Tahir Elçi cinayetine dair görülen davada, TÜBİTAK raporunda görüntülerin 2010 yılına ait olduğu belirtilirken, avukatlar, görüntülere müdahale olduğunu söyledi. Avukatlar savunmalarında cinayetin karartılmaya çalışıldığına dikkati çekti: Bir el bu cinayet aydınlatılmasın diye müdahale ediyor
Amed’in Sûr ilçesinde bulunan tarihi Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ölümüne dair açılan davanın 8’inci duruşması başladı. Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, tutuksuz yargılanan polisler Sinan Tabur, Mesut Sevgi ve Fuat Tan’a “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlaması yöneltiliyor. Ayrıca hakkında yakalama kararı bulunan PKK’li Uğur Yakışır hakkında “olası kastla ölüme sebebiyet verme” iddiasıyla ceza isteniyor. Davada, TÜBİTAK’ın beklenen raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, görüntülerin 2010 yılına ait olduğu belirtilirken, avukatlar, görüntülere müdahale olduğunu söyledi. Amed Baro Başkanı Nahit Eren, dosyada soruşturma sürecinde tanıkların, soruşturma savcısı ve sokağa çıkma yasakları döneminde Sûr dosyasına bakan savcı tarafından karartılmaya çalışıldığını ifade ettiklerini belirtti.
Elçi’nin eşi Türkan Elçi ,Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, 18 baro başkanının yanı sıra, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi duruşmaya katıldı.
Duruşma salonunun küçük olması gerekçesiyle sınırlı sayıda kişi salona alındı. Duruşma, heyetin salona gelmesiyle başladı.
TÜBİTAK raporu: Görüntüler 2010 yılına ait
Avukat savunmalarıyla başlayan duruşmada söz alan Elçi ailesinin avukatı Gamze Yalçın İlboğa, Elçi cinayetinde etkili bir soruşturma yürütülmediğini, delillerin toplanmadığını ve muhafaza edilmediğini belirtti. Olay yerinde boş kovanların ve mermi çekirdeklerinin toplanmadığını hatırlatan İlboğa, “Faili belirleyecek delil sokakta bırakılmıştır” dedi. Deliller toplanmadığı için davada ilerleme olmadığını kaydeden İlboğa, “Taleplerimiz sizin tarafınızdan reddedildi. Mardin Kebap Evine ait bir kamera kayıtları yok. 12 saniyelik kesinti var. Polisin çektiği kamera görüntülerinde 12 saniyelik kesinti var. Mardin Kebap Evinin 4 nolu kamerası ile ilgili inceleme yapılmadı” diye belirtti.
‘Kayıtlardaki tarihte manipülasyon var’
Elçi cinayetine dair delil niteliğinde olan ve cinayet alanını gören Mardin Kebap Evine ait 4 numaralı kamera görüntülerine dair TÜBİTAK’tan gelen raporda, söz konusu görüntülerin 2010’a ait olduğu belirtildi. Raporda, görüntülerin silinmediği ve müdahale edilmediği de iddia edildi. Rapora tepki gösteren avukat Mahsuni Karaman, “Mardin Kebapevi TUBİTAK, Alicengiz oyunuyla eski olduğunu gösteriyor. Daha önce aldığımız raporlarda 5 yıl 2 ay geride olduğu açık ve net. Siz mevcut Tahir Elçi cinayetinin işlendiği tarihe geliyorsunuz. Görüntü kayıtlarındaki tarihte manipülasyon var. Bütün bu görsel kaynakların kaybolması mümkün müdür? Bunun siyasi bir cinayet olduğunu biliyoruz. Görüntü kayıtlarının yeniden birlikte değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
‘Polisin çektiği görüntüler montaj’
Karaman, “Polis memuru tarafından çekilen görüntüleri izlerseniz o görüntü kaydının montaj olduğu kolayca anlaşılabilir. Görüntüdeki 12 saniyelik görüntü kaydı montaj. Polis, silah sesi duyunca ‘kayıttan çıktım’ diyor. Kayıttan çıkma hareketi olmuş olsaydı titrek olurdu. Foto film şube görüntülerinde montaj vardır” dedi. Karaman, görüntülerle ilgili yeniden rapor alınmasını istedi.
Yeniden keşif talebi
Taleplere ilişkin söz alan Avukat Zahide Beyda Tıraş Öneri, yeniden keşif ve tanık dinlenmesi talebini yeniledi. Olaydan sonra yapılan keşfin detay içermediğini dile getiren Öneri, keşfin PKK’li iki kişinin istihbarat tarafından takip edilmeye başlandığı Ceylan AVM önünden başlatılarak, Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare’ye kadar yapılmasını istedi. Keşif sırasında sanıklar, tanıklar, müdahillerin hazır olmasını isteyen Öneri keşfin, sonradan tanıkların çelişkili beyanlarının tespiti için ses ve görüntü kaydı yapılarak yapılması gerektiğini belirtti. Öneri, olaya tanık olan polis, basın ve istihbarat mensuplarının keşif sırasında hazır edilmesini ve beyanlarının alınmasını da istedi.
