Êlih Tabip Odası ile Wan Emek ve Demokrasi Platformu, TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması kararına tepki göstererek, görevden almanın tarihte bir ilk olduğu söyleyedi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması kararı Êlih’te (Batman) ve Wan’da protesto edildi.
Yılmaz Güney Parkı’nda Êlih Tabip Odası tarafından yapılan eyleme, SES, görevden alınarak, yerine kayyım atanan Êlih Belediyesi Eşbaşkanı Songül Korkmaz, DBP MYK Üyesi Murat Kılıç, HEDEP, DBP, Êlih Emek ve Demokrasi Platformu yöneticileri destek verdi.
Açıklamada konuşan Êlih Tabip Odası Başkanı Sertaç Adıgüzel, kayyım uygulamalarının darbe pratiği olduğunu belirterek, “TTB kurulduğu günden bu yana toplumcu hekimliği savunmuş, halk sağlığını öncelemiş, sağlığın belirleyicileri olarak da Dünya Sağlık Örgütünün tanımladığı biyolojik, fiziksel, psikolojik olarak iyilik halinde olma tanımına siyasal iyilik halini de eklemiştir” dedi.
Adıgüzel, TTB’nin 12 Eylül Askeri diktatörlük koşullarında ölüm cezasına karşı durmuş, 90’lı yıllarda yayınladığı Güneydoğu raporu ile faili meçhul cinayetlere ve Kürt sorunun barışçıl çözümüne vurgu yaptığını, 2000’li yılların başında açlık grevi yapanların zorla beslenmelerinin kişi hürriyetinin ve iradesinin gaspı olduğunu belirttiğini, 2018 yılında ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ deklarasyonunu yayınladığını hatırlattı.
TTB’nin savaşın yol açtığı tüm tahribatları bütüncül olarak ele aldığını ifade eden Adıgüzel, “Bu minvalde insan sağlığına etki eden biyolojik ve kimyasal silahların da kullanımına karşı olmuş, bu silahların toplumu, çevreyi, hayvanları da etkileyen doğa düşmanı, ekoloji düşmanı bir metot olduğunu da vurgulamıştır. TTB sağlıklı olma hakkının temel insan haklarından olduğunu, özgür kararlar verebilme, güvenli bir ortamda yaşama ve barış halinde yaşama hakkından bağımsız olmadığını vurgulayan savaş karşıtı bir örgüttür” dedi.
‘İlk defa bir kamu kurumuna kayyım atanıyor’
Türkiye tarihinde bir ilkin gerçekleştirilip kamu kurumu niteliğindeki bir meslek örgütüne kayyım atandığını belirten Adıgüzel, “Alternatif baro açma, sarı sendikalar kurma, emek meslek örgütlerinin yasal zeminini ortadan kaldırma çalışmaları yeterli olmadı ki; iş kayyum uygulamasına kadar geldi. Bu uygulama ile mesleklerini etik değerleri ile liyakat sahibi olarak gerçekleştirmeye çalışan emek-meslek örgütleri, sendika, demokratik kitle örgütleri aktivistlerine korku salmak ve özgün çalışmalarına son verilmek istendi” ifadelerini kullandı.
‘Yargı eliyle darbe yapıldı’
Wan Emek ve Demokrasi Platformu da Wan-Colemêrg Tabipler Odası binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı platform adına Tabipler Odası Üyesi Ayfer Bostan okudu. Siyasi iktidar ve ortaklarının, her fırsatta hedef gösterdiği TTB Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınma kararına tepki gösteren Bostan, TTB’nin olabilecek en demokratik yöntemlerle, hekimlerin oyları ile seçilmiş yönetimine yargı eliyle darbe yapıldığını belirtti.
TTB’nin hekimlik mesleğini etik ilkelerle yaptığını ifade eden Bostan, şu ifadeleri kullandı: “TTB merkez konsey üyelerini ancak hekimler yine seçim yoluyla değiştirebilir. Bu demektir ki, TTB Merkez Konseyi’nin görevi olmayan işler yapıp yapmadığına da ancak özgür iradesiyle TTB Genel Kurulu, Kongresi karar verebilir, siyasal iktidar değil. Maalesef kayyımcı bir zihniyetle uzunca bir süredir adım adım gerçekleştirilen kurumsuzlaştırma ve anayasızlaştırma sürecinde söz konusu güvencelerin de hiçbir hükmünün kalmadığı TTB kararıyla bir kez daha açıkça görülmüştür. TTB ve tabip odaları olarak haklılığımızı iyi hekimlik, insan hakları, barış ve demokrasi değerlerinden, gücümüzü ise dayanışmamızdan alıyoruz.”
HABER MERKEZİ