İstanbul’da gerçekleşen Suriye zirvesini değerlendiren araştırmacı-yazar Mustafa Peköz, zirveden dikkate değer bir sonuç çıkmadığını söyledi. Peköz, masada olmamasına rağmen Demokratik Suriye Güçleri’nin gündemi belirlediğini vurgulayarak, zirvede alınan kararların sahaya etkisi olmayacağını belirtti
Türkiye ev sahipliğinde Almanya, Fransa ve Rusya liderlerinin katıldığı Suriye konulu dörtlü zirve önceki gün son buldu. Araştırmacı ve yazar Mustafa Peköz, dörtlü zirvenin arka planı ile ilgili gelişmeleri ANHA Muhabiri Murada Kenda’ya değerlendirdi. Suriye’de askeri olarak etkin olan ABD’nin masada yer almadığını belirten Peköz bu konuda şunları söyledi: “Her ne kadar Menbiç’i ABD ile birlikte askeri güç bulunduran Fransa masada olsa da bunun yeterli olmayacağı açıktır. Bu nedenle ABD’nin masada olmadığı her diplomatik girişim başarısızlıkla sonuçlanacaktır. Bunu başta Rusya olmak üzere bütün katılımcılar biliyor. Aynı şekilde Suriye savaşının aktif gücü haline gelen İran’ın olmaması da ayrı bir sorun teşkil ediyor.”
Batı göçle ilgili
Peköz zirvedeki konumlanmayı şöyle anlatı: “Putin yaptığı açıklamalarla, verdiği mesajlarla aynı zamanda Şam’daki yönetim adına konuştuğunu da belirtti. Türkiye, bir bakıma Radikal İslamcı örgütler adına masada bulundu denebilir. Çünkü radikal İslamcı örgütlerle ilişki içinde olan tek güç Ankara’dır. Almanya ve Fransa’nın öncelikli sorunu Suriye’de yeni göçleri engellemek ve diplomatik-barış sürecini hızlandırarak Avrupa’da bulunan yaklaşık 1,5 milyon Suriyelinin geri dönüşünü hızlandırmaktır. Ancak Suriye savaşını kazanan ikinci güc olarak Demokratik Suriye Güçleri’ni temsilen masada kimse bulunmuyordu. Fransa, dolaylı olarak bunu ifade etse de belirleyici olmayacağı açıktı. Eğer ABD masada olmuş olsaydı, Demokratik Suriye Meclisi’nin politik taleplerini masaya getirmesi söz konusu olabilirdi. Bu nedenle İstanbul’daki dörtlü zirve ciddiye alınabilecek bir sonuç çıkartmadı. Esasen öyle bir beklenti de yoktu.”
DSG gündemi belirledi
Dörtlü zirve sonrası yapılan ortak açıklamayı da değerlendiren Peköz, Suriye denklemi içerisinde Demokratik Suriye Güçlerinin politik-askeri meşruiyeti dolaylı olarak kabul edildiğini belirtti. Peköz, dörtlü zirvenin ortak açıklamasında dolaylı olarak PYD’ye verilen yumuşak bir mesaj olduğunu vurgulayarak şunları belirtti: “Dörtlü zirvenin Suriye konusuna yönelik yapılan açıklamada ‘Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme ‘belli ki Erdoğan’ın ısrarına dayanmaktadır. Ancak çok daha esnek ve politik bir mesajı içeriyor. PYD merkezli DSG’nin “Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde demokratik ve özerk bir sistem istediklerini” çok kez deklare etti. Bu bakımdan DSG, zirvede olmamasına rağmen arka plan gündemi belirleyen güç olarak, tartışmaların ana gündem maddesi oldu denebilir. Kazananlar kulübündeki yerini yeniden tescil etti denebilir.”
KAMIŞLO