‘Savcı suçu örgüte at dedi’
Söz alan Amed Baro Başkanı Nahit Eren, soruşturma ve kovuşturma sürecindeki isteksizliğe işaret ederek, “Tahir Elçi dosyasını asla cezasız bırakmayacağız. Ama maalesef dosya daha istediğimiz aşamaya gelmedi” dedi.
Eren, dosyada soruşturma sürecinde tanıkların, soruşturma savcısı ve sokağa çıkma yasakları döneminde Sûr dosyasına bakan savcı tarafından karartılmaya çalışıldığını ifade ettiklerini belirtti. Eren, Sûr’da yakalandığı ileri sürülen Deniz Ateş adlı tutuklunun Sûr dosyalarına bakan savcının Elçi cinayetinin örgüt tarafından işlendiğini söylemesi durumunda cezai yaptırımdan kurtulacağı yönündeki vaadine ilişkin beyanı hatırlattı.
Ateş’in söz konusu savcının ismini verdiğini anımsatan Eren, “Bu tanık, mahkemenizin huzurunda bunları söyledi. Peki, mahkemeniz bu suçu öğrendiğinde ne yaptı? Hiçbir şey yapmadı. Biz HSK’ye şikâyette bulunduk. Sûr dosyalarına bakan savcının ne işi var Tahir Elçi dosyasıyla? Görüntüyü toplayan, soruşturmayı yürüten savcıyla bir kurgu kurdular. Örgüt mensubuna ilişkin iddianame 5 yıl sonra hazırlanıyor, 2 polisi öldürmekten. Tahir Elçi davasıyla bunun nasıl bağı var? Bu dosya kapsamında hazırlanıyor. Bu dosyada 3 polis hakkında bilinçli taksirle öldürmekten, onun hakkında ise kastla öldürmekten ceza isteniyor. Bir dosyada hem bilinçli taksir hem kast nasıl oluyor? Tanıklar her şeyi açıkladı. Tanık kendisi mahkemede yüz yüze ifade vermek istedi ama siz reddettiniz. Biz cinayeti işleyen iradeyi ortaya çıkarmak istedik ama siz hep bundan kaçındınız” şeklinde konuştu.
‘Polis Soylu’yu neden dinlemediniz’
Mahkemenin talepleri reddetme gibi kemikleşmiş bir tavrı bulunduğunu ifade eden avukat Orhan Kemal Cengiz, mahkemenin istihbarat elemanlarının dinlemesini reddettiğini hatırlattı. Cengiz, istihbarat elemanlarının dosyayla illiyet bağının bulunduğunu belirterek, bu konuda kuşkularını dile getiren polis memuru Ahmet Soylu’nun ihbarını hatırlattı. Cengiz, “Soylu ifade vermek istedi. Siz can güvenliği nedeniyle reddettiniz. Soylu’nun can güvenliği için kim tehdit? Kimin aleyhine ifade verecek, istihbaratçılar aleyhine verecek. Demek ki Soylu’nun can güvenliğine istihbaratçılar tarafından tehdit geleceğini kabul ettiniz” dedi.
Bir el bu cinayet aydınlatılmasın diye müdahale ediyor
Dosyasının sürüncemede bırakılmaya çalışıldığına dikkat çeken avukat Mesut Beştaş, Elçi’nin “PKK terör örgütü değildir” sözleri nedeniyle hedef haline getirildiğini, bunun bir plan çerçevesinde yapıldığını belirterek, “Sûr’un giriş-çıkışa yasaklanması için Tahir Elçi’nin vurulması gerekiyordu” diye belirtti. Bu dönemde siyasilerin Elçi’yi hedef haline getiren demeçlerinin, sanal medya paylaşımlarının ve şüphelilerinin de kapalı devre açık paylaşımlarının incelenmesini talep eden Beştaş, başta valilik ve güvenlik bürokrasisinde Tahir Elçi’ye yönelik tehditler karşısında bir koruma tedbir kararının bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dinlenme kararından vazgeçildiğini belirterek, “8 yıldır bir el bu cinayet aydınlatılmasın diye müdahale ediyor. Mahkemenin tavrı da gerçeğin açığa çıkmasını istemiyor algısı oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Ardından, müdahillik talepleri reddedildiği için duruşmada savunma yapamayan katılımcı tüm baro başkanları ve avukatlar Amed Barosu vekili olarak söz alarak savunma yaptı. Duruşmaya SEGBİS’le bağlanan sanık polisler ise önceki savunmalarına ekleyecek bir şeylerinin bulunmadığını belirtti.
Savcı mütalaa için dosyayı istedi
Taleplere ilişkin mütalaasını sunan iddia makamı ise tüm görüntülerin detaylı bir şekilde incelenmesi, keşif, Valiliğe Elçi hakkında tedbir kararının bulunup bulunmadığının sorulması talebinin reddini istedi. İddia makamı sanık Uğur Yakışır’ın yakalanmamış olması nedeniyle dosyada yargılanan sanıklar Fuat Tan, Mesut Sevgi ve Sinan Tabur açısından dosyayı sürüncemede bırakacağı gerekçesiyle Yakışır dosyasının ayrılmasını talep etti. İddia makamı, tevsii tahkikat talebinin olmaması durumunda esas hakkında mütalaasını hazırlamak üzere dosyanın kendisine verilmesini istedi.
Talebin ardından mahkeme, karar vermek üzere duruşmaya ara verdi.
AMED