Şakran ve Kırıklar cezaevlerini ziyaret eden HEDEP Milletvekili Burcugül Çubuk, cezaevlerinin hak ihlalleri tablosunu çizerken, tutsakların İmralı tecridinin gündemleştirilmesini istediğini paylaştı
Cezaevlerinde tutsaklara yönelik hak ihlallerine her geçen gün yenileri eklenirken, bunlardan biri de son dönemde öne çıkan çıplak arama işkencesi oldu. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Eşbaşkanı Berna Çelik’in Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde çıplak arama işkencesine uğraması nedeniyle Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, geçtiğimiz hafta Şakran ve Buca Kırıklar Cezaevi’ni ziyaret etti.
Çubuk, cezaevlerinde tutsaklarla yaptığı görüşmelere ve çıplak arama işkencesine dair JINNEWS’ten Melike Aydın’a değerlendirmelerde bulundu.
‘Sevkler uzak tarihlere veriliyor’
Hastane sevklerinde eski ring araçlarının kullanılması nedeniyle kalp hastalarının risk altında olduğunu söyleyen Çubuk, “Nefes alamadıklarını çok fazla sarsıntı yaşadığı, yolda kaldığı gibi birçok şikayette bulundular. Sağlık sisteminin de çökmesiyle de alakası var. Bir yandan dış güvenlikten sorumlu jandarma, ‘yeterli personelimiz yok’ diyerek sınırlı sayıda hastayı hastaneye götürüyorlar. Bir yandan da mahpus sayısı çok olması nedeniyle randevular uzak tarihlere veriliyor. Önümüzdeki yıl 20 hapishane açmayı planlayan devlet var. İçerde bin 600, bin 700 mahpus var” dedi.
Odalara üçüncü ranza ekleniyor
Maksimum 10’ar kişinin kaldığı koğuşlarda bulunan ikişer ranzanın bile odayı daralttığı halde üçüncü ranzaların eklendiğini söyleyen Çubuk, “Bu, bir yaşam alanını kısıtladığı gibi kitaplık dahi verilmiyor. 10 kitap sınırlaması var ve gerekçe olarak da odalar çok dağınık oluyor deniliyor. Siyasi maphusların hiçbir koğuşunda dağınıklık ve kir olmaz” diye vurguladı.
Kürtçe çeviri eser dışarı çıkarılmıyor
Tutsaklardan Kürtçe çeviri yapan Mesil Demiralp’ın çevirisini, içinde başka şeyler yazılmış olması ihtimalinin öne sürülerek dışarıya çıkarılmadığını kaydeden Çubuk, “Bunlar çözülebilir sorunlar, mahkemelerde çevirmenlik yapılabilmesinin kolay olduğu gibi kolay şeyler aslında. Burada emeğin değerini ortadan kaldırmak var. Oysa sadece boncuk örse dışarı çıkarabiliyor” ifadelerini kullandı.
Sağlık hakları kısıtlanıyor
Şakran’da ağırlaştırılmış müebbet cezası alan tutsakların kaldığı hücrelerin ise daha kötü durumda olduğuna dikkat çeken Çubuk. “Mutfak malzemelerini koyacak yer yok. Aynı lavaboda elini yüzünü yıkıyor, bulaşığını yıkıyor, hem de diğer temizlik malzemelerini orada kullanıyor. Sağlık hakkının ihlal edildiği bir durum. Küçük, adım atmanın dahi zor olduğu yerler. Havalandırmaya da sınırlı saatlerde çıkabiliyor. Yerler kalabalık denilerek, haklar bir saatle sınırlandırılıyor. Yaşamı düzenleme anlamında da bilinçli bir daraltma var” dedi.
Tutsakların ailelerine yakın yerlerdeki cezaevlerine sevklerinin güvenlik gibi gerekçelerle engellendiğini söyleyen Çubuk, bir tutsağın uzaktan gelen annesinin yolculuk yapamayacak kadar hasta olduğunu ve yolda bu nedenle kaburgasını kırdığını paylaştı. Çubuk, “Bize sıklıkla sevk durumunu sordular. Ne yazık ki olmuyor. Türkiye ve Kurdistan’da çok fazla hapishanede durum bu, güvenliği sağlamak değil tecridi sağlamak gibi bir dert var” diye ekledi.
‘Hasta tutsaklar tahliye edilmiyor’
Hasta tutsakların durumuna değinen Çubuk, bu konuda adım atılması gerektiğini vurgulayarak, “Gülser Özbay sadece İdare Gözlem Kurulu’na çıkmadığı için tahliye edilmiyor. Çünkü İdare Gözlem Kurulu’nun yasalara uygun olmadığının farkında. Kurul, mahkeme gibi karar veriyor. Kütüphaneden kitap aldı ya da almadı, sosyal etkinliklere çıkmadı gibi. Oysa sosyal etkinliklere de çıkarmıyorlar zaten. Hem tecridin yoğunlaştığı hem de mahpusların birbirleriyle iletişiminin, üretimlerinin, kendilerini yeniden üretmelerinin engellendiği bir durum var” sözlerini kullandı.
