Gazetelerimizi okurlarımızın eline ulaştıran dağıtımcıların stratejik önemini kavramış olan devlet aklı, bunca yıldır dağıtımcı arkadaşlarımızın hep ensesinde oldu. Medyamızın ulaştığı devasa boyutta onların payını asla unutmayacağız!
Halklarımıza gerçekleri ulaştırabilmek için 1990 yılında yola çıkarken sadece muhabir ve yazarlarımız değil, gazetelerimizi okurlara ulaştırmaya çalışan dağıtımcılarımız da saldırılara maruz kaldı. Söz konusu ölümcül saldırılarda dağıtımcı arkadaşlarımızın payına düşen kısmının vahametini gösterebilmek için sizlere sadece 1992-1993 yıllarında yaşananlardan kimi örnekler vermek istiyorum:
Diyarbakır’da 15 ve 16 Kasım 1992 günleri, kimliği belirsiz kişiler iki ayrı büfeyi Özgür Gündem sattığı için kundakladı. 19 Kasım günü ise daha önce Özgür Gündem gazetesi satmaması için uyarılan bir kırtasiye dükkânı yakıldı. Bingöl’de ise 17 Kasım 1992’de ana bayiye ait bir araç yakıldı.
Silvan’da, Gani Amaç 18 Kasım 1992 günü tehdit edilince, Özgür Gündem satışını durdurdu. Batman’da, Muharrem İdman, 21 Kasım 1992’de aldığı tehdit üzerine Özgür Gündem satmaktan vazgeçti. Batman’da, 21 Kasım 1992’de bir taksi şoförü olan Halil Adanır, Özgür Gündem dağıtırken, aracıyla birlikte yakıldı.
Bu saldırıları protesto etmek için 22 gazetecinin Diyarbakır’da Özgür Gündem satmak istemesi, 20 Kasım 1992’de polis tarafından engellendi. Böylesi durumun riskli oluşunu kanıtlamak istercesine, 23 Kasım günü, Özgür Gündem bürosu üç kişinin silahlı saldırısına uğradı. Bingöl’de, 24 Kasım 1992’de bir dükkân, Özgür Gündem sattığı için kundaklandı.
Bundan dört gün sonra, yani 29 Kasım 1992 günü kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğrayan bir muhabir arkadaşımız, yaralı olarak kurtulurken; 15 Aralık 1992 günü, yine kimliği belirsiz kişilerin saldırısına uğrayan dağıtımcı Kemal Ekinci öldü.
Bismil’de 1992 yılının Aralık ayında Özgür Gündem satmaması yönünde tehdit edilmesi üzerine İbrahim Savaş, gazeteyi satmaktan vazgeçti. Batman’da, 2 Ocak 1993’te Özgür Gündem satan altı kişi durdurularak dövüldü, gazetelerine el konuldu. Olayı gören polis müdahale etmedi.
Ergani’de gazete ana bayi, 1993 yılı başlarında tehdit edilince, Özgür Gündem satmaktan vazgeçti. Ergani’de bir minibüsle getirilen Özgür Gündem gazetelerine el konuldu. Ergani’de Özgür Gündem satan bir çocuk satırlı saldırıya uğradı. Adıyaman’da tehdit alan ana bayi, Özgür Gündem satışını durdurdu.
Kızıltepe, Mazıdağı ve Mardin merkezdeki Özgür Gündem temsilcileri tehdit edildi. Mazıdağı’ndaki dağıtıcı kundaklandı. Elazığ’da ana bayi Ali Doğan tehdit edildi, kırtasiye dükkanı kundaklandı. Bunun üzerine, saldırılara karşı savcılıktan koruma istedi.
15 Ocak 1993 günü saldırıya uğrayan Bulvar Büfe sahibi Eşref Yaşa, ağır yaralandı. Daha önce Özgür Gündem satmaması yönünde uyarılan gazete büfesi sahibi Haşim Yaşa, 14 Haziran 1993 günü vurularak öldürüldü.
Özgür Gündem dağıtımı yapan bir çocuk 26 Eylül 1993 günü kimliği belirsiz birinin bıçaklı saldırısına uğradı. Yine 1993 yılının Eylül ayında, Özgür Gündem dağıtımcısı Abdülkadir Altan, iki kişinin satırlı saldırısında ağır yaralandı. Saldırı polis karakolunun çok yakınındaydı ama polisler müdahale etmedi.
