Suriye yönetiminin Kürt yerleşimlere yönelik ambargosu, ilaç ve yakıt sıkıntısı hastaneleri, sağlığı tehdit ediyor. Ablukanın ekmek ve su sorununu da arttıracağı belirtilirken ‘Bu abluka kaldırılmazsa büyük felaketler yaşanacak’ uyarısı yapıldı
Efrin-Şehba Demokratik Özerk Yönetim Eşbaşkanlık Yardımcısı Cemal Reşid, Şehba’daki kuşatma ve ambargonun devam etmesi halinde halkın temel yaşam ihtiyaçları dahi karşılayamaz duruma düşeceğini ve büyük bir krizin ortaya çıkacağını söyledi.
Türkiye’nin ve TSK’ye eklemlenip maaş-silah sağlanan Suriye Milli Ordusu unsurlarının yerlerinden ettiği Efrîn halkı 6 kıştır Şehba’da kamplarda zor koşullarda yaşıyor. Bölgeye Suriye yönetiminin ambargosu şartları daha da ağırlaştırdı.
ANHA’dan Zeyneb Şexo’ya konuşan Efrin-Şehba Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkanlık Yardımcısı Cemal Reşid, Şehba’ya gelmesinden beri Şam hükümetinin bölgeye yönelik kuşatma ve ambargosunun devam ettiğini belirterek şunları söyledi: “Şam hükümeti 6 yıldır bölge halkına yönelik ambargo uyguluyor. Kış mevsiminin gelmesiyle beraber ambargo koşulları daha ağırlaştı. Bölgede halk günlük temel yaşam ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlanıyor. Kuşatma ve abluka Şehba’daki sağlık durumu da olumsuz etkiliyor. Şehba bölgesinde tek bir hastane bulunuyor o da Avrin Hastanesi’dir. Kuşatma ve ambargodan dolayı hastane de çok zor günler yaşıyor. Yakıt sıkıntısı nedeniyle hastanelerin elektriği sık sık kesiliyor ve hastanenin bazı önemli bölümleri elektrikle çalışıyor. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte çocuklarda göğüs hastalıkları ve kış nezlesi arttı. Yine yaşanan yakıt sıkıntısından dolayı sağlık hizmetine ulaşmak da çok zorlaşıyor. Efrin ve Şehba’daki yurttaşların sağlığı da tehlikededir. İhtiyaç duyulan ilaçların eksikliği de ayrıca büyük bir sorun. Hastalar çoğu zaman birçok ilaca ulaşamıyor.”
Ekmek, su ve hastalıklar
Temiz su ve sağlık sorunlarına işaret eden Reşid “Şam hükümetinin kuşatmasından dolayı Şehba’da birçok hizmet çalışması askıya alındı. Kampların içerisinde temizlik çalışmaları günlük olarak devam etmediği takdirde çeşitli tehlikelere ve hastalıklara yol açacaktır. Fırın ve su için ihtiyaç duyulan yakıtta da ciddi sorunlar yaşanıyor. Bu abluka devam ederse halk, temel ihtiyaçlarından biri olan ekmek ve suyu bile karşılamakta zorlanıyor. 23 Kasım’dan bu yana halkın elektriği de kesildi. Bu abluka yakında kaldırılmazsa, büyük felaketler yaşanacak. Biz bu bölgenin yönetimi olarak her zaman halkımızın yanında olacağız. Bu nedenle bölgede halkın ihtiyaçlarını karşılamak için seferberlik ilan ettik” diye konuştu:
Eğitimi de vurdu
Şam hükümetinin kuşatmasından dolayı eğitimin de olumsuz etkilendiğini anlatan Cemal Reşid “Şam hükümetinin kuşatmasından dolayı çocuklarımız da eğitimden mahrum kaldı. Bölgede yaşanan kuşatma nedeniyle çocuk ve öğretmenler eğitimlerine devam etmek için ilçelere giderek, sürdürmeye çalışıyor. Ancak ilçelerdeki öğretmenler ve çocuklar akaryakıt kesintileri nedeniyle okullarına gelemiyor” dedi.