‘Sistematik çıplak arama, ince arama ile tehdit’
Bir kadına çıplak arama dayatıldığını ve kadının ince aramayla tehdit edildiğini dile getiren Çubuk, “Bu yıl içinde başkaları da maruz kalmış. Çıplak aramayı bir sistematik metot haline getirmeye çalışıyor” cümlesini kullandı.
Yüz yüze sohbet hakları yok
Tutsakların, koğuşlar arası sohbet haklarının engellendiğini, ayda sadece bir kez sınırlı saatlerde spor ve atölyeye çıkabildiklerini ifade eden Çubuk, “Ayda bir kez sohbete çıkmak hakkı kullanmak değildir, ayda bir kez atölyeye gitmek sanatsal faaliyet değildir. Koğuşlarda da bu ürünlerin bulunmasına izin verilmiyor. Koğuşlarda spor yapacak malzeme yok. Havalandırma dar ve burada da çok şey yapamıyorlar. Yüz yüze sohbet hakları yok. Hücrelerde de değişiklikler yapılmıyor. Siyasi mahpusların düzenlerinin bozulmasını amaçlıyorlar. ‘Bizi delirtmeye çalışmak istiyorlar ama delirmiyoruz’ diyorlar” şeklinde konuştu.
‘Hastanelerde bekleme odaları hastalanma nedeni’
Kırıklar Cezaevi’nde yeni ring aracı olmasına rağmen siyasiler için en eski araçlar seçildiğini, hastaneye götürüldüklerinde olumsuz şartlarda tutulduklarını dile getiren Çubuk, “Muayeneye çıkarken bekledikleri yerlerin kötülüğü pisliği nedeniyle çok acil bir durum olmadıysa hastaneye gitmediklerini söylüyorlar. Oraya gidince hasta olduklarını söylediler” ifadesini kullandı.
‘Tutsaklar adım adım ölüme sürükleniyor’
F 1 ve F cezaevlerinde ağır hasta tutsakların hayatlarını kaybetmelerinden korktuklarını belirten Çubuk, “Ağır hastaların düzenli kontrolleri, tahlilleri yapılıyor ama diğer mahpuslar için ‘içten içe çürümemiz isteniyor’ diyorlar. Daha önce İmralı’da 1 hafta kalan Mehmet Sait… 70 yaşında kalp hastası ve tek tutuluyor. Ödemiş’te dış güvenlikten sorumlu bir albayın tuttuğu bir tutanak gösteriliyor. Yanında kimse bulundurulmuyor. Kendi davasında olan mahpuslar aynı yerde ama en uzak noktada ve ayrı tutuluyor. Geçtiğimiz hafta rahatsızlık yaşıyor. Sayıma giren gardiyan gelene kadar kimse onun ne yaşadığını bilemiyor. Bakanlık kararı gerekçe gösterilerek yanına birinin geçmesine izin verilmiyor. Normalde hapiste tutulmaması gerekirken bir yandan da yalnız tutuluyor. Adım adım ölüme sürükleniyorlar” ifadelerine yer verdi.
‘İmralı tecridi daha güçlü gündem olmalı’
Birçok tutsağın gizli veya açık tanıklarla ifadeleri çelişik olmasına rağmen yeni dosyaların açıldığına değinen Çubuk, “Emniyetin ihtiyacı oldukça tekrar tekrar ifade alınan insanlar var. Yıllardır içerde olan insanlara gizli tanıklarla soruşturma açılıyor. Bunun gündem olmasını istiyorlar ama İmralı’daki tecridin daha güçlü gündem yapılmasını istiyorlar. Oradaki tecrit ile burada bir bağ olduğunu söylüyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Hasta tutsaklar Meclis gündemine taşınacak’
Hak ihlallerini Meclis gündemine taşıyacaklarını söyleyen Çubuk, “Kırıklar F1 de tecrit altında tutulan iki mahpusun hangi gerekçeyle tutulduğunu, hakikaten Adalet Bakanlığı emriyle mi, böyleyse hangi gerekçe ile tutulduğunu soracağız. Şimdiye kadar mahpuslara gösterilmiş bir belge yok. Mehmet Sait Yıldırım gibi ağır hastaların durumlarında iyileştirme sağlanması bütün hasta mahpusların serbest bırakılması. Buna giden süreçte de yalnız bırakılmaması sağlıklarına ilişkin kontrollerin daha düzenli yapılması, tutuldukları yerlerin hijyeninden havalandırmasına kadar düzenleniyor olmasına dair bir süreci işletmeye çalışacağız. Hastanelerde bulunan mahpus koğuşlarının durumu konuyla ilgili de Sağlık Bakanlığı ile iletişime geçeceğiz. Hem Sağlık Bakanlığı nezdinde hem de jandarma tutumundan dolayı. En kötü ringi vermek bile özel tutum. İçerdeki tutuma dair de Adalet Bakanlığı muhatabımız” dedi.
İZMİR