Ekonomistler, Yargıtay’ın AYM’nin Can Atalay’la ilgili kararını tanımayarak karar veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ekonomiye etkilerini değerlendi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Davası tutsağı TİP Milletvekili Can Atalay dosyasında ihlal kararı vererek, Atalay’ın tahliyesini isteyen Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadı. Atalay’la ilgili verdiği mahkumiyet kararını doğru olarak niteleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ihlal kararını veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
‘Yargı darbesi’
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu kararı ve suç duyurusunu “Yargı darbesi” olarak nitelendirdi.
2001 krizi benzetmesi
2001 krizini tetikleyen dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yine dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in önüne Anayasa kitapçığı atmasını hatırlatanlar da oldu. Bu olayın ertesi günlerinde Türkiye’de ekonomik krizin fitili ateşlenmişti.
Son gelişmeleri ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman ve ekonomi yazarı Murat Sururi Özbülbül Patronlar Dünyası’ndan gazeteci Ali Kemal Erdem’e değerlendirdi.
‘Darbe şeklinde sorgulanırsa yabancı sermayeyi yakından ilgilendirir’
Ekonomist Konukman öncelikle Yargıtay dairesinin girişimi ile 2001’deki anayasa kitapçığı atılması olayının tam olarak benzemediğini belirtti. Konukman, “Sezer, sembolik bir cumhurbaşkanıydı. Şimdi ki gibi icranın başı değildi. Şu anki mesele yargıyla ilgili bir konu. Ancak sembolik bir cumhurbaşkanının Anayasa’yı fırlatması inanılmaz bir etki yaratmıştı” sözlerini ifade etti. Konukman, son olayda “Yargıç darbesi tanımına uygun bir gelişme ise bu şekilde sorgulanırsa yabancı sermayeyi yakından ilgilendirir” dedi.
‘Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde mülkiyet güvenliği de olmaz’
Konukman, sıcak paranın etkileneceğinin sanılmaması gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Sıcak para zaten uzun zamandır gelmiyor. Sıcak para hukuk devleti, insanlar haklarıymış onunla çok ilgilenmez. Ancak özelleşme amacıyla gelen, fabrika kurmak için gelen doğrudan yatırımın her türlüsü hukuk güvenliğini önemser. Çünkü hukuk güvenliğinin olmadığı yerde mülkiyet güvenliği de olmaz. Yabancı finans çevreleri, insan hakları ve emek hakları ihlallerinden çok hukuk güvenliği ihlallerini önemserler.”
‘Allak bulak olacak bir piyasa yok’
“Ancak illa finans çevreleri gelsin diye mi hukuku mu önemseyeceğiz?” diye soran Konukman, “Hukuku piyasaya endeksli hale getirmeyi doğru kabul etmem. Tabii ki etkilenebilir ama sırf bu gerekçeyle değil. Zaten sıcak para bile gelmiyor. Nedenleri açık. Siz halen reel faiz vermiyoruz. Politika faiziniz düşük. Kurun da 32, 33 olsun beklentisi var. Bunlar olmadan zaten sıcak para gelmiyor. Sıcak paralar zaten çıkmıştı. Ama son olaydan dolayı allak bulak olacak bir piyasa yok. Sadece gelecek olanlar gelmez bunun altını çizelim” dedi.
Konukman, “Anayasa fırlatılmasındaki gibi durum olmaz. Yine de altını çizerek söylüyorum bu bizi rahatlamamalı. Nasıl borsa etkilenmiyor, nasıl kur etkilenmiyor, takmayın bu Yargıtay’ın kararını da takmayalım dememek lazım atmamak lazım” ifadelerini kullandı.
‘Yargı kaosu yaşanan bir ekonomide güven yerle yeksan olur’
Ekonomi yazarı Murat Sururi Özbülbül ise “Hukukun olmadığı, yargı kaosu yaşanan bir ekonomide güven yerle yeksan olur. Güvenin olmadığı bir ekonomi daima bir krizden diğerine sürüklenir” dedi. Özbülbül, “Normal şartlar altında borsa düşer, o ülkenin para birimi değer kaybeder ve döviz ile altın yükselir. Lakin yarın piyasalar açılınca ne olacağını iktidarın manipüle ve müdahale gücü belirleyecektir. İktidar gücü yettiği kadar borsanın düşmesini, döviz ve altının çıkmasını engellemeye çalışacaktır. Bunu bir müddet başarabilir de ve lakin bu sürdürülebilir bir durum değildir. Eninde sonunda döviz çıkar borsa düşer” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