Şehit edildiler
Dağıtımcılara yönelik saldırılarda en kıyıcı dönem 1992 ile 1993 yılının Kasım ve Aralık aylarında oldu. Söz konusu iki ayda 10 dağıtımcı arkadaşımızı yitirdik. Tehditler ardından yaşanan saldırılarda yaşamını yitiren dağıtımcı arkadaşlarımız şunlar:
HALİL ADANIR (32): Halil Adanır, yaklaşık üç haftadır Batman’da gazete dağıtıyordu. 21 Kasım 1992 günü saat 14:00 sıralarında üç kişi müşteri olarak taksisine bindi. Eski cezaevi yakınlarında Halil Adanır’ı bayıltan kişiler, arabayı içindeki Halil Adanır’la birlikte benzin dökerek yaktılar. Halil Adanır, evli ve beş çocuk babasıydı.
KEMAL EKİNCİ: Diyarbakır Dağkapı’daki Büyük Postane’nin karşısındaki büfede Özgür Gündem satmakta olan Kemal Ekinci, aldığı tehdit telefonları üzerine birkaç gazete bayisi arkadaşıyla birlikte OHAL Valisi Ünal Erkan ile görüşmeye gitmiş; ancak aynı tehdidi validen de almışlardı. Kemal Ekinci, 15 Aralık 1992’de sabah saat 7:10 civarında, işyerine gitmek üzere evinden çıktı. Saat 7:15 civarında 5 el silah sesi duyuldu. 5-10 dakika içerisinde komşuları Kemal Ekinci’nin eşi Remziye’ye onun öldürüldüğünü haber verdiler. Görgü tanıkları Ekinci’ye saldıranların üç kişi olduğunu ve olay yerinin yakınında resmi bir polis aracının olduğunu söylediler. Kemal Ekinci, iki minik çocuğunu ülkesine emanet etti.
LOKMAN GÜNDÜZ (20): Özürlü bir genç olan Lokman Gündüz, ayakkabı boyacılığını bırakıp, dağıtımcılığa başlamıştı. Dağıtıma başladığı ilk gün, Nusaybin’in Kışla mahallesinde beyaz bir Renault araçtaki üç kişi onu yanlarına çağırdı. Araçtan inen biri, Lokman Gündüz’ün başına ateş etti. 31 Aralık 1992 günü işlenen bu cinayette kullanılan aracın emniyete ait olduğu söyleniyor.
ORHAN KARAAĞAR (30): Orhan Karaağar, 1963 yılında Van’da doğdu. Orhan’ın babası, 1993 yılında kayboldu; annesi ise 7 çocuğunu büyütmek için çok çabaladı. Orhan,12 Eylül 1980 Askeri Faşist Darbesi döneminde iki buçuk yıl kadar Diyarbakır Cezaevi’nde yattı. Tahliye olduktan ve askerliğini yaptıktan sonra döndüğü memleketi Van’da İnsan Hakları Derneği’nin kuruluşunda görev aldı. 1991 yılında ise Özgür Gündem’de dağıtımcı olarak çalışmaya başladı. Pek çok defa tehdit edildi, gözaltına alındı. Orhan, 19 Ocak 1993 günü eve gelmeyince aile gazeteyi aradı; ancak kimseye ulaşamadılar.
Tanıkların anlatımına göre İki Nisan Caddesi’nde, gazeteden eve dönerken, Orhan, altı kişinin saldırısına uğramış. Saldırganların şişlerle yaraladıktan sonra bıraktıkları bir inşaatta, Orhan kan kaybından ölmüş. Öldürüldüğünde Orhan, sadece 30 yaşındaydı. Ertesi gün Van Valisi Mahmut Yılbaş’ın engellemelerine rağmen, Orhan’ın cenazesi için Diyarbakır, Tatvan ve Iğdır’dan üç bine yakın insan geldi. Orhan’ın katilleri olduğu iddiasıyla Murat Demir ve Murat İpek hakkında Van Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava 2005 yılından bu yana sürüyor. Orhan, üç yıllık eşini ülkesine emanet etti.
TEĞMEN DEMİR: Daha önce Batman büromuzda çalışan Teğmen Demir, 4 Haziran 1993 günü saat 16:00 civarında 16-17 yaşlarındaki iki kişinin saldırısına uğradı. 19 Mayıs mahallesinde gerçekleşen bu saldırıda Teğmen Demir’in, başına ve boynuna 15 kurşun isabet etti. Kaldırıldığı SSK Hastanesi’nde ölen Teğmen Demir’in cenazesi Gürbereşk köyünde toprağa verildi.
