Bitmiyor, bitmek bilmiyor. Bu ülkenin sahte Müslümanlarının, sahte komünistlerinin, sahte solcularının, sahte demokratlarının Kürt düşmanlığı bitmiyor. Kürtlere ne yapsalar, ne etseler yürekleri soğumuyor. Onca yaptıkları zulme, katliama, baskıya rağmen Kürd’e dair ne varsa hedef tahtalarından düşmüyor. Dünyanın herhangi bir kıyısında köşesinde Kürd’e dair bir şey zuhur etse tüyleri diken diken oluyor, uykuları kaçıyor. Müslümanlık, demokratlık, solculuk, antiemperyalistlik arkasına sığınıp ruhlarında Kürde dair biriktirdikleri ne kadar zehir varsa, ne kadar salya, kusmuk varsa orta yere boca ediyorlar. Etiketleri, kültürleri, zihin dünyaları, ideolojileri ne olursa olsun, Kürt düşmanlığı hepsinin ortak paydası. Söz konusu Kürt düşmanlığı olunca birbirlerine düşmanlıklarını bir kenara koyup hep bir ağızdan Kürd’e, Kürtlüğe dair ne kadar değer varsa ona küfretmede birbirleriyle yarışıyorlar.
Şeyh Sait; dindar, mütedeyyin Kürd’ün de demokrat Kürd’ün de sosyalist, komünist Kürd’ün de ortak değeridir. Şeyh Sait’in bir Sünni Kürt din adamı olduğu doğrudur. Şeyh Sait ayaklanmasının bir dini motivasyon içerdiği de doğrudur. Ama hiç kimse Şeyh Sait ayaklanmasının Kürtlerin yaşadığı zulme bir başkaldırı olmadığı, Kürdistani bir motivasyonla gerçekleşmediğini iddia edemez. Şeyh Sait’in bir din adamı, bir İslam alimi olması hasebiyle onun başkaldırısını, onun zulme direnişini dini kisveye hapsedenler bunu cahilliklerinden değil, Kürtlüğe olan düşmanlıklarından ötürü yapmaktadırlar. Suni bir din adamı olan Şeyh Sait’in başkaldırısı ve başına gelenler de Alevi bir inanç önderi olan Seyit Rıza’nın başkaldırısı ve başına gelenler de onların inançsal kimlikleriyle bir ilgisi olsa da esas itibariyle onların Kürt kimliği, başkaldırılarının Kürdistani karakteri ile ilgilidir. Her ikisi de diğer halkları ve inançları soykırıma uğratıp, nizamını tekçi, ırkçı esaslar üzerinde müesses kılmayı hedefleyen rejimin hunhar ellerinde katledilmişlerdir. Kürtleri Alevi Suni diye bölerek birbirine karşı kışkırtma, Şeyh Sait ile Seyit Rıza’yı karşı karşıya getirme politikası Kürtler nezdinde çöp sepetine atılmış bir politikadır. Kürtlerin ve diğer halkların ortak iradesi olan belediye tarafından Şeyh Sait’in idam edildiği Dağkapı Meydanı’na Şeyh Sait Meydanı adı konmuştur. Şeyh Sait adında bir meydana sahip olan Amed Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlığını da kayyım marifetiyle gasp edilinceye kadar Alevi bir Kürt kadını yapmıştır.
Kürt halkının demokratik özgür iradesini gasp ederek, Kürtlüğe dair ne varsa tabelasına kadar söküp atan, atanmış kayım zihniyeti, yaklaşan belediye seçimleri münasebetiyle dindar Kürtlere şirin görünmek, meclise taşıdıkları devletin din kisveli Hizbulkontra zihniyetinin devamı partiye alan açmak için Amed’de bir bulvara Şey Sait adını vermek isteyince, kıyamet önce kendisine komünist diyen cenahta kopuyor. TKP’nin Diyarbakır şubesi Şeyh Sait’in Kürt kimliğine ciddi bir reddiye getirerek, bilindik gericilik ve cumhuriyet düşmanlığı gibi argümanlar üzerinden bütün ırkçı ve sömürgeci zehrini kusuyor. Bir de utanmadan bütün cahillikleri, sosyoloji bilmezlikleriyle Şeyh Sait’i ağa ve aşiret yanlısı olmakla suçlayarak hedefe koyuyorlar. Bir de utanmadan kendilerine komünist Kürtler diyerek bu açıklamayı yapıyorlar. Bir de utanmadan laik, seküler ve ilerici oldukları için güya Cegerxwin, Musa Anter ve Yılmaz Güney’i sahiplenerek Şeyh Sait’e saldırıyorlar. Düzenin bir başka yandan çarklısı AKP Kürdü Diyarbakır milletvekili de kayyımın, bulvara şeyh Sait adını vermesini, Şeyh Sait’in din alimi Kimliği üzerinden sahiplenerek o da sahte Müslüman cepheden Şeyh Sait’in Kürtlüğünü inkara kalkışıyor. Kendine Komünist Kürt diyenle, Müslüman Kürt diyen sahtekarların buluştukları ortak yer, Kürdün inkarında sömürgeci efendiye yaltaklık yapmak oluyor. Ve ardından elbette başta CHP olmak üzere irili ufaklı tüm sistem partileri Şeyh Sait’i ağızlarından salyalar akıtarak hedefe koyuyorlar. Yarın müesses nizamın stepnesi MHP’nin tekerlemeci, Türkçesi kıt genel başkanı da bir tekerleme ile Şeyh Sait düşmanlığına dahil olunca, Kürt düşmanlığını tekerleyince tablo bir dahaki kin kusma seansına kadar tamama erecek.