PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin İslamiyet’te yerinin olmadığını belirten Mele Yusuf İnal, ‘Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a hukuksuzluk yapılırsa, bütün Kürt halkına yapılmış olur’ diyerek, birlik ve mücadele çağrısında bulundu
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 33 aydır haber alınamıyor.
Aile ve avukat görüşlerinin sistematik bir şekilde engellenmesiyle sürdürülen haber alınamama hali, Kürtler başta olmak üzere dünya kamuoyunda kaygıları derinleştiriyor.
Tecridin derinleştirilmesi ve Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarına karşı küresel düzeyde başlatılan ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ kampanyasına destek ve dayanışma da artıyor. Kampanyaya desteklerini açıklayan din alimlerinden Mele Yusuf İnal, İmralı tecrit sistemini ve Kürtlere dönük baskı politikalarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
Tecridin evrensel bir sorun olduğunun altını çizen İnal, ne demokraside ne de İslamiyet’te tecrittin yerinin olmadığını vurguladı.
‘Kürt sorunu tüm Ortadoğu’nun, dünyanın sorunudur’
Aklıselim ve vicdanlı insanların tecridi kabul etmediklerini söyleyen İnal, “Bir kere Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a hukuksuzluk yapılırsa, bütün Kürt halkına yapılmış olur. Velev ki Abdullah Öcalan değil, başka bir inanca mensup bir kişiye de hukuksuzluk yapılsa, biz inançlılar ve demokratlar olarak ona da karşı oluruz. Yahudi, Hristiyan, din, dil, ırk, rengi göz önünde bulundurmayız. Bizim kıstaslarımız bunlar değildir. Uluslarda bazı kurallar ve kaideler olur. Eğer o kurallar ayaklar altına alınırsa, kim olursa olsun karşısında dururuz. Bu nedenle tecride karşıyız” dedi.
Demokrasinin olmadığı yerde hiçbir ideolojinin geçerli olamayacağını kaydeden İnal, Türkiye’nin yönetim şeklinin ‘faşizm’ olduğunu belirtti. Osmanlı’dan bu yana Kürt sorununda herhangi bir çözüm üretilmediğini dile getiren İnal, Kürtlere yönelik ‘imha ve inkar’ politikalarının sürdürüldüğünü vurguladı.
İmha ve inkar politikalarının kültürden sanata her alanda yapıldığını dile getiren İnal, “İmha ve inkar politikaları kimlik, kültürel ve benzeri her alanda yapıldı. Halen biz Kürtlerin bir kimliği yok. Türkiye’de ekonomik kriz başta olmak üzere yaşanan çoğu sorunun nedeni Kürt sorununa dönük çözümsüzlük politikalarıdır. Kürt sorunu tüm Ortadoğu’nun, dünyanın sorunudur. Bu yüzden çözüm için tecridin kaldırılması gerekir” şeklinde konuştu.
‘Tecridi birleşerek kırabiliriz’
Türklerin sahip oldukları haklara Kürtlerinde sahip olması gerektiğini ifade eden İnal, “Onlara kalsa evimizin içinde bile Kürtçe konuşmayacağız. Bu haklar bütün semavi dinlerde de önemlidir. Kürt halkının hakkına sahip çıkması gerekiyor. Burada bazı eksikliklerimiz de var. Çünkü birliğimiz yok. Bu Kürt halkının suçu da değil, bu Kürtlere düşmanlık yapanların suçudur. Ahlaksızca Kürtlere yaklaşıyorlar. Ne ahlakı ne Allah’ı tanıyorlar. Kürt halkı burada birliğini güçlendirmelidir. Biz burada herkesin eşit şekilde yaşamasını istiyoruz. Biz bu tecridi ancak birleşerek, cezaevlerine sahip çıkarak kaldırabiliriz” ifadelerini kullandı.
Yakın zamanda Kandıra Cezaevi’ne gittiğini aktaran İnal, tecride karşı sürdürülen açlık grevlerine dair son olarak şunları söyledi:
“Tutsaklar halktan destek, seslerinin dünyaya yayılmasını istiyorlardı. Aramızdaki farklılıklara bakmayalım, ulusal Kurdistan için bir araya gelelim. Eğer böyle yapmazsak, emin olun dünya sesimizi tanımaz. Bir sonuç almak için halkımızın tamamı birleşmelidir.”
HABER MERKEZİ