HAŞİM YAŞA: Diyarbakır Ofis-Dörtyol’daki gazete bayisi olan Haşim Yaşa, 14 Haziran 1993 günü saat 07:30 sıralarında saldırıya uğradı ve hastaneye götürülürken yolda öldü. Saldırı esnasında yanında bulunan 7 yaşındaki oğlu gözaltına alındı. Haşim Yaşa’nın yeğeni Eşref Yaşa da 15 Ocak 1993 günü iki kişinin silahlı saldırıya uğramış ve ağır yaralanmıştı. Haşim Yaşa’nın yedi evladı vardı.
ZÜLKÜF AKKAYA (34): Dağıtım yapan Zülküf Akkaya, Diyarbakır’ın Balıkçılarbaşı mahallesinde 28 Eylül 1993 günü saat 11:00 sıralarında üç kişinin saldırısına uğradı. Altı el ateş eden saldırganlar kaçarken, Zülküf Akkaya yaşamını yitirdi.
ADNAN IŞIK (29): 1964 yılında Van’da doğan Adnan Işık, 8 Eylül 1993’ten beri Van bürosunda dağıtımcı olarak çalışıyordu. Adnan Işık, 27 Kasım 1993 günü saat 17:30 civarında Erek mahallesindeki evine giderken dört kişinin arkadan saldırısına uğradı. Saldırganlar polislerin kullandığı iki beyaz arabayla gelmişlerdi. Başına iki kurşun isabet eden Adnan Işık, saldırı ardından kaldırıldığı Van Devlet Hastanesi’nde 28 Kasım 1993 günü saat 10:30’da yaşamını yitirdi. Van’ın Şabaniye mezarlığında toprağa verilen Adnan Işık, eşi Filiz ve dört evladını ülkesine emanet etti.
YALÇIN YAŞA (13): Amca Haşim Yaşa’nın ölümü ardından Diyarbakır’da Bulvar Büfe’yi işletmeye başlayan Eşref Yaşa’nın iki kardeşi Yalçın Yaşa ve Yahya Yaşa (15), 10 Kasım 1993 günü Sur’daki Dört Ayaklı Minare yakınlarında silahlı saldırıya uğradı. Yalçın Yaşa olay yerinde ölürken, ağabeyi Yahya kafasına kurşun isabet ettiği halde ağır yaralı olarak kurtuldu.
METİN ALATAŞ (34): Mardin’in Derik ilçesinde yaşamakta olan Metin Alataş’ın ailesi 1990’lı yıllarda üzerindeki baskılar nedeniyle Adana’nın Seyhan ilçesindeki Gülbahçesi Mahallesi’ne yerleşmişti. Azadiya Welat gazetesinin Adana bürosunda çalışmakta olan Metin Alataş, 3 Nisan 2010 günü dağıtım yaptığı mahalleden ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Alataş’ın boğularak öldürülmüş bedeni, ertesi gün Seyhan ilçesine bağlı Hadırlı mahallesindeki bir portakal bahçesinde ağaca asılı halde bulunduğunda 34 yaşındaydı. Alataş’ın cenazesi 5 Nisan 2010 günü Adana’nın merkez Seyhan ilçesi Karasu Mahallesi’nde bulunan Küçük Oba Mezarlığı’nda defnedildi. Ölümüne ilişkin soruşturma da, tıpkı ölmeden önce ‘şikayetçi’ konumunda olduğu diğer dosya gibi etkin bir şekilde yürütülmedi. Sadece bir rapora dayanarak kapatıldı.
KADRİ BAĞDU (46): Kadri Bağdu 1968 yılında Siirt’in Pervari ilçesine bağlı Erkend köyünde doğdu. Köylüler korucu olmayı reddedince bütün köylüleri evlerinden çıkardılar ve Erkend köyünü yaktılar. Henüz genç olan Kadri köyde çobanlık yapıyordu. Koyunlarını gezdirdiği otlakları geride bırakarak göç yollarına düştü. Hepsi akrabaydı. Kadri önce Mersin’e yerleşti. Ancak orada da baskılar sürdü. Ardından Adana Şakirpaşa mahallesine taşındılar. Kadri Bağdu geldiği ilk yıllarda hamallık yaparak ailesinin ekonomik geçimini sağladı. Bu arada, mücadele ile bağını hep korudu ve mücadele etmeyi sürdürdü.
1998 yılına kadar üç kere örgüt üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Her seferinde işkence gördü ve 3-4 ay hapiste yatmak zorunda kaldı. 1998 yılında gazete dağıtımcılığına başladı. Gazete dağıttığı için defalarca polisin tehditlerine maruz kaldı, gözaltına alındı. 14 Ekim 2014 günü beş kurşunla katledildiğinde 46 yaşındaydı. Ondan geriye etrafa dağılmış gazeteleri ve mavi bisikleti kaldı. 15 Ekim Çarşamba günü eşi, çocukları ve dostları tarafından Adana’da toprağa verildi. Katil ya da katillerin bulunup, yargılanması için yapılan tüm başvurular sonuçsuz kalırken; Kadri Bağdu’nun öldürülmesini anlatan bir IŞİD üyesinin görüntü ve yazışmalarına ulaşıldı.
