Gazeteci Ercüment Akdeniz, Suriyeli sığınmacılara yönelik artan ırkçı saldırılarının ana kaynağında Suriyelilere mülteci statüsünün verilmemesi olduğunu söyledi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı resmi rakamlara göre, Türkiye’ye göç eden 3 milyon 400 bin Suriyelinin 1 milyon 438 bin 371’i sınır hattında bulunan kentlere yerleşti. Nüfusuna oranla büyük sayılarda Suriyeli sığınmacı bulunan kentlerde ırkçı saldırılar da artmaya başladı. Özelikle Antep ve Urfa’da sorunların ana kaynağı olarak gösterilen Suriyelilere karşı birçok defa toplu linç organizasyonları yaşandı. Yaşanan ırkçı saldırıları değerlendiren gazeteci Ercüment Akdeniz, sorunun ana kaynağında mültecilere statü verilmemesi olduğunu söyledi.
Önyargılar düşmanlaşmaya kadar ulaştı
Suriyeli mültecilere karşı önyargıların düşmanlaşmaya kadar ulaştığını söyleyen Akdeniz, “Yaşam tarzlarını, kültürlerini, hiç bilmedikleri bir bölgeye geldikleri için gettolaştılar. Kendi içlerine kapanıp öyle yaşadılar. Topluma uyum sağlayamadılar. Önyargılar çok çabuk bir şekilde ortaya çıktı. Hatta bu önyargılar maalesef düşmanlaşmaya kadar ulaştı. Düşmanlaşmanın neticesinde ırkçı saldırılar, linç olayları yaşandı. Halen 7’nci yılda olmamıza rağmen yaşanmaya da devam ediyor” dedi.
‘Eşitlik yasası yok’
Tüm insanların evrensel temel haklara sahip olduğunu dile getiren Akdeniz, “Türkiye’de yaşayan insanların sahip olduğu haklar aynı zamanda Suriyelileri’nde hakkıdır. Mülteci statüsü vermediğiniz zaman ‘Biz onları koruyoruz’ söylemi yerini bulmuyor. Çünkü siz bunu yapmadığınız zaman 81 ilin 50-60 iline düzensiz dağılmış göçmenleri saldırıya, sömürüye, ön yargılara açık hale getiriyorsunuz. İnsanlar kirayı daha yüksek ödüyor. İşçiler daha ucuza çalışıyor. Çünkü eşitlik yasası yok. Eğer gerçekten bir sahiplenme olacaksa, eşit haklar temelinde olmalıdır. Ancak hükümet buna yönelik hiçbir adım atmıyor. 4 milyon insanı barındırmak elbette ki zor ama bu zorluk var diye evrensel hakların temel kriterlerini o kitle üzerinde yoksun bırakamazsınız” diye konuştu.
‘Önyargılarla örülmüş büyük duvarlar var’
Suriyelileri’nde artık Türkiye’nin ezilen halklardan biri olduğunu sözlerine ekleyen Akdeniz, şöyle devam etti: “İstanbul’un bodrum katlarında, köhne apartman katlarında 1970’lerde Anadolu’dan iş için gelen köylüler ve Aleviler yaşardı. Sonra onlar durumunu biraz düzeltince bodrum katlarda 1990’lı yıllarda Güney ve Doğu Anadolu köylerinden çatışmalı süreçten dolayı gelen Kürt aileler yaşamaya başladı. Ancak şunu gördük; her gelen bir sonra ki gelen için ‘Aleviler geldi bu mahalle bozuldu’, ‘Kürtler geldi bu mahalle bozuldu’ dedi. Şimdi de kendileri için söylenenleri Suriyeli göçmenler için diyorlar. ‘Suriyeliler geldi bu mahalle bozuldu’ deniyor. Kendilerine yapılan milliyetçiliği ve ırkçılığı bugün Suriyeli göçmenlere yapıyorlar. Senelerdir ezilen hor görülen bir Alevi yurttaş, bugün Suriyelileri eziyor. Ya da bir Kürt kardeşimiz bunu söyleyebiliyor. Demek ki halklar arasında ön yargılarla örülmüş çok ciddi büyük duvarlar var. Eğer bütün ezilen kesimler kardeşlik elini birbirlerine uzatıp sömürüye, baskıya karşı mücadele ederlerse onlar kazanır. Eğer bunu yapmazlarsa her zaman egemen güçler onları ezmeye devam edecektir.”
‘Büyük zenginliklere sahipler’
Suriye’den gelen göçmenlerin beraberlerinde sadece acıyı, kederi getirmediğini dile getiren Akdeniz, kendileriyle beraber büyük zenginliğe sahip olan kültürlerini de getirdiklerini ifade etti. Kültür zenginliğinin büyük kazanım olduğunu vurgulayan Akdeniz, “Bu zenginliği görmemiz gerekiyor. Bu zenginliği gördüğümüz gün, ancak ortak yaşamı sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA