Özsavunma ile birlikte kadınların ittifakının daha da büyüdüğünü belirten NADA üyesi Abeer Hassaf, ‘Kendileriyle ilgili kararları kadınların alması gerekiyor, bunun için de kadın konfederalizmine ihtiyaç var’ dedi
Coğrafyalar farklı olsa da eril zihniyetin egemenliği altında benzer sorunları yaşayan kadınlar, mücadeleyi büyütüp, örgütlülüklerini güçlendiriyor. Ulus devletlerin savaş, şiddet, yoksulluk ve göç politikalarına karşı yaratılan önemli ittifaklardan biri de 2022 yılında kurulan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadın İttifakı (NADA). İletişim köprüleri kurup aradaki mesafeleri kısaltmayı ve hatta ortadan kaldırmayı hedefleyen NADA, yaşanan ortak sorunlara karşı kadınları ortak çözüm platformlarında buluşturuyor.
25 Kasım dolayısıyla NADA üyesi Abeer Hassaf ile kadınların ittifakı ile yükselen mücadelenin etkilerini Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a konuştu.
‘Kadınlar yaşamı ilmek ilmek ördü’
Tüm dünyada kadınlara ve kazanımlarına yönelik saldırıların arttığını belirten Abeer Hassaf, bunun yanında yükselen bir kadın örgütlülüğünün de olduğunu söyledi. İttifakla yükselen kadın mücadelesinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı etkisi altına aldığını dile getiren Abeer Hassaf, “Tarihsel gelişmelerde kadınların başat bir rol ve misyonu her zaman olmuştur. Kadının en önemli rollerinden biri de kültür ve dili savunma olmuştur. Kadın bunun yanında gelişme ve ilerlemenin de öncüsü oldu. Daha derine inersek kadın her zaman barışın mimarı oldu. Hiçbir zaman savaşın bir aktörü olmadı. Her zaman barışı yaymayı kendine görev bilmiştir. Buna karşı yaşanan bütün savaşlarda kadınlar ve kazanımları hedef alındı. Bugün bu çatışma ve savaşların en yoğun yaşandığı yerlerden biri de Ortadoğu. Kadınların bu topraklardaki mücadelesi biran olsun durmadı. Bu mücadelenin ürünü ise Rojava Devrimi. Fransız Devrimi’nden Rojava Devrimi’ne kadar kadınlar toplumsal değerleri yeniden yaratarak, yaşamı ilmek ilmek ördü. Bugün kadınların büyüttüğü ittifakın adı NADA’dır” ifadelerini kullandı.
Özsavunma
Çatışma ve savaş ortamıyla birlikte şiddetin bir an olsun durmadığı bir ortamda ittifak çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Abeer Hassaf, “Kadınlar ne kadar şiddete maruz kalsa da mücadeleden vazgeçmedi. Şiddetin dozu ne kadar artıysa mücadelede o kadar büyütüldü. Kadınlar Ortadoğu’da iki farklı şiddete maruz kalıyor. Fiziki şiddetin yanında siyasi şiddete de maruz kalıyorlar. Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar, özsavunmasını oluşturarak, şiddete karşı kendilerini örgütledi. İnsanlık için bir tehdit olan DAİŞ’e karşı en ön saflarda savaşarak, yenilgiye mahkum ettiler. Kadınların özsavunmasını büyütmesi her alanda rol almasının önünü açtı. Özsavunma ile birlikte kadınların ittifakları daha da büyüdü” diye belirtti.
Ulus devletlerin duvarları yıkıldı
İttifakların güçlendirdiği örgütlülükle ulus devletlerin ördüğü sınır ve duvarların yıkılmaya başlandığına dikkat çeken Abeer Hassaf, şöyle dedi: “Kadınlar bir araya gelerek yaşadıkları bölgenin değerlerini birlikte savunmaya başladı. Hedef dünyanın neresinde olursa olunsun bir araya gelerek ittifakı genişletmektir. Her gün ve her saat artan şiddete karşı verilen mücadele tüm tarihin en zirve noktasına ulaşmıştır. Öncülük eden kadınların hedef alınmasının nedeni de budur. Kadınlar özgür bir toplum yaratana kadar hep ileriye dönük adım atmaya devam edecek.”
Kadın konfederalizmi
Evrensel örgütlenme ağının gelişimi önündeki engellerin kalkması için ittifakların büyütülmesi gerektiğinin önemine değinen Abeer Hassaf, “Sadece Ortadoğu’da ve ya Kuzey Afrika’da değil, bütün her yerde kadınlar bin yıllardır erk akla karşı mücadele ediyor. Aynı acı ve sorunu yaşayan kadınların bir araya gelmesi zor olmuyor. Bir kadının yaşadığı sorun bütün kadınların sorunu oluyor. Bunun için bir mücadele içerisindeler. Bu birlikteliğin temeli ‘jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle atıldı. Berlin’de geçen yıl yapılan konferansta da bunlar konuşuldu. Kadınların kendileriyle ilgili kararları kendilerinin alması gerekiyor, bunun için de kadın konfederalizmine ihtiyaç var” dedi.
25 Kasım Çağrısı
Kadınların 25 Kasım’da bir araya gelerek, seslerini daha gür bir şekilde yükseltmeleri gerektiğini kaydeden Abeer Hassaf, şöyle devam etti: “Mücadelemiz de, devrimimiz de devam ediyor. Hala binlerce kadın eve hapis edilmiş durumda. Milyonlarca kadın hala şiddete maruz kalıyor. Geldiğimiz aşama kıymetlidir ancak daha mücadelenin başındayız. Her mücadeleye katılan kadın bir başka kadına el uzatarak onu da mücadeleye katmalıdır. Bu bir varlık savaşı. Direniş bayrağını kuşanan her kadın öncü olmalıdır. Evrensel bir barış olacaksa bunu kadınların mücadelesi sağlayacak.”
DIŞ HABERLER