Kurdistan kentlerininin kültürel özelliklerine dikkat çeken HEDEP’li Sezai Temelli, ‘Burası Kurdistan coğrafyası. Ama burasının başka bir adı daha var; kayyum coğrafyası’ diyerek kayyumların olduğu yerde kültürün yok edildiğini söyledi
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Mûş Milletvekili Sezai Temelli, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Kültür ve Turizm Bakanlığı toplantısında söz aldı.
Temelli, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ve son gelişmelere dikkat çekerek, “Şu anda bir ateşkes konuşulmakta. Sanırım 5 gün olacak. Biz tüm Ortadoğu’da ateşkes istiyoruz. Gazze’de, Batı Şeria’da, Yemen’de ve özellikle de Rojava’da, Başur’da, Şengal her yerde istiyoruz. Silahların susmasını istiyoruz. Eğer savaş yoksa eğer silahlar susmuşsa kültür ve turizm dediğimiz insanların birbiri ile kavuştuğu, birbiri ile bir araya geldiği belki de en önemli alanlardan bahsediyoruz. Fakat bölgemizdeki çatışma, savaş hatta bu ayın başında Meclis’ten geçen Suriye tezkeresi adeta sadece insanları değil kültürleri de bombalıyor. Medeniyetleri bombalıyor. Bir tarihi bombalıyor. Bu coğrafyanın kadim halklarının binlerce yıldır bir arada yaşama iradesini bombalıyor” dedi.
Burası Kurdistan coğrafyası
Temelli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye coğrafyası, bütün Ortadoğu, Mezopotamya, Anadolu, Trakya, bir geçiş yolu. Dolayısıyla buralarda hem yerleşik kadim halklar hem de göçebe halklar açısından inanılmaz bir medeniyetin kalıntıları mevcut. Dolasıyla kültür ve turizmin içi içe geçtiği bir coğrafyanın üzerindeyiz. Turizm anlayışımız da tam da buradan hareket etmesi gerekiyor. Başka bir yerden değil. Bu gün Kars’tan Hakkari’ye, Van’dan Amed’e kadar, bu iki ekseni bir arada düşündüğünüzde turizm dediğimiz, bir arada yaşam dediğimiz coğrafyayı simgeliyor. Bildiğiniz gibi burası Kürt illeri. Burası Kurdistan coğrafyası. Ama burasının başka bir adı daha var; kayyum coğrafyası.”
Kayyımların olduğu yerde yerel yönetim hizmetlerinin olmasının mümkün olmadığının altını çizen Temelli, “Kayyumların olduğu yerde kültüre bakışın, bölgede yaşayan insanların yaşama bakışını nasıl çarpıtıldığını, nasıl o kültürün yok edildiğini, o dillerinin nasıl yok sayıldığını görüyoruz. Dile karşı yaşayan halklara karşı bu tutum aslında. Hep birlikte tükettiğimiz bir kültürü karşımıza çıkarıyoruz” diye konuştu.
‘Aleviliği kültür değil inanç’
Alevilere yönelik saldırı ve yok sayma politikalarına da değinen Temelli, “Aleviliği kültür anlayışı içine sıkıştırarak bu inancı yok sayıyorsunuz. Oysa bütün inançların bir arada yaşadığı bir coğrafyadayız. Eşit yurttaşlık dediğimiz mesele buradan geçer. Şimdi Anayasa tartışmaları var. Anayasa’ya ve mahkemesine saldırarak değil bu kültürün üzerine inşa edecek bir yoldan bir Anayasa tartışması yapabilirsiniz” dedi.
HABER MERKEZİ