Irak’taki Sünnilerin etkin liderlerinden Muhammed Halbusi’nin 2018’de başlayan Parlamento Başkanlığı hikayesi, 14 Kasım’da Irak Federal Yüksek Mahkemesi’nin kararıyla sona erdi.
14 Kasım’da akşam saatlerine doğru Halbusi’nin görevden alınması haberi, Irak’taki tüm medya ve basın kuruluşlarında sıcak gelişme diye geçildi.
Halbusi’nin, Irak’ta Saddam Hüseyin’den sonra Sünni kesimler üzerindeki en etkin isim olması itibariyle yeni bir krizin adı olarak önümüze geçmesini bekliyorduk. Bu nedenle ertesi gün planlama toplantımız biraz yoğun geçecekti.
Arapça sevislerinin haber takibini yapan ve bu konuda çevirilerle ilgilenen Hêmin isimli gazeteci arkadaşımız, ertesi sabah planlama toplantısında biraz havalı duruyordu. Konu, Arapça haber takibi yapan biri olarak kendisini elbette ilgilendiriyordu.
Günlük sosyal yaşam sorunları, siyasi sorunlar, bölge ve dünyadaki askeri hareketliliğin analiz ve yorumu yapıldıktan sonra konu çiçeği burnunda olan yeni krizimiz Halbusi’ye gelmişti. Hêmin Abê, hemen söz almadı. Kendisi kadar elbette ki bu konuya vakıf olmayan bizleri büyük bir nezaketle dinledi. İnsanın çok iyi bildiği bir konu gündemken konuyu kendisi kadar bilmeyenler tarafından yorumlanması sıkıcı olabilir. Ama bizim Hêmin Abêmiz böyle bir insan değil. Kafasını, elleri çenesinin altında duracak vaziyette arada bir sallıyordu. Acaba konuya en vakıf olan kişi olarak Hêmin Abê bu yorumları tasvip ediyor muydu, bilemiyoruz henüz.
Planlamada, genel düşünce Irak’ta yeni bir krizin yaşanabileceği yönündeydi. Bunu hepimiz doğru bilmiştik ancak eksikti. Hêmin, söz aldı. Herkesin gözlerinin içine bakıp masanın üzerine biraz eğilip iki elinin parmak uçlarını birbirine değdirecek vaziyette konuşmaya başladı. Doğrudur, bir kriz var kapıda ancak bu öyle böyle bir kriz değildi. Halbusi, hiç de sıradan bir insan değildi. 18 Aralık’ta Irak’ta gerçekleşmesi beklenen il meclisi seçimlerinin ertelenmesine bile sebep olabilecek düzeyde büyük bir krizin adıydı. Çok iyi bir analiz ve perspektif sundu. Özetlemek gerekirse Kürdistan Bölgesi’nin bile statüsü tehlikedeydi. Konu nereden buraya gelmişti çok anlamadık ama vardı bir bildiği Hêmin arkadaşın. O öyle diyorsa, öyledir.
Halbusi’nin siyasi kariyeri
Muhammed Halbusi, Irak’ın Anbar kentinde 1981 yılında doğdu. 2002 yılında Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’nden mezun oldu. Ardından, 2006 yılında Musul Üniversitesi’nden okuduğu mühendislik alanında yüksek lisans yaptı.
Anbar valisiyken 2014 yılında aldığı birçok oyla parlamenter oldu. Parlamentoda ise Maliye Komisyonu Başkanlığı görevini üstlendi. 2018 yılında bir kez daha kazandı ve parlamento başkanlığı görevini devraldı. 2022 yılında yine Parlamento Başkanı seçildi. Parlamento Başkanlığı, Halbusi’nin mahlasına dönüşmüştü artık.
KDP, Türk devleti ve Irak’taki Sünni ittifakı
Irak’ta parlamento seçimleri 2021 yılında gerçekleşince Şiiler kendi aralarında Sadr Hareketi ve Koordinayon Çerçevesi şeklinde ikiye bölündü. Sadr Hareketi, seçimlerde 77 kürsü ile en yüksek parlamenter sayısına ulaşmıştı. Arkasına Halbusi’nin Takaddum (İlerleyiş), Hamis Hançer’in Sünni Egemenlik Koalisyonu ve KDP’yi alarak yeni hükümeti kurmak için kolları sıvadı.
