Tutsakların, ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ talepli dönüşümlü açlık grevi 16’ncı gününe girdi. Cezaevlerinden mesaj gönderen tutsaklar, Abdullah Öcalan’ın özgür olmasıyla ülkedeki tüm sorunların çözümünün mümkün olabileceğini belirtti
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Türkiye ve Kurdistan’da bulunan cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 16’ıncı gününe girdi.
“Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlatılan eylem, 15 Şubat 2024 tarihine kadar devam edecek.
Öte yandan açlık grevlerindeki tutsaklardan ve tutsak yakınlarından mesajlar gelmeye de devam ediyor.
İzmir Kırıklar 1 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan tutsaklar, eylemlerine ilişkin bir mektup yolladı.
‘Öcalan en temel hukuki haklardan bile yararlanmıyor’
Mektupta, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına da değinen tutsaklar, Gazze’de yaşanan insani dramına karşı çıkarak Türkiye’de de Kürt halkının aynı dramı yaşadığının altını çizdi.
Bu çağda Kürt halkının kendi dilinde eğitim görmediğini, mahkemelerde anadilinde savunma yapabilmek için tercüman ücreti ödemeye zorlandığı kaydedilen mektupta, şu ifadelere yer verildi:
“Kültüründen, sosyal benliğinden vazgeçmediği için soykırıma tabi tutuluyor. Kürt dağları her gün kimyasal silahlarla bombalanıyor, şehirlerine sivil insandan çok asker-polisler dolduruluyor. Köylerinde sistematik olarak sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Bir zamanların ‘cadı avı’ kampanyası yürütülüyor. Siyasi soykırım operasyonları ile her ay onlarca, bazen binlerce Kürt tutuklanıp hapishaneye konuluyor. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan dünyada eşi benzeri görülmemiş biçimde ulusal ve evrensel hukukun dışında özel-tek kişilik bir hukuk rejimiyle mahkum ediliyor. En temel hukuki haklardan bile yararlanamıyor. Yüzlerce ağır hasta konumundaki Kürt tutsak serbest bırakılmıyor. Hapishanede 30 yıl gibi korkunç bir zamanı geride bırakan Kürt siyasi tutsaklar, infaz sürelerini tamamlamış olmalarına rağmen serbest bırakılmıyorlar. Boyun eğmeyeceği özelde son elli yıllık genelde de 200 yıllık savaştan açıkça anlaşılmaktadır. Haliyle artık Kürt sorununu, Kürde boyun eğdirerek halletme zihniyetinden vazgeçilmelidir. Bu zihniyetin sadece Kürdistan değil tüm Türkiye’yi ve Ortadoğu’yu sürekli bir kriz-kaos ortamında tuttuğu tüm anti demokratik uygulamaların, yozlaşmaların, ekonomik buhranların gerekçesi kılıfı haline getirildiği görülmektedir.”
‘Taleplerimiz yerine gelmezse eylemlerimizin dozunu arttıracağız’
Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun, bu yaşanan ekonomik krizden, siyasi bunalımdan, demokrasi ve özgürlük sorunlarından kurtulmasının başlıca yolunun Kürt sorununun adil, demokratik bir yöntemle çözülmesinden geçtiğine dikkat çekilen mektupta, sorunun çözüm yolunun ise Kürt halkının kendine baş müzakereci olarak seçtiği Öcalan’ın özgürlük koşullarına ulaştırılması ile mümkün olduğu kaydedildi.
Kurdistan ve Türkiye halklarını, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasına aktif katılmaya davet eden tutsaklar, “Biz siyasi tutsaklar, bu sorunun çözülmesi için 27 Kasım 2023’ten itibaren süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemine başladık. Şayet bu haklı taleplerimiz yerine getirilmezse eylemlerimizin dozajını artırarak sürdüreceğiz. Onur sahibi olduğunu düşünen herkesi bu onur mücadelesine destek vermeye çağırıyoruz” diye belirtti.
Kadın tutsaklardan mesaj
Kayseri Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki kadın tutsaklar, eylemlerine dair avukatları aracılığıyla mesaj gönderdi. Eylemlerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için önemli bir adım olduğunu belirten kadın tutsaklar, mesajlarında şu ifadelere yer verdi:
“Biz beş arkadaş başlatılan dönüşümlü açlık grevine katıldık. Sayın Abdullah Öcalan, halklar açısından önemli bir ihtiyaç. Artık gün bu gündür. Bu durum bekleyebileceğimiz bir durum değildir. Kürt halkı, bu atılımı sahiplenmeli ve mücadelesini daha da yükseltmelidir. Tutukluların amacı ve isteği Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür. Bunun için bize düşen neyse, onu yapacağız. Bizler, halkımızın ve dostlarımızın da bu atılıma katılmalarını istiyoruz. Umudumuz ve inancımız her geçen gün daha da büyüyor. Ne olursa olsun, mutlaka kazanacağız. Zafer bizimdir.”
Tutsak yakınlarından mesaj
Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde bulunan tutsak İsa İpekli’nin kardeşi Ali İpekli, 3 gün önce kardeşinin ziyaretine gittiğini ve kardeşi ile aynı koğuşta bulunan tutsakların dönüşümlü olarak açlık grevine başladıklarını bilgisini paylaştı. İpekli, “Şubat ayına kadar Sayın Öcalan’dan haber alınmaz ise tutsaklar çok kararlı bir şekilde süresiz olarak eyleme devam edecektir. Aynı zamanda tutsakların en çok beklentisi dışarıdadır. Biz de aile olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız” diye belirtti. İpekli, tutsakların talebinin Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalkması ve özgürleşmesi olduğunu kaydetti.
Yaşanan haksızlıklara karşı bir tutsağın açlık grevine girmesini temel bir hak olarak gören İpekli, “Açlık grevi bir tutsağın temel hakkıdır. Bedeninden başka bir şey yoktur. Tıkanıklığa karşı bedenini ortaya koyarak bir cevap olmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Tecride paralel olarak cezaevlerinde hak ihlallerin artığına dikkat çeken İpekli, “Kardeşim ile aynı koğuşta bulunan 2 tutsak 32 yıldır cezaevinde. Bu tutsakların cezaları bitmesine rağmen, infazları ertelendi ve ne zaman çıkacakları belli değil. Biz bu süreci görüyoruz ve tanıklık ediyoruz. Bizim kaygımız şudur; geçmiş dönemde yapılan açlık grevlerinde 7 tutsak hayatını kaybetti. Biz yakınları olarak böyle bir facianın tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Bu sefer eğer süreç süresiz açlık grevine dönüşürse, onlarca ve yüzlerce tutsak cezaevinde yaşamını yitirir” şeklinde konuştu.
‘Yarın çok geç olabilir’
Metris R Tipi Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Erdal Özel’in ablası Kumru Akgül ise tutsakların haber alınmama durumuna karşı açlık grevine girdiklerini belirterek, tutsaklara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. “Bugün erken yarın çok geç olabilir” diyen Akgül, şunları söyledi:
“Cezaevlerinde artık tabutlar çıkmasın. Cezaevinde çocuklarımızı öldürüyorlar, sonra intihar süsü veriyorlar. Biz tutsak yakınları olarak buna ses çıkarmamız gerekiyor. Yeter artık bu duruma ses çıkaralım. Hepimiz el ele verirsek kimse önümüzde duramaz. Van’da, İzmir’de ve Amed’te Adalet Nöbeti tutan annelerin direnişlerini destekliyorum.”
Kaynak: MA