Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanan 2024 yılı sağlık bütçesine dair sağlık emekçileri, birçok noktada taleplerini dile getirdi
Sağlık Emekçiler Sendikası Amed Şubesi, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanan 2024 yılı sağlık bütçesine dair Gazi Yaşargil Devlet Hastanesi önünde açıklama yaptı. “Sağlık Bakanlığı’nın 2024 bütçe teklifinde sağlık emekçileri ve halk yok. Bütçeden payımızı istiyoruz” pankartının açıldığı eylemde açıklamayı yapan SES Amed Şube Sekreteri Yunus EmrenÖzdermir, bütçenin bu haliyle emekçilerin, halkın taraf olmadığını söyledi.
Özdemir konuşmasının devamında, “Bütçenin Enflasyonist ve seçim yatırımı olan bir bütçe, kaynakların daha fazla sermayeye aktarıldığı bir bütçe, vergiler yoluyla yükün halkın omuzuna bindirildiği bir bütçe, kamusal hizmetlerde kesintiye uğrayan bir bütçe ve faiz bütçesi olduğunu söyledi.
Özdemir son olarak bütçe planlamasına ilişkin taleplerini şu maddelerle sıraldı:
- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direkt ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır.
- Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı %10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
- SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
- Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına, güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır. 4-d,4b,4c,4924 vb tüm istihdam tipleri ile çalışanların istihdam modeli 4a statüsüne alınmalıdır. İstihdam rejimindeki karmaşa ve adaletsizlik giderilmelidir.
- Sağlık emekçilerine ek ödeme, teşvik vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücret ödenmesine başlanmalıdır. Temel ücret üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, kıdem yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret belirlenmelidir. Hiçbir şekilde ek ödeme oranları temel ücretin %10’unu geçmemelidir.
- Sağlık emekçileri uygulanan döner sermaye uygulamaları nedeniyle kamuda çalışan emsallerine göre daha erken vergi dilimine girmektedir. Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret rejimine gidilinceye kadar emekliliğe yansımayan döner sermaye, teşvik isimler adı altında ödenen tüm ücretler vergi dilimi dışında bırakılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri sunumu kamunun sorumluluğundadır. Tümüyle kamusal olarak Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
- Covid-19 pandemisinde ve en son 6 Şubat Maraş merkezli depremlerde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Kent rantı nedeniyle sağlıksız kentleşme doğal bir olay olan depremlerin felakete dönüşmesine yol açmaktadır. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara ve istanbul başta olmak üzere beklenen depremlere karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
- Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
- Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
- Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal görevlerine iade 09.11.2023
Ankara Tabip Odası: Sağlıksız bütçe
Ankara Tabip Odası (ATO), Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlanan 2024 yılı sağlık bütçesine dair açıklama yaptı. 2024 yılı bütçesine “Sağlıksız bütçe” denilen açıklamada ATO, “2024 yılı sağlık bütçesi incelendiğinde Dünya Bankası finansörlüğünde başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Projesinin izlerini taşıdığı görülmektedir. Bakanlığın bütçelendirme stratejisi, sorun çözücü olmaktan ziyade, sağlık hizmetleri organizasyonundaki mevcut sorunları sürdürmekte ve yenilerini eklemektedir” denildi.
ATO açıklamasında “Neoliberal sağlık politikalarına dayalı bir bütçe yapısının hasta sağlığına, halk sağlığına ve kamu bütçesine iyi gelmediği yıllardır bilinen bir gerçek olmasına rağmen, Sağlık Bakanlığı ısrarla bu anlayıştan vazgeçmemektedir” diye belirtti.
Eczacılar Birliği: Sağlığa ayrılan pay artırılsın
Türk Eczacıları Birliği, ilgili tüm kurumlara bir açıklama göndererek bütçede sağlığa ayrılan payın artırılmasını istedi. Açıklamada, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması istendi. Bu sayede ilaç yokluklarının önüne geçilebileceği, hastaların yeni nesil ilaçlara ulaşmasının yolu açılabileceği belirtildi.
HABER MERKEZİ