ÖHD’li Veysi Güneş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride dair, ‘Sayın Öcalan’a yaklaşım Kürt sorununa, Kürtlerin statüsüne, Türkiye’deki demokratikleşmeye yaklaşımdır’ ifadelerini kullandı
PKK Lideri Öcalan’dan, 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. İmralı’daki mutlak tecride, gerekçesi açıklanmayan “disiplin cezaları” gerekçe gösteriliyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle çeşitli eylem ve etkinlikler yapılıyor.
Siyasetçi, aydın, insan hakları savunucuları, gazeteciler ve sivil toplum örgütlerinin de aralarında olduğu çok sayıda kesim, bir süre önce tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun siyasi çözümü için çağrı yaptı. 27 Kasım’da ise Türkiye ve Kurdistan’daki cezaevlerinde politik tutuklular tarafından dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi yöneticilerinden Veysi Güneş, Mezapotamya Ajansı’ndan Ruken Polat ve Mazlum Engindeniz’e İmralı tecridini değerlendirdi.
‘Tecritin sebebi Kürtlerdeki hakikat arayışını bitirmek’
“En son söylenmesi gerekeni ilk başta söyleminin faydası var; Kürt halkıyla, hakikat arasında bir uçurum oluşturulmaya çalışıldı. Komployla Kürtlerin hakikatle bağı kesilmeye çalışıldı. Sayın Öcalan derdest edilerek, Kürtlerin hakikat ile bağı kesilmeye çalışıldı” diyen Güneş, ne yapılırsa yapılsın Kürtler ve Öcalan arasındaki bağın hiçbir zaman kopmayacağını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
Hiçbir önder için gerçekleşmeyen sahiplenme bugün Sayın Öcalan için gerçekleşmiş durumda. Yüzlerce insan bedenini ateşe verdi, yüzlerce insan uğruna hayatını kaybetti. Bu aslında şunu ifade ediyor; Öcalan ile Kürtler arasında sıkı bir bağ var. Kesintisiz bir tecrit sisteminin uygulanmasının temel sebebi de Kürtlerdeki hakikat arayışını bitirmek.”
Tecridin suç olduğunu vurgulayan Güneş, bu tecridin “Abdullah Öcalan’ın barış ve demokrasi mücadelesini bastırmak” amacı taşıdığını kaydetti. Güneş, “Sadece Sayın Öcalan şahsında bireysel bir tecrit yok. Öcalan şahsında uygulanan tecrit bugün kültürel, siyasal ve hukuksal alanda da kendisini gösteriyor. Bunlar, Kürtleri sisteme entegre etmek için yapılan politikalardır” dedi.
‘Öcalan’a yaklaşım Kürt sorununa yaklaşımdır’
Kürtlerin Abdullah Öcalan’sız bir çözümü ve barışı kabul etmeyeceklerinin iktidar tarafından bilindiğini belirten Güneş, “Öcalan üzerinde bu kadar insafsızca yürütülen tecrit politikasının temel nedenin Kürtleri statüsüz bırakmak olduğunu söylemek mümkün. Tecridin ana nedeni Kürtleri statüsüz bırakmak. Bu halk, Sayın Öcalan ile doğru temelde bir bağ kurarsa barış daha erken ve sağlıklı gelebilir. Devlet bunun önünü kesmemeli. Sayın Öcalan’ın sağlığıyla ilgili endişeler var, devlet kasti bir şekilde bu görüşmelerin önünü kesmemeli. Son yapılan Gemlik yürüyüşü devletin politikalarının boşa çıkarılmasının bir örneğiydi. Kürt halkı ve halklar, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü talep ederek eylemler yapıyor” ifadelerini kullandı.
Güneş, şöyle devam etti:
“Sayın Öcalan’a yaklaşım Kürt sorununa yaklaşım, Kürtlerin statüsüne yaklaşımdır. Türkiye’deki demokratikleşmeye yaklaşımdır. Türkiye’deki bütün antidemokratik uygulamalara bakıldığında aslında İmralı Hapishanesi’nin yansıması olduğu görülüyor. İmralı’da uygulanan bütün antidemokratik uygulamalar şu an bütün cezaevlerine ve demokratik kitle örgütlerine dönük bir politikaya dönüşüyor. Bu nedenle bütün herkesin Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü gündemine alan bir eylem hattı belirlemesi gerekiyor. Sayın Öcalan sürece dahil edildiğinde nasıl bir barış hattının yaşandığını hepimiz gördük.”
‘Görüşme başvurularımız devam edecek’
Avukatlar, barolar ve siyasetçilerin Abdullah Öcalan ile görüşmek için yaptıkları başvurulara dikkat çeken Güneş, başvurulara dönüş yapılmadığını aktardı. Güneş, derneklerinin de tecridi gündeme getirmek amacıyla girişimlerinin olduğuna işaret ederek, “Bu kapsamda her ay düzenlediğimiz bir tecrit bülteni var. Bunun yanı sıra yeniden barolara, TBB ve Adalet Bakanlığı’na başvurularda bulunacağız. Barolar Birliği ve Adalet Bakanlığı, tecrit sistemine çok teknik bakıyor. Meşru bir hakkın kullanılmasının engellenmesi karşısında basit bir olay gibi görüyorlar. Ancak daha çok etkili çalışmalar yapacağız” diye kaydetti.
WAN