Dışişleri Bakanlığı Efrîn, Serêkanîyê ve Girê Spî’deki asimilasyonu doğruladı. Arapçanın eğitim dili olduğunu, Türkçe ve Kürtçenin ise seçmeli ders olarak verildiğini belirtti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekilleri Nevroz Uysal Aslan ile Beritan Güneş, Türkiye ve bağlı paramiliter grupların kontrolünde bulunan Kuzey ve Doğu Suriye kentlerindeki durumu 10 Kasım’da Meclis gündemine taşıdı. HEDEP’li vekiller, Dışişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na sundukları önergede, Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’de devrede olan uygulamaları sordu.
Sorular
Önergede, şu sorulara yer verildi:
- “Efrin coğrafyasında nüfus yoğunluklarının bilinçli bir değişikliğe uğratıldığı doğru mudur?
- Daha önce Türkiye’nin Vali atadığı iddia edilen Efrin’de Türkiye’ye bağlı kaç kamu personeli resmi olarak görevlendirilmiştir? Bunların görev kapsamları nelerdir?
- Efrin’deki, Kürt, Arap, Türk ve diğer halklara mensup kişi sayısı 20 Ocak 2018 öncesinde ve an itibariyle kaçtır?
- Türkiye Cumhuriyeti tarafından Efrin’e mülki idari amirleri, okul müdürleri, doktor ve öğretmen gibi atamaların yapıldığı doğru mudur?
- Efrin’deki eğitim dili nedir? Eğitim çalışmaları kim veya da kimler tarafından verilmektedir? Müfredat nasıl oluşturulmuştur?
- Efrin’deki yer isimlerinin değiştirilmesinde bakanlığınızın veyahut da hükümetinizin bir dahli söz konusu mudur? Dahli var ise bu değişikliklerin gerekçesi nedir?
- Kentin güvenliği hangi gruplar tarafından sağlanmaktadır, Türkiye’nin ilgili gruplar ile ilişkisi nedir?”
‘Silahlı unsurlar paydaşlarımızdır’
Bakanlığın İkili Siyasi İşler Müdürlüğü, önergeye yanıt verdi. Yanıtta, Türkiye’nin “Suriye halkının taleplerinin karşılanması, Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak ve siyasi çözüm bulmak için” bölgede bulunduğu ileri sürüldü.
Yanıtta, “unsur” olarak nitelendirilen ÖSO ve diğer paramiliter grupların “birliği ve bütünlüğü koruduğu, halkın taleplerini karşıladığı” iddia edildi. Yanıtta, “Bu unsurlar, Suriye’nin geleceğindeki paydaşlarımızdır” denildi.
Kürtçe seçmeli ders
Türkiye’nin ÖSO, “Suriyeli kamu personeli” ve “Suriye Geçici Hükümeti”ne bağlı olarak hareket ettiği belirtilen yanıtta, ayrıca “bölgedeki yöneticilere uzmanlık görüşü verildiği” kaydedildi.
Yanıtta, bölgedeki okullarda hangi dilde eğitim verildiğine dair de kimi bilgilere yer verildi. Yanıtta, “Bakanlığımıza intikal eden bilgiler, bölgedeki okullarda eğitim dilinin Arapça olduğu, eğitim müfredatının yerel öğretmenlerden oluşan bir komite tarafından belirlendiği, Türkçe ve Kürtçenin seçmeli dil dersi olarak programda yer aldığı yönündedir” denildi.
Bakanlık, önergedeki diğer soruları ise yanıtsız bıraktı.
‘Bakanlık yapılanları savunuyor’
Önergeye verilen yanıtları değerlendiren HEDEP’li Aslan, “Bakanlık, Efrîn, Serêkaniyê ve Gire Spî’de Kürt halkının diline, kültürüne ve varlığına dönük düşmanca tüm uygulamaları gizleme ve saklama ihtiyacı dahi duymuyor. Uluslararası çok sayıda raporda da yer alan işkence, zorla kaybettirme, asimilasyon, demografik yapıyı değiştirmeye dönük uygulamaları sahipleniyor ve savunuyor” diye konuştu.
‘Paramiliter gruplara uzmanlık görüşü verildi’
Bölgenin Kürtlerden arındırılarak, Arap ve Türkleştirilmeye çalışıldığını vurgulayan Aslan, önergede yer alan yanıtların da bu durumun itirafı olduğunu söyledi. Aslan, bakanlığın paramiliter gruplara “uzmanlık görüşü verildiği” yönündeki yanıtına işaret ederek, “Türkiye, geçtiğimiz yüzyılda asimilasyon politikalarından edindiği tecrübe ve uzmanlık bilgisini, işgal ettiği Rojava topraklarında da uygulamaya geçirdiğini itiraf etmiş oldu” ifadelerini kullandı.
Haber: Mehmet Aslan / MA