Buluşmada ilk olarak konuşan HEDEP Manisa İl Eşbaşkanı Ali Gök, adaleti, özgürlüğü savunan HDP’nin kapısına kilit vurulmak istendiğini anımsattı. Fakat o dönemki eş genel başkanların “Siz partimizi kapatsanız bile halklarımızı seçeneksiz bırakmayacağız” dediklerini belirten Gök, “Bunlar halkın eşbaşkanlarının ağzından çıkan dik duruşu gösteren sözlerdi. Bizde gereğini yaptık ve tüm olanaksızlıklara, baskılara rağmen halklarımızı seçeneksiz bırakmadık. Halklarımıza umut olduk, seçimlere katıldık. Bundan sonra adalet, barış ve özgürlük mücadelemiz HEDEP olarak devam edecektir” diye konuştu.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, parti isminin değiştirilmesine ve parti kapatmalarına rağmen daha da güçlenerek yeniden kurulduklarını söyledi. İktidarın 1980 askeri cuntasını aratmayacak şekilde davrandığını kaydeden Hatimoğulları, “Bir yandan parti kapatılırken öte yandan da cezaevlerini işkencehaneye çevirmiş durumdalar. Kürt halkı üzerindeki ‘Çöktürme planı’nın bir parçası olarak Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam ediyor. Cezaevlerinde tutsaklar, Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması için açlık grevindeler. İmralı tecridinin ortadan kaldırılması ve Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesini talep ediyoruz. Bizlerin mücadelesi bunlar olana kadar devam edecek ve barış konusundaki ısrarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Rojava’da direnen Kürtler gibi burada da direneceğiz. HEDEP olarak Ortadoğu barışının büyümesi için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
‘Manisa’da tarımı bitirdiler’
“Manisa’da konuşurken Soma’da kaybettiğimiz 301 maden işçisinden söz etmeden geçemeyeceğim” diyen Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Erdoğan 301 madenci için ‘Madencinin fıtratında ölüm vardır’ dedi. Ama biz şaşırmadık. Erdoğan’ın yaşanan katliamlara kaşı bu tavrı ilk değildi, son da olmadı. Biz bu ülkede işçi sağlığı ve güvenliği olmadığını, bunu denetleyen bir hükümet olmadığını biliyoruz. İktidar bir yandan da özelleştirmelerle işçinin kanı pahasına kar derdinde. Bu iktidar işçiden yana değil sermayeden yanadır. Manisa bir tarım kenti ve çok sayıda tarım işçisinin olduğunu biliyoruz. Ama bu iktidar tarım politikalarıyla tarımı bitirmekle kalmadı, tarım işçileri insan onuruna yakışmayan bir çalışma ile karşı karşıyalar. İşçi düşmanı AKP ve sermaye düzenine karşı bu kar ve kan düzeni hep beraber değiştireceğiz. Kürt işçi, Türk işçi olarak bölmeye çalışanlara karşı da en iyi cevabı biz vereceğiz.”
Manisa’da yaşanan ekolojik krizlere de değinen Hatimoğulları, “Salihli ve Ataşehir’de büyük bir JES projesi hayata geçiriliyor. JES kuyuları nedeniyle yüzbinlerce insan buralardan göçmek zorunda kalacak. Yine rezerv alanlar ile pilot bölge seçtikleri Hatay’da 50 bin kişiyi yerlerinden edecekler. Bunun Manisa’da olmayacağının garantisi yok. Evimizde otururken bir gün evimiz elimizden alınacak. Bizler doğamıza, yaşam alanlarımıza sahip çıkacağız” diye belirtti.
‘Kadın kurtuluşu için bedeller ödedik’
İktidarın kadınlara yönelik politikalarına da değinen Hatimoğulları, “Kadınları başörtülü, başörtüsüz diye bölmeye çalışıyorlar. Ancak kadınlar bizi bölmeye kalkanlara ‘dur’ diyecek. Kadınlara yönelik şiddette sadece muhalif kadınlara uygulanmıyor, AKP’ye oy veren kadınlarında haklarını ellerinden alıyorlar. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek tüm kadınlara şiddetin önünü açan bir gelişmeydi. Kadın kurtuluşu için çok büyük bedeller ödedik. Partimiz tüm dünyaya örnek olan eşbaşkanlık sistemini hayata geçirmiştir. Bizler gücümüzü Seve’lerden, Sakine’lerden, ‘Jin, jiyan, azadi’ diye haykıranlardan alıyoruz” diye konuştu.