9,84 ile 44 milletvekili ve Yeşil Sol Parti yüzde 8,77 ile 62 milletvekili çıkardı.
28 Mayıs: Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turu gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçerli oyların yüzde 52,18’ini alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi.
3 Haziran: Cumhurbaşkanlığı Kabinesi açıklandı. İçişleri Bakanlığı’na, Süleyman Soylu’nun yerine İstanbul Valisi Ali Yerlikaya getirildi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ise Mehmet Şimşek geldi.
9 Haziran: Merkez Bankası’nın yeni başkanı Hafize Gaye Erkan oldu.
27 Ağustos: Yapılan HDP kongresinde partinin yeni eş genel başkanları Sultan Özcan ve Cahit Kırkazak seçildi.
28 Eylül: Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 8 sanıklı Gezi Parkı davasında, Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku’ya verilen 18’er yıl hapis cezalarını onadı.
7 Ekim: Düzenlenen AKP 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden partisinin genel başkanlığına seçildi.
15 Ekim: Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) “Özgürlük için yeniden” sloganıyla düzenlediği 4. Olağan Kongresi’ni yaptı. Kongrede partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olacağını duyuruldu.
19 Ekim: Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon için cumhurbaşkanına verilen yetkinin iki yıl daha uzatılmasını öngören tezkere Meclis’ten geçti.
25 Ekim: AYM, TİP’ten milletvekili seçilen Gezi tutuklusu Can Atalay için hak ihlali kararı verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Atalay’ı tahliye etmeyerek, dosyayı Yargıtay’a gönderdi. Yargıtay da Atalay hakkında tahliye kararı vermedi. 21 Aralık’ta AYM bir kez daha Atalay hakkında ihlal kararı verdi. Ancak yine yerel mahkeme tahliye kararı vermeyerek, dosyayı yeniden Yargıtay’a gönderdi.
4 Kasım: CHP 38. Olağan Genel Kurultayı yapıldı.
5 Kasım: CHP 38. Olağan Genel Kurultayı sonucunda Özgür Özel partinin yeni genel başkanı seçildi.
23 Kasım: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yeşil Sol Parti’nin adının Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilmesi kararını kabul etmedi.
11 Aralık: “HEDEP” kısaltması daha önce kapatılan HADEP’i çağrıştırdığı gerekçesiyle kabul edilmediği için parti, yeni bir kısa isim belirledi. Partinin kısa ismi “DEM Parti” olarak belirlendi.
14 Aralık: Meclis’teki bütçe görüşmelerinde konuşması biter bitmez fenalaşan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
19 Aralık: DEM Parti, yaptığı açıklamada yerel seçimlerde kendi adaylarıyla seçimlere gireceklerini, batıda kent uzlaşısı için demokratik güçlerle birlikte çalışacağını açıkladı.
HABER MERKEZİ