Devletçi iktidar güçlerine karşı demokratik ekolojik, özgürlükçü toplum paradigmasını özümser. Bu minvalde Bilge insanın halklara armağan ettiği demokratik ulus ve demokratik konfederalizm yegane yaşanır demokratik sistemdir
İsmail Kıno
Günümüzde kapitalist modernitenin neoliberal politikalarla yaratmağa çalıştığı bireye dayanan tüketici toplumun sürekliliğini sürdürüp sağlamak için atom altı parçacıklara kadar parçaladığı yaşamı kurumsallaştırmaya çalışıyor. “Kapitalist modernitenin iktidar yapısına taşıdığı yeniliklerin başında kurumsal niteliğinin derinliği gelmektedir.” Kapitalist modernite bu minvalde ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal yaşam alanlarına dayanan kurumsal yapılara derinlik kazandırarak öncelikle kadın ve gençliği hedef alır.
Toplumun mücadele dinamiklerine öncülük eden kadın ve gençliği rehabilite eder. O halde kapitalist modernite ile mücadele etmek için evrenselleşen Bilge insanın paradigmasının kavram ve kuramsal çerçevesinde mücadele etmek insani bir sorumluluktur. Bunun için başta coğrafyamızın da içinde yer aldığı sorunlar silsilesine çözüm gücü olabilmek, paradigmasal iradeyi açığa çıkarmak gerek. Bunun için başta kadın özgürlüğü, gençlik sorunu, Kürd, Kürdistani gerçeklik tüm toplumsal sorunlar, insan hakları evrensel hukuk, Ortadoğu sorunu, demokratikleşme, demokrasi sorunu, Türkiye’nin demokrasi sorunu, emek hareketleri, sivil toplum kurumlarının demokrasi sorunu ve dünya çoklu demokratik hareketlerin, kurumların, STK’ların ile kendi ideolojik, politik hattını hayata geçirme isteği, kadınların, sendikaların ve ekolojist hareketlerin ile dünya çevreci hareketleri ile bunların kapitalist modernite karşıtı mücadelelerini Bilge insan ve paradigmasının gerçeğinden ayırmanın, ayrı düşünmenin bizi doğru, evrensel bir gerçekle yüzleştirmeyeceğini doğru ve sonuç alıcı bir hamleden yoksun bırakır.
Bugün gelişen ve dünyanın her yerinde demokratik modernite yaşam paradigması kavramsal bir çerçevede, dünya kadın konfederalizmi ve birinci dünya gençlik örgütlenme ve çalışma faaliyetlerine ilham kaynağı ve beslenme damarı olmuşsa demokratik ulus ile konfederalizmin evrensel insani bir yaşam isteği ile demokratik sosyalizme doğru evrilme yolunun taşları döşenmiş sona doğru bir çıkış olacaktır. Yani devlet dışı bir arada demokratik, özgür bir yaşam olacaktır. İnsani, hukuki, evrensel değerleri Bilge insandan ve paradigma gerçekliğinden ayrı düşünemeyiz. Yaşadığımız bu zaman diliminde bütün sistemlerin alternatifi demokratik modernite yaşam paradigmasıdır.
Yaşam paradigması toplumsal ve ekolojik özgürlüğün doğa ve toplum arasındaki birlikteliği içselleşmiş hali ile birbirlerini güçlendiren yön ve alanlarını inceler. Doğa ve toplum arasındaki ilişkileri düzenler. Birinci ve ikinci doğanın birlikteliğini geliştirerek savunur. Devletçi iktidar güçlerine karşı demokratik ekolojik, özgürlükçü toplum paradigmasını özümser. Bu minvalde Bilge insanın halklara armağan ettiği demokratik ulus ve demokratik konfederalizm yegane yaşanır demokratik sistemdir. Bugün Rojava’da komün ve meclisler şeklinde hayat bulmuş durumdadır. Özcesi; bütün bunları Bilge insandan ayrı düşünmek mümkün değildir. Doğru yaşam, doğru duruş, doğru söylem doğru mücadele ile olur.