Kobanê Davası’da savunma yapan tutuklu siyasetçi Dilek Yağlı, HDP MYK üyesi olmaları tutuklama gerekçesi yapıldığını söyledi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin 6-8 Ekim 2014’te yaşanan protestolar nedeniyle yargılandığı Kobanê Davası’nın 40’ıncı duruşmasının birinci oturumu, Sincan Kapalı Cezaevi’nde bulunan duruşma salonunda tutuklu siyasetçi Dilek Yağlı’nın savunmaları ile sürdü.
Olay günü kim neredeyse oradaki olayla bağlantı kurulmuş
Dilek Yağlı verilen aranın ardından savunmalarını sürdürdü. Yağlı, mütalaa ile ilgili olarak iddia makamı HTS kayıtlarında 7-8 Ekim de Sancaktepe ve Beyoğlu’na yakın yerlerde sinyal verdiği belirterek, “Öncelikle şunu belirteyim, benim ikametgâh adresim zaten Sancaktepe’dir. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, mütalaanın genelinde yer alan sanıklardan kim olay günü nerde ise oradaki olaylara katılmış gibi gösterilmiş. Yani olayla hiçbir şekilde illiyet bağı kurulmadan hepimiz olaylarla ile ilişkilendirilmişiz” dedi.
HDP’nin talimat alması mümkün olabilir mi?
Yağlı, kendisine ve arkadaşlarına yöneltilen suçlamalardan birinin de talimat aldıkları yönünde olduğunu söyledi. HDP’nin yapısı itibariyle tekçi bir parti olmadığını söyleyen Yağlı, “HDP çoğulcu bir parti ve içinde her partiden kişiler var. Şimdi, bu kadar farklı yapı bir yerden talimatı alacak ve uygulayacak… Sizce bu mümkün olabilir mi? Diye sordu.
HDP MYK üyesi olmamız tutukluluk gerekçesi
HDP MYK üyesi olmamız tutukluluk gerekçesi yapıldığını söyleyen Yağlı, “Dosyadaki gizlilik kararı nedeniyle hakkımdaki suçları öğrenemediğim için; etkin bir savunma da yapamıyorum. Her aşamada hak ihlaline uğradık. Her şey bir tüzel kişilik sıfatına sıkıştırılmış ve ‘HDP MYK üyesi olduğun için suçlusunuz’ deniliyor” dedi.
İddianamede tutukluluk tarihim bile yanlış yazılmış
Haklarında hazırlanan sayfalarca uzunluktaki dava dosyalarında FETO- PDY dosyalarının da yer aldığını söyleyen Yağlı, iddianamede tutuklanma tarihlerinin dahi yanlış yazıldığını aktararak, “Yine bakıyoruz dosyada AYM’nin Enes Berberlioğlu kararı da var. O kadar evrak içerisinde kendimle ilgili olarak bulduğum tek şey; HDP MYK üyesi olmam. Bizimle alakalı olmayan ne kadar evrak varsa dosyaya dahil edilmiş” dedi.
İlk ölüm kolluğun ateşi ile oldu
Dijital belgelerde Ankara TEM’in raporunda yer alan bir belgede 6 Ekim de hiçbir olayın olmadığı, ölümlerin 7 Ekim de olduğuna dair bilgilerin olduğunu söyleyen Yağlı, “Tutanaklarda yer alan bu bilgiler iki açıdan önemlidir. Bir önceki bölümde demiştim; yapılan çağrıda barışçıl protestolara destek çağrısı var. Sonrasına dair bir şey yok. İkinci önemli şey ise şu; ne oldu da 7 Ekim öğleden sonra birdenbire olaylar şiddetlendi de ölümler yaşandı. 7 Ekim’de yaşanan ilk ölüm; kolluk kuvvetinin açtığı ateş sonucu gerçekleşti. Bakın bu olaylar dahi araştırılmadı. Pek çok ölüm bu şekilde kolluk tarafından gerçekleşti. Yine olay yerine ambulansların gitmesi bir şekilde engellendi. Bunlar tutanaklarda tespitlidir. Tutanaklarda, tespitli resmi evraklarda yer alan hususların hiçbiri bu davada değerlendirilmedi” dedi.
Mahkeme heyeti duruşmaya yarın saat 10.30’a kadar ara verdi
Kaynak: MA