Pasûr’da 7 kişinin öldüğü patlamaya ilişkin çelişkilerin sonu gelmiyor. Varlığından kuşku duyulan şüpheli bir delil üzerinden Kendal Barut’a ceza istendi ancak Barut’un bunu yaptığına dair somut hiçbir delil yok. Avukatı, ‘Olayı Barut’un üzerine yıkmaya çalışıyorlar’ dedi
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı Beyrok (Ağaçkorur) mahallesinin kırsalında 12 Eylül 2019 tarihinde yaşanan patlamada, İhsan Çelikbilek (43), Mehmet Bozyel (17), Abit Yıldız (22), Ömer Yıldız (15), Siraç Yıldız (26), Ahmet Ay (23) ve Sinan Diger (45) yaşamını yitirdi. İçişleri Bakanlığı, patlama sonrası yaptığı açıklamada, patlamadan birkaç gün önce Pasûr Belediyesi’ne ait kepçenin bölgede çalışma yaptığını ve patlayıcının kepçe aracılığıyla yerleştirildiğini iddia etti.
Dönemin Halkların Demokratik Partili (HDP) Belediye Eşbaşkanları Fatih Taş ve Fatma Ay, bakanlığın iddiasından sonra görevden alındı ve yerlerine kayyım atanadı. Kısa bir süre sonra ise eşbaşkanlar Taş ve Ay ile Pasûr Belediyesi Fen İşleri Müdürü Şener Aktaş, olayda yakınını kaybeden Mehmet Emin Ay, Pasûr Belediye Meclis üyesi Yücel Çete ve dönemin HDP İlçe Eşbaşkanı Mehmet Abidin Karaman gözaltına alındı. 12 Eylül 2019’da mahkemeye çıkarılan 6 isim tutuklandı.
Suçlamalar boşa düştü
6 isim hakkında daha sonra “örgüt propagandası yapmak”, “tasarlayarak öldürme, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma veya el değiştirme”, “devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma”, “suçu ve suçluyu övmek” ve “yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmek” iddialarıyla iddianame hazırlandı. İddianamenin kabul edilmesinin ardından 11 Aralık 2019 tarihinde görülen ilk duruşmada 6 isim de tahliye edildi.
Parmak izi de kuşkulu
İddianamede, soruşturma aşamasında patlamaya dair hazırlanan bazı inceleme raporları yer aldı. En dikkat çeken rapor, söz konusu patlayıcının hazırlanmasında kullanıldığı iddia edilen bant ve üzerindeki parmak izi oldu. Ancak parmak izinde herhangi bir ize rastlanmadı.
Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama devam ederken, Mayıs 2021’de yaralı olarak yakalanan ve tutuklanan PKK’li Kendal Barut dosyaya dahil edildi. Bant üzerindeki parmak izinin, Barut’a ait olduğu iddia edildi. Ancak söz konusu evrakın ıslak imzalı hali dosyaya konulmadı.
27 Aralık’ta görülen son duruşmada da, Barut’un 2012’de ehliyet nedeniyle sistemde parmak izi olduğu avukatı tarafından mahkemeye iletildi. Avukat ifadeleri, iddianamede yer alan ve bant üzerinde tespit edilen parmak izinin sistemdeki parmak izleriyle uyuşmadığı yönünde hazırlanan raporu boşa çıkardı.
Avukat, müvekkili Barut’un ne zaman ehliyet aldığı ve ehliyet alırken sisteme verdiği evrakların getirilmesini istedi. Ayrıca parmak izinin Barut’a ait olduğunda dair hazırlanan evrakın ıslak imzalı halinden dosyaya eklenmesini istedi. Her iki talep de reddedildi.
Ağırlaştırılmış müebbet istendi
Buna rağmen hem Barut hem de diğer isimler hakkında ceza talep edildi. Son duruşmada mütalaasını açıklayan savcı, Barut hakkında patlamada ölen 7 kişi için ayrı ayrı 7’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Savcı, bununla da yetinmeyerek Barut hakkında “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaktan” bir kez ağırlaştırılmış müebbet; 12 kişiyi “kasten öldürmeye teşebbüs” iddiasıyla 12 kez müebbet; “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 15 yıla kadar hapis cezaları talep etti.
Cezanın dosyayla alakası yok
Savcı, belediye eşbaşkanları ve diğer 5 isim hakkında patlamaya dair delil bulunamaması nedeniyle beraat istedi. Ancak 6 ismin katıldığı eylem, etkinlik ve sanal medya paylaşımları gerekçesiyle “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla ceza talep edildi.
İşkence gördü, gözünü kaybetti
Hakkında ağırlaştırılmış cezalar istenen Barut’un avukatı Gözde Engin, dava sürecini Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi. Olayın sorumlularının bulunmadığını ve olayın sorumluluğunun müvekkiline yüklenmek istendiğini belirten Av. Engin, müvekkilinin yaralı yakalandığını, işkence gördüğünü ve tedavisinin yapılmaması nedeniyle bir gözünü kaybettiğini aktardı. Engin, bu konuda yaptıkları suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığını ifade etti.
Çelişki yaratıyor
Olay yerinde bulunduğu dahi kuşkulu olan bir delilde (bantta) müvekkilinin parmak izinin bulunduğu iddiası olduğuna dikkati çeken Engin, “Bu ciddi bir çelişki yaratıyor. Kendal’ın ne zaman ehliyet aldığı, ehliyet alırken sisteme verdiği evrakların getirilmesini istedik. Mahkeme bunu da reddetti” diye konuştu.
‘Olayı Kendal’a yıkmaya çalışıyorlar’
“Bu bandın olup olmadığını bilmiyoruz” diyen Engin, mahkemenin de bilmediğini kaydetti. Engin, şunları söyledi: “Sadece kolluk böyle bir bant olduğunu iddia ediyor. Bandın mahkemeye getirilmesini talep ettik. ‘Kendal sonradan canlı yakalandığı için bütün olayı Kendal’a yıkmaya çalışıyorsunuz’ dedik. Patlama ve Kendal hakkında bir sürü açık ve gizli tanık var. Ama olayın Kendal tarafından yapıldığına dair tek bir açık ve gizli tanık beyanı yoktur. Bu olayla Kendal’ı bağlayan tek şey o iddia ettikleri parmak izi. ‘Görmek istiyoruz’ dedik. Çünkü delil 5 duyu organınla ulaşabildiğin bir şeydir. Bunu da reddettiler. Sorumlusunu bulamadıkları için olayı müdafisi olduğum sanığa yüklemeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Hükmü kafalarında vermişler
Parmak izine dair de iki farklı rapor olduğunu söyleyen Engin, “Hazırlanan raporun birinde sağ eldeki bir parmağın izi, ikinci raporda ise sol elindeki bir parmağın izi olduğu bilgisi yer alıyor. Aslında kafalarında verilmiş bir hüküm var. Tiyatro biçiminde bir yargılama devam ediyor” ifadelerini kullandı.
AMED