Tutsakların, ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm’ talepli dönüşümlü açlık grevi 12’nci güne girerken, ÖHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Berivan Bekçi, tutsakların talebinin halkın talebi olduğunu ifade ederek duyarlılık çağrısında bulundu
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için Türkiye ve Kurdistan’da bulunan cezaevlerinde başlatılan dönüşümlü açlık grevi eylemi 12’nci gününe girerken, eyleme destek çağrıları da sürüyor.
Tutsaklar “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlatılan eylem, 15 Şubat 2024 tarihine kadar devam edecek.
Tutsaklardan mesaj
Öte yandan açlık grevinde olan tutsakların da açıklamaları devam ediyor. Bu kapsamda Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsaklar aileleri aracılığıyla gönderdikleri mesajda, yaşanan tecridin benzeri olmayan bir işkence olduğunu ifade ettiler.
Uluslararası kurumların sessizliğine tepki
Tutsaklar, “Bu durum kendisinin can güvenliğini ve sağlığını tehdit eder bir aşamaya ulaşmıştır. İmralı cezaevinde uygulanan tecrit ve işkence rejimi ulusal ve uluslararası hukuk normlarına açıkça aykırı olmasına rağmen ısrarla ve her geçen gün daha da şiddetlendirilerek sürdürülmekte, işkenceyi önlemekle görevli olan CPT gibi uluslararası kurum ve kuruluşlar da buna sessiz kalarak ortak olmaktadır” diye kaydetti.
Savaşın sürdürülmesi krizi derinleştirecek
İmralı tecridi ve Kürtlerin taleplerinin karşılanmamasının son 8 yılda ülkeyi yapısal bir krizin içerisine sürüklediğini vurgulayan tutsaklar, “Savaşın sürdürülmesi krizin daha da derinleşmesine yol açacaktır. Krizden çıkışın yolu İmralı tecrit sistemine son verilerek Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşmasından ve Kürt sorununun siyasal yollarla çözümünden geçmektedir. Bizler Eskişehir H Tipi cezaevindeki PKK’li tutsaklar olarak Önderliğimiz şahsında bize ve halkımıza/halklarımıza dayatılan ve hiçbir hukuki, ahlaki ve vicdani ölçüye sığmayan İmralı tecrit ve işkence sistemini kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Herkes elinden geleni yapmalı
Tutsaklar, mesajlarında son olarak duyarlılık çağrısı yaparak, “Tüm halkımızı/halklarımızı, tüm kadınları ve gençleri, tüm emekçileri, devrimci-demokrat çevreleri ve kendisine insanım diyen herkesi bu kampanyaya katılmaya ve kampanyanın başarısı için elinden gelen her şeyi yapmaya davet ediyoruz” dedi.
Devam eden açlık grevine dair bilgi veren ve tecridi değerlendiren Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Berivan Bekçi, tecridin ulusal ve uluslararası sözleşmelerde de olmadığını belirtti.
Halk İmralı’ya dair endişe duyuyor
Mezopotamya Ajansı’ndan ( MA) Ömer İbrahimoğlu’na konuşan Bekçi, “Sayın Öcalan’dan 25 Mart 2021 tarihinde yapılan kısa bir telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Sağlığı ya da koşulları hakkında hiçbir bilgi mevcut değil. En son Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) bir ziyaret gerçekleştirdi. Ancak herhangi bir bilgi kamuoyu ile paylaşılmadı. Yani sağlığı ve koşulları hakkında endişe duyan halka hiçbir bilgi verilmiyor” dedi.
Bekçi, söz konusu duruma karşı tutsakların başlattığı açlık grevi eylemlerine işaret ederek, “Bu açlık grevleri İmralı hapishanesine ziyaretlerin gerçekleşmesi ve Kürt sorununa ilişkin demokratik çözümün gerçekleşmesi taleplidir” diye kaydetti.
Sorunlar artacaktı
Açlık grevi sürecinde olası sorunlarla karşı karşıya kalınabileceğini söyleyen Bekçi, “Açlık grevleri sürecinde yine hastaneye sevklerde sorunlar yaşanacaktır. Bizim açımızdan cezaevleri basit bir ilacı bile temin etmemişken, grev süresince gerekli vitaminlerin ya da ihtiyaçların temin edebileceği çok fazla öngörülmüyor. Şu anki koşulların açlık grevleriyle daha çok zorlanacağına eminiz” diyerek duyarlılık çağrısı yaptı.
Tutsakların talebi halkın talebi
Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinin tamamını ziyaret edemedikleri için kaç tutsağın açlık grevinde olduğunu henüz bilmediklerini aktaran Bekçi, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutsaklarla görüşmelerine değinerek, “Onlar ‘Biz burada bir açlık grevi sürecine girdik. Bir talebimiz var’ diyor. Ama aynı zamanda bu talep halkın talebinden bağımsız değil. Çünkü Kürt sorununda demokratik çözüm talebiyle başlatıldı bu grev. Bu yüzden kamuoyunun basın açıklamalarıyla, başvurularla ya da nöbetlerle onların sesi olmasını istiyorlar” diye konuştu.
İnsan hakları kurumlarına çağrı
Bekçi, devamla şunları söyledi: “Başta sivil toplum ve hukuk kurumlarını açlık grevi sürecini sahiplenmeye davet ediyor. Adalet Bakanlığı’nı da bu süreçte görev almaya ve sorumluluklarını yerine getirerek, İmralı’daki tecridin kaldırılması yönünde adımlar atmaya davet ediyoruz” dedi.
HABER MERKEZİ