Şirnex İl Örgütü kongresinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, asker ölümlerinin sorumlusu olarak Erdoğan ve Bahçeli’yi işaret etti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex İl Örgütü, “Dem dema azadîyê ye” şiarıyla 1’nci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdi.
Kongreye DEM Parti Sözcüsü ve Şirnex Milletvekili Ayşegül Doğan, kentin partili diğer milletvekilleri Nevroz Uysal ve Mehmet Zeki İrmez ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır katıldı.
Kongrenin başlatılmasıyla ilk olarak DEM Parti Sözcüsü Ayşelgül Doğan partililere seslendi.
Kürt halkının 100 yıldır hep olağanüstü karşı karşıya kaldığını dile getiren Doğan, “Bütün çalışmalarımız, mücadelemiz olağanüstü süreçlerden geçiyor. Yine olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Sesimizin duyulmasını istemeyenler, taleplerimizin yanlış anlaşılmasını isteyenler ve bizi barış istemiyormuşuz gibi göstermeye çalışanlar yine saldırılarına başladı” dedi.
‘Kürt halkının gözü Şirnex’tedir’
Şirnex’ın bütün ilçeleriyle Kurdistan’ın tam kalbinde olduğunu ifade eden Doğan, yaklaşan seçimlere dair kongrenin önemin işaret ederek “Büyük bir zafer elde etme durumumuz var. Eğer bu ihtimale inanırsak, cesaretle barış ihtimaline sahip çıkarsak ve onların sesini yükseltip kimsenin toplumu zehirlemesine izin vermezsek başarıya ulaşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2019 yerel seçimlerinden sonra sarf ettiği ‘İstanbul’u kaybettik ama Şırnak’ı kazandık’ sözlerine hatırlatan Doğan, “Şirnex ve ilçelerinin barış ve özgürlük mücadelemiz için önemini biliyorlar. Bundan dolayı bu saatten sonra bu yaklaşımla çalışmamız lazım. Bu kongre 31 Mart gecesi elde edeceğimiz zaferin müjdecisi olsun. 31 Mart gecesi evlerimize döndüğümüzde, ‘Şirnex’i kazandık’ diyelim. Kürt halkının gözleri Şirnex’tedir” ifadelerini kullandı.
‘Kürdistanı kan gölüne çevirmek istiyorlar’
Doğan’ın ardından DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır konuştu.
Keskin Bayındır, “Botan Kurdistan’ın kalbidir. Botan, tufan yeri değil, özgürlük yeri olacaktır” diyerek sözlerine şöyle başladı.
Bayındır sözlerini şöyle devam ettirdi:
“Her zaman barış için elimiz havadadır. Erdoğan ile kirli ve kan emici ortağı Bahçeli, Kürtlerin barış ve özgürlük elini her zaman havada bırakıyor. Bütün dünya biliyor ki Kürtler, ana sütü gibi kendilerine reva olan hakları için mücadele ediyor. Bunun için bir adım dahi geri atmıyorlar. Bu katliamlar bitmediği müddetçe Kürt sorunu bitmez. Bu katliamlar devam ettiği müddetçe de mücadelemizi sürdüreceğiz.
AKP-MHP iktidarı, Rojava’daki hastane, cami ve bütün yaşam alanlarına barbarca saldırıyor. Kurdistan’ı kan gönlüne çevirmek istiyorlar. Dilimize karşı da köklü bir düşmanlık var. Camilerimizde de Kürt dilini yasaklamak istiyorlar. İnandığımız dinimizi bile yabancı bir dille öğrenmemizi istiyorlar. Bütün diller var ama Kürtçe yok. Eğer Kürtçeyi kabul etmiyorsanız Kürtleri de kabul etmiyorsunuzdur. O zaman biz de seni kabul etmiyoruz.”
‘Cenazelerin sebebi Erdoğan ve Bahçelidir’
Devam eden savaş ortamı içerisinde cenazelerin gelmesinin sebebinin Erdoğan ve Bahçeli olduğunu söyleyen Bayındır, “Bu faşist AKP-MHP iktidarı, düşmanlığını derinleştirmek istiyor. Kürt halkının arasındaki ittifaksızlıktan güç alıyorlar. Bugün birlik zamanıdır. İttifakla bütün bu sorunları çözeceğiz. Nerede olursak olalım 4 parça Kurdistan’da ulusal ittifak lazım. Faşist Türk devletine muhtaç değiliz. Bizleri siyasetimizi bu ölümlerini sorumlusu yapmak istiyorlar. Türkiye gelen bu cenazelerin sebebi Erdoğan ve Bahçeli’nin siyasetidir. Bunun başka sorumlusu yok” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının devamında İmralı tecridi üzerinde duran Bayındır, “Sayın Öcalan, Kürt halkı ve Ortadoğu halkları için nasıl bir rol önümüze koyuyor? Sayın Öcalan duruşuyla ve sözleriyle her zaman şunu belirtiyor; ‘Bu devlet ve iktidar imkan verirse Kürt sorununu bir haftada çözeceğim.’ Fakat AKP-MHP savaş ve köklü bir düşmanlıkla Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uyguluyor. Kürdistan ve bütün Ortadoğu’yu kan gölüne çevirip katliam yapmak istiyorlar. Bu katliam ve ölümlerin tek sebebi Erdoğan ve Bahçeli’dir. Bir an önce Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bitirilmesi lazım. Kurdistan ve Ortadoğu’nun özgürlük ve barış yeri olması lazım. Hiç kimse Ankara ve İstanbul’da siyasetimizi tehdit etmesin. Sizin karşınızda dik duracağız ve tek bir adım dahi geri atmayacağız. Kendimize, halkımıza ve onlarca yıllık mücadelemize inanıyoruz” diye konuştu.
31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere de değinen Bayındır, önümüzde seçimlere dair seferberlik ruhuyla seçim çalışması yapma çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