Türk devleti bu ittifakı destekliyordu. Özellikle Sünni liderler Halbusi ve Hamis Hançer, Türk devleti ve MİT’le resmi ve gayri resmi birçok görüşme gerçekleştirdi. KDP’nin ve Sünnilerin yer aldığı Sadr blokunun kazanması, Türk devletinin Irak’a müdahalelerini daha da kolaylaştıracaktı.
Bu ittifak ayrıca yıllardır YNK’nin seçtiği cumhurbaşkanlığı postunu da KDP’ye devretmeyi amaçlıyordu. Ancak tüm manevralarına rağmen ne hükümeti kurabildiler ne de KDP cumhurbaşkanlığı postunu YNK’den alabildi. Sadr, hükümeti kuramayınca parlamentodan çekildi. Koordinasyon Çerçevesi ise hala görevini sürdüren hükümeti kurdu. Cumhurbaşkanı da elbette yeniden YNK’den seçilirken parlamento başkanı da Halbusi oldu.
Halbusi yolsuzluklarla suçlandı
Muhhammed Halbusi, parlamento başkanlığı görevini sürdürdüğü süre zarfında birçok kez farklı suçlamalarla itham edildi. Yolsuzluk ve Sünni güçleri bölme, etkin olduğu alanlarda ‘diktatörce’ davranma iddialarıyla sıkça gündeme geldi.
Sünnilerin de Halbusi’den rahatsız olduğu iddia ediliyordu. Sünni yöneticilerin Halbusi’yi etkisiz hale getirmek için birçok nedeni vardı. Ancak Halbusi’ye karşı bu siyasi hareketlenmenin başlıca nedeni, yolsuzluk ve Sünnilerin siyasi kararlarını tekeline almaktı.
Halbusi’ye karşı Sünni yöneticilerin harekete geçme sebeplerinden biri de Muhammed Halbusi’nin Sünni bölgelerdeki projeleri kendisine yakın kişiler aracılığıyla kontrol etmiş olmasıdır. Bunların arasında DAİŞ savaşında yerle bir olan Musul, Selahaddin ve diğer Sünni bölgelerin inşası da var.
Sünniler, Şiilerle diyalog geliştirildi
Halbusi’den rahatsız olan Sünniler, Şiilerle bu konuda birçok görüşmeler gerçekleştirdi. Başbakan Muhammed Şiya Sudani’yle de bu konuda kritik toplantılar gerçekleştirildiği o dönem Irak basınında sıkça işlendi. Muhammed Halbusi’nin ise Sünni muhalefete Anbar’daki durumdan çok endişeli olduğunu ifade ettiği o dönem yazılıp çizilenler arasındaydı.
Sudani’nin Anbar’da Muhammed Halbusi liderliğindeki partinin iktidarını sona erdirme ve vilayetteki yönetimi başka bir Sünni yönetime devretme sözü verdiği de söylentiler arasında yer aldı.
Halbusi, KDP ve Türk devleti yakınlaşması
Bu tepkisel dalgalanmayla karşı karşıya kalan Halbusi, yerini korumak ve Sünnilerin çabalarını boşa düşürmek için sırtını etkili güçlere bağlamıştı. Bu güçlerden biri Türk devletiydi, ki Halbusi Türk devletine olan yakınlığı ile biliniyordu. Halbusi, Türk devleti üzerinden de KDP ile yakın ilişkiler geliştirmiş, özel ve en önemli toplantıları Hewlêr’de gerçekleştiriyordu.
Yine yolsuzluklarla birlikte gündeme gelen Halbusi hakkında 2 özel uçak aldığı ve birinin Hewlêr’de olduğu iddia ediliyordu.
Hikayet bitti, Hêmin arkadaşın kehaneti ise tutmadı
Gelinen aşamada Sünnilerin tüm gücünü kendisinde topladığını düşünen Muhammed Halbusi’nin görevden alınmasına karşı hiçbir refleks geliştirilmedi. Halbusi, çok kısa sürede durumu kabullenen bir açıklama yaptı.
Irak’ta durumu protesto eden tek bir bir açıklama bile yapılmadı. Bu konuda gaflete düşen yine KDP oldu. KDP, müttefikinin görevden alınmasını kınayan yegane güç olmayı yine başardı.
Hêmin arkadaş da kehaneti ile öylece kaldı. Irak’taki taşlar hala yerinde duruyor, herhangi bir yer de ateşe verilmiş değil.