Koçer: Ölümlerden Şam sorumlu
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi Eşbaşkan Yardımcısı Hesen Koçer, Şam hükümetinin Şehba Kantonu ile Halep’in Kürt mahalleleri Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê mahalleleri üzerindeki ambargosuna tepki gösterdi. ANHA’dan Cihan Bilgin’e konuşan Koçer şunları söyledi: “Temel hedef halkın göçe zorlanarak buralardan çıkarılmasıdır. Şam hükümeti bu yaklaşımlarıyla Suriye sorununu daha derinleştiriyor. Şam hükümetinin politikaları Suriye halkı ve Şam hükümetinin düşmanlarına hizmet ediyor. Bu tür yaklaşımlar oradaki halkın iradesini kırmak, Kürtleri buradan çıkarmak isteyen soykırım politikalarının sonucudur. Şam hükümeti bu politikaya son vermelidir. Şam hükümetinin bu yaklaşımlarında insani bir yaklaşım yoktur ve Suriye halkını dışlayan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımlara karşı Şehba ve Şêxmeqsûd’daki halkımız büyük bir direniş sürdürüyor. Şam hükümetine işgalci Türk devletinin politikalarına hizmet etmemesi için çağrıda bulunuyoruz. Suriye’yi yıkan ve radikal İslam’ı Suriye’de gelişmesini sağlayan Türk devletidir. Bu politikalar yanlıştır. Şehirleri işgal edilmiş, demografik yapısı değiştirilmiş, katliamlar yapılıyor ve evlerine çeteler yerleştirilmiş. İşlenen bu suçlarla birlikte Şam hükümetinin yaptıkları işgal politikalarının hizmetine giriyor. Şam hükümeti, Efrîn, İdlib ve Cerablûs’u nasıl kurtarmalıyım demeli. Şam hükümeti, Suriye’nin toprak birliğini savunan halkı cezalandırıyor. Efrîn halkının Şam hükümetine karşı tutumu oldukça güçlüdür. Bu toplumsal bir patlama getirecektir. Şam hükümeti bunu bilmelidir. Yarın kendilerine karşı toplumsal bir patlama olursa, bu neden oldu demesinler. Şimdiye kadar birkaç çocuk ambargo nedeniyle şamalarını yitirdi. Bu insanların yaşamlarını yitirmesinden Şam hükümeti sorumludur.”
Tarikatlar ve silahlı yapılar
AKP-MHP yönetimi de cihadist grupların hakim olduğu İdlib, Cerablus gibi kentlerde sınır kapılarını açık tutarken, Kürt kentlerine ambargo uyguluyor. Hükümet, sınır kapılarını ticarete kapalı tutarken, cihadist grupları bölgeye sevk etmeyi sürdürüyor.
AKP-MHP yönetimi; Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Fetih Derneği, Ümmet Hareketi Derneği, Şefkat Eli Derneği, Cansuyu Derneği, İyiliğeçağrı Derneği, Umutol Derneği, Yedi Başak Derneği, Beşir Derneği, Vuslat Derneği, İyilikte Yarışanlar Derneği, İHH İnsani Yardım Vakfı, ARDEV, MÜSİAD/Sadakataşı Derneği, İDDEF, Çare Derneği, Umuda Koşanlar Derneği, Beyaz Eller, El Eysh el Kerama (Onurlu Yaşama Derneği), Suriye Milli Ordusu içindeki silahlı yapılar üzerinden Kuzey ve Doğu Suriye’de yerlerinden edilen Kürtlerin yaşadıkları alanlara “sömürge evleri” denen yerler inşa ediyor, Kürtçe yerine Türkçe ve Arapça’yı dayatıyor ve demografik yapıyı değiştirmeye çalışıyor.
DIŞ HABERLER