Yollar kapitalizmin can damarıyken, doğal yaşamın yıkımını hızla sağlayan özelliğe sahiptir. Karadeniz Sahil Yolu bölgedeki yağmanın genişlemesini sağlarken, Finike-Kaş arası yapılmak istenen otoyolla, tarihi ve doğal SİT’ler istila edilecek
Yusuf Gürsucu
Yıllar önce Karadeniz Sahil Yolu’nun tüm itirazlara rağmen inşa edilmesi sağlanırken, sonuçları ağır oldu. Kara ve deniz arasına girerek var olan simbiyotik ilişkiyi yok eden ve derelerin denizle buluşmasının önüne setler kurarak felaketlere yol açan, insanların denizle bağını koparıp yabancılaştıran sahil yolu, bölgenin kapitalist yağmaya açılmasının ön koşullarından birisiydi. Yolla birlikte bölgede HES’lerle başlayan yağma madenlerle genişleyerek sürerken, Ayder yaylasında ‘kentsel dönüşüm’ gibi ucube girişimler adeta tüm yaylaları kapsayarak ekosistem yerle bir edilmeye başlandı.
Akdeniz Sahil Yolu
Türkiye coğrafyasının tüm kıyılarının yağmaya açılması kesintisiz sürüyor. Akdeniz Sahil Yolu ile Antalya, Muğla, Mersin illerini birbirine bağlayarak, turizmin gelişmesi iddiasıyla inşa edilirken, bunun bir parçası olan 2 gidiş 2 gelişli Finike-Demre ve Kaş otoyolu ile bölgenin tarihi, doğal ve tarımsal alanlarını parçalayıp yok olmasına neden olacak bir girişim olarak öne çıkıyor. Yolu ihale edecek olan Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü yolun mevcut trafik yükünü hafifleteceğini iddia ederken, sadece yılın 3-4 ayında yoğunlaşan yol 9 ay boyunca boş kalacak. İhale yoluyla bir şirkete verilecek olan otoyol inşası ve işletilmesine verilen ‘müşteri garantisi’ doldurulamadığı koşullarda yolu hiç kullanmayan milyonlarca insanın vergileri de şirketlerin cebine taşınacak.
‘Yaşlı Sparky’
Stephen King’in Yeşil Yol romanında Could Mountain hapisanesinin E blokunda idam mahkûmlarının tutulduğu aktarılır. İdam sırası gelen mahkûmlar “yaşlı Sparky” adı verilmiş olan elektrikli sandalyeye infaz için götürülürken 1 mil uzunluğunda “yeşil yol”dan geçerler. Karadeniz’de inşa edilen sahil yolu ve o yolu yaylalara bağlayan ‘yeşil yol’ doğal yaşamın idam fermanı olarak ortaya çıkarılmıştır. Çok büyük arkeolojik yerleşimlere sahip olan Finike, Demre, Kaç otoyolu da ormanlar, tarım arazileri katledilerek inşa edilirken, binlerce yıllık tarihe büyük bir darbe vurulacak.
Kapitalizmin can damarı
İnsanın yaşamını sağlayan kan tüm vücudumuza damarlar yoluyla yayılır. Kapitalizmin can damarları ise yollardır. En ücra köşedeki yerleşim alanına ulaşmak ve onu sermaye birikim sürecinin bir parçası haline getirmek için yollar kapitalizm için olmazsa olmazdır. Bu nedenle dağ başlarında yaşayan insanlara Coca Cola’dan tutun da Nestle çikolataya hatta şişelenmiş suya kadar üretilen her şeyin ulaşması istenir. Yollar aynı zamanda turizm yatırımları vb. işler için de gerekli olan temel fonksiyondur. ABD’de “altına hücum” döneminde yapılan tren yolları ve kara yolları kapitalizmin yol hikâyelerinin başlangıç noktası olması bakımından önemli örneklerdir.
Sermayenin aç gözlülüğü
Tarihteki İpek yolu gibi örnekler ise ticaret amacıyla inşa edilmişti. Tabii ki yolların birçoğu bizleri çok da rahatsız etmez ve hatta konfor sağlaması açısından hoşumuza da gider. Ancak günümüzde kapitalizmin yaşamın her alanını metalaştırma adımları artık ekolojik bir krize neden olmaktadır. Dağlar, ormanlar, tarım toprakları, sular ve doğada yaşayan birçok canlı türü sermayenin bitmek tükenmek bilmez aç gözlülüğüne kurban edilirken, tarihi sit alanları da bu yok oluştan nasibini almaktadır.
11 bin hektar orman katledilecek
Antalya Demre’den başlayıp, Kalkan girişinde son bulacak bölünmüş yol projesi toplam 74 kilometre uzunluğunda. Gidiş geliş olmak üzere toplam 4 şeritli olarak planlanan, 11 köprü ve viyadük, 6 tünel ile toplam 12 alt ve üst geçit yapılacağı belirtilen bölünmüş yol projesi için hazırlanan ÇED raporu, 4 Ocak 2024 tarihinde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından değerlendirilecek. ‘yusufyavuzhaber2022.wordpress.com/” yer alan habere göre, hazırlanan ÇED raporu proje güzergâhı üç ilçe sınırlarında toplam 11 bin hektarlık ormanlık alanı yok edecek.
Myra, Sura, Hoyran
Otoyol projesi, Orta Likya olarak anılan ve zengin doğal kültürel miras alanlarının bulunduğu bölgenin kalbinden geçiyor. Kaya mezarları ve lahitleriyle bilinen Demre ilçesi sınırlarındaki Kyaneai antik kentinin yakınında konumlanıyor. Myra, Sura ve Hoyran antik kentlerinin koruma sınırları içerisinden geçen otoyol güzergâhı, Kaş-Kalkan arasındaki korunan alanları da etkileyecek. Myra antik kentine su sağlayan koruma altındaki tarihi su kanalının bulunduğu kayalık alanda patlatma yapılarak tünel açılacak.