Dünya halkları umutla yeni bir yıla girmeye hazırlanıyor. Noel kutlanmaları başladı. Bugün, yazımda gelecek yıl için mutluluğun bugünden görünen ipuçlarını yazmak isterdim. Yazamıyorum. Yaşamında umudunu hiç kaybetmeyen bir dostunuz olarak yaşamımızdaki kötülüklerin son bulacağı bir yıla başlıyoruz, bu yıl yaşadığımız zulmü yıkımları geride bıraktık demeyi, birbirimize bunları söyleyeceğimiz bir buluşmada sizlerle olmayı isterdim. Olmuyor dostlar.
2023’te sürdürülen adaletsizlikleri, sömürüleri, yıkımları, baskıcı, yıkıcı politikaları, tek adama bağlı yürütme sistemine karşı, yeni yıl bizleri politik mücadeleye çağırıyor. Yeni yılınızı mücadelenin gücü ve kararlılığı ile selamlıyorum.
Barış istemenin, özgür ve eşit yaşam için verdiğimiz politik mücadelenin bedelini yaşarken, güvencesizliğin yaşamımızın her yanını sararken, yoksulluk yoksunluklar çoğalarak derinleşirken, kadınlar, çocuklar şiddete uğrarken, iş cinayetleri gün gün artarken, yaşam alanları yok oluşa sürüklenirken ve birileri, bu yıkım politikaları ile güçlerine güç, sermayelerine sermaye katarken; yeni yıl kutlu olsun mesajları sözcüklerin ışıltısında değil, mücadelenin gerçekliği ve kararlılığında buluşuyor bizler için.
“Kobanê’de IŞİD’in katliamları önlenmeli” diyen, “Ortadoğu’da ve Türkiye’de savaş değil, barış istiyoruz” diyen siyasetçilerin, çoğunun 3 yıl, eş başkanların 7 yılı aşkın süredir hukuksuz tutuklu olduğu, onlarca müebbetle yargılanırken mücadelenin kararlılığından vazgeçmemek hepimizi özgür yaşam için politik sorumluluk yüklüyor.
Siyasi iktidar 1045 kişilik şirket ve bürokrat ordusu ile gittiği uluslararası organizasyonlardan birinden COP28’de sağlık alanında, küresel ısınmayı önleyici sorumluluk, yükümlülük almadan geri döndü. Dönüşün hemen ardından aralık ayının son günlerinde temmuzdan beri hazırlıklarını sürdürdüğü Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) Türkiye’de dağları, tarlaları sermaye birikimine açmak için çabalarını uygulamaya soktu. TBMM’ye sunduğu kanun teklifi ile BAE’ye RES, depolama sahası yapmak üzere doğal alanları kullanıma açmayı yasallaştırdı.
Depolama sahalarından biri için, Aliağa için düğmeye basıldı bile. Siyasi iktidar, BAE’ye tanıdığı imtiyazla aynı günlerde yıllardır sürdürdüğü doğal alanları depolama sahasına çevirme çabasının düğmesine yeni yıla girerken Aliağa için bastı. Sao Paulo Savaş Gemisi yeniden Aliağa’ya söküm için getirilmeye çalışılıyor. Hatırlarsanız savaş uçak gemisi enkazı Nae Sao Paulo, 4 Ağustos’ta Brezilya’dan İzmir’e doğru yola çıkmıştı ve sökülmesi için Aliağa’ya getirilmeye çalışılmıştı. Ağustos ayında ekoloji örgütleri “Ölüm gemisini durduralım” diye çağrı yapmış, savaş gemisi enkazı verilen kolektif mücadelenin sonunda Aliağa’ya sokulamamıştı, gemi Aliağa’dan uzaklaştırılmıştı. Döndürüldü, dolaştırıldı, unutturuldu ve ölüm gemisi yeniden söküm için Aliağa’ya getirilmeye karar verildi.
Türkiye son yıllarda atık ticaretine hazır olduğunu katıldığı her uluslararası toplantıda beyan etmekte, yönetmelikleri tehlikeli atık depolama işlevi için düzenledi.
Meralarından deniz kıyılarına kadar doğal alanları dolgu sahası, depolama sahası olarak tahsis etmeyi sürdürdü. Radyoaktif atıkları alabilecek idari yazışmaları “başarı”yla yapabildiği, doğal alanları şirketlere atık depolama olarak sunabildiği için Aliağa ölüm bölgesi olarak seçilmeye devam ediyor. Bildiğiniz bu ülkede işçilerin hayatı ülkeyi yönetenler, söküm işine karar verenler, sökümden para kazanan şirketler için yok hükmünde, bu nedenle savaş enkazı taşıyan gemi toksik maddelerini Ege Denizi’ne, bölgede yaşayanlara, işçilere bırakmak için yeniden Aliağa’ya getiriliyor. Atığında radyoaktivite içeren uranyum zırhlaması yapılmış, kurşun ve kadmiyumlu boya vb. ile radyoaktivitesi, 500 ila 1000 ton arasında olduğu tahmin edilen asbesti, 165 ton civarında PCB’si ile 10.000 cıva yüklü floresan ampulü, kanserojen PCB içeren balastları, kurşunlu boya ile kaplı 645 ton ağır metali, 20 ton organo kalay içeren boya atıkları savaş gemisi; çalışırken saçtığı ölümlere parçalanırken öldüreceklerini eklemek için yeniden Aliağa’ya, Ege sularına getirildi.
Yaşamı tehdit eden tehlikeli atıkların Aliağa’ya, Türkiye’ye getirilmemesi, depolanmaması, söküm, parçalama yapılmaması ekoloji örgütleri, demokratik kitle örgütleri; ekoloji, emek ve meslek örgütleri, araştırmacılar yıllardır mücadele ediyor.
Sao Paulo vd. tehlikeli atık enkazları gemi söküm alanına ulaşırsa yaratacağı tehdit, önce tehlikeli atığı sökmek zorunda olan, güvencesiz koşullarda çalışmaya mahkûm, ne iş olursa ve ne koşulda olursa yapmak zorunda olan işçiler, ardından çevre çeperde yaşayan halklar ve tüm canlılar üzerinde ölümcül etkisini gösterecek. Pahalılığın, yoksulluğun, savaşların, yerinden yurdundan edilmenin ve yaşamak zorunda olmanın bedelini işçiler iş cinayetlerinde hayatları ile öderken eminim birbirimize mutlu yıllar diyemiyoruz.
Bizler yaşamı özgür kılmak isteyenler, bunun için politik sorumluluk alanlar, siyasetçiler, demokratik kitle örgütleri, kadınlar, işçiler, halklar umudumuzu yitirmeden, vazgeçmeden, ısrarla barış istemeye devam ediyoruz. Siyasi iktidarın özgürlüklere, özgür yaşama yapmaya çalıştığı tüm saldırılara, politikalara, faşizmin yöntemlerini her geçen gün daha fazla halkları baskılamak için kullanmasına karşı yeni yıl için her zaman tek bir sözümüz var: Vazgeçmeyeceğiz, vazgeçmiyoruz. Özgürlükte, özgür yaşamdan, sömürüyle, ırkçılıkla, savaşa ve şiddete karşı barışı istemekten, bunun için sorumluluk almaktan, buna ve birbirimize emek vermekten vazgeçmeyeceğiz. Buna söz vererek buluşmak istiyorum yeni yıla girerken siz dostlarımla. Ve yan yana olduğumuzun güvencesi ile. Özgür ve barış içinde yaşayacağımız yeni yıl dileği ile…