ŞEHADET KRONOLOJİSİ:
19 Ocak: Orhan Karağar, Van, 1993
4 Nisan: Metin Alataş, Adana, 2010
4 Haziran: Teğmen Demir, Batman, 1993
14 Haziran: Haşim Yaşa, Diyarbakır, 1993
25 Haziran: Hasan Aydın, Dağıtımcı, 1999
23 Ağustos: Hıdır Çelik, Urfa, 1994
28 Eylül: Zülküf Akkaya, Diyarbakır, 1993
14 Ekim: Kadri Bağdu, Adana, 2014
9 Kasım: Adil Başkan, Nusaybin, 1993
10 Kasım: Yalçın Yaşa, Diyarbakır, 1993
19 Kasım: Kadir İpeksürer, Urfa’da, 1993
21 Kasım: Halil Adanır, Batman, 1992
27 Kasım: Adnan Işık, Van, 1993
27 Kasım: Nihat Yakut, Diyarbakır, 1998
3 Aralık: Mehmet Sencer, Diyarbakır, 1993
4 Aralık: Musa Dürü, Batman, 1993
15 Aralık: Kemal Ekinci, Diyarbakır, 1992
31 Aralık: Lokman Gündüz, Nusaybin, 1992
Kalo’yu geçen yıl yitirdik
Özgür Basın’ın efsane dağıtımcılarından Yılmaz Yakut’u (Kalo) geçen yıl 16 Ocak günü yitirdik. Dağıtım uğruna birçok evladını şehit veren Yakut ailesinden Kalo, yıllarca ölüme meydan okuyarak gerçekleri halka ulaştırdı. Yasakların ve katliamların olduğu bir dönemde yıllarca gazete dağıtımcılığı yapan Yılmaz Yakut (Kalo), defalarca saldırıya uğradı, 300’ü aşkın defa gözaltına alındı, yine de ölüme meydan okuyarak gerçekleri yazan gazeteleri halka ulaştırmayı başardı
Bu dönemi yaşayanlardan biri de Yılmaz Yakut (45), başka bir deyişle Kalo idi. Her sabah saat 06.00’da dayanırdı Yenişehir ilçesindeki dağıtım bürosunun kapısına. Özgür Gündem gazetesini torbasına koyduktan sonra yol alırdı. Amed’in tüm sokaklarına gezdi. Tek bir gazetesi kalsa bile dağıtım bürosuna dönmezdi. Her türlü zorluk ve karanlığa rağmen, “gerçekler karanlıkta kalmayacak” sloganını kendisine yayıncılık ilkesi yapan gazeteyi, halka ulaştırdı.
Bu çalışması sırasında defalarca gözaltına alındı, işkence gördü, tehdit edildi, dizleri morartılarak kent dışına götürülüp polislerce bırakıldı, saatler süren yolları aşıp tekrar kente döndü. Satırlı ve silahlı saldırılara uğradı. Bunlar yıllarca sürdü ama Kalo, cesaretinden ödün vermedi, gazeteleri bazı aksamaların dışında her gün okuyucuya ulaştırmasını bildi. Bazen siyah poşetleri, bazen un torbaları, bazen de çekirdek leğenlerini kamuflaj olarak kullandı.
Kış aylarında ise giydiği geniş montuyla kamufle ediyordu gazeteleri. Bu yöntem bir defasında Kalo’nun hayatını da kurtardı. 1993’un kışında bir gün Sur ilçesinin Melikahmet Caddesi’nde abonelerine gazete dağıtan Kalo, Hizbullahçıların satırlı saldırısına uğradı. Kalo, saldırıda yaralandı. Kalo’yu kurtaran da montunun içine gizlediği gazeteler oldu. Gazetelerin kalınlığı sayesinde Kalo, saldırıdan yaralı olarak kurtulabildi.
Yılmaz Yakut’un dağıtımcılık yaşamı, 1990’lı yıllarında başında Özgür Gündem’le başladı ve 2010 yılına kadar devam etti. Gazete dağıtımcılığında Amed’in tanıdığı ve çok sevdiği Kalo, yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 16 Ocak 2022 günü Diyarbakır’daki evinde yaşamını yitirdi. Kalo’nun cenazesi, ertesi gün çok sayıda kişinin katıldığı bir törenle Yeniköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.