DAİŞ’in 2014’te hedef aldığı ve büyük bir yenilgiye uğradığı Kobanê kenti, 9’uncu yılında da direnişin sembolü olmaya devam ediyor. Dönemin tanıklarından Xalid Berkel, ‘Kürt halkı da bir kez daha hiçbir tehdide, baskıya boyun eğmeyeceğini, 3’üncü yolun var olduğunu tüm dünyaya göstermiş oldu’ dedi
2010 yılında ilk adımları atılan ‘Arap Baharı’nın etkisiyle Suriye’de 2011 yılında bir iç savaş başladı. Başlayan savaş ile DAİŞ, küresel ve bölgesel güçlerin planları doğrultusunda desteklenip sahaya sürüldü. Suriye ve Irak’ın büyük bir bölümünü ele geçiren DAİŞ, tarihte eşine az rastlanır bir vahşeti devreye soktu. Her iki devlet ordularının karşısında duramadığı DAİŞ’in âdete ‘duvara tosladığı’ yer ise Kobanê kenti oldu.
Kuzey ve Doğu Suriye’nin Kobanê kentine dönük işgal girişimlerine karşı YPG/YPJ güçlerinin Kobanê halkıyla beraber verdiği direnişle adeta bir tarih yazıldı. Direnişle dayanışmak üzere Avrupa Birliği (AB) Türkiye Yurttaş Komisyonu (EUTCC) ve Peace Camping İnisiyatifi tarafından “IŞİD’e karşı, Kobanê ve insanlık için küresel seferberlik” çağrısıyla 1 Kasım’ın Dünya Kobanê Günü olarak ilan edildi.
Aralarında Arjantinli Nobel Barış Ödüllü Adolfo Perez Esquivel, Güney Afrikalı Nobel Barış Ödüllü Başpiskopos Desmond Tutu, Dilbilimci Profesör Noam Chomsky ve Dünya Doktorlar Örgütü Başkanı Michel Rolan’ın da olduğu birçok önemli ismin destek verdiği çağrı ile saldırıların en yoğunlaştığı günlerde 1 Kasım 2014’te dünyanın dört bir yanında on binlerce kişi sokağa çıkarak Kobanê için ayağa kalktı. DAİŞ vahşetine karşı dünyanın birçok ülkesinde milyonlarca insan, sergiledikleri dayanışma ile Kobanê’deki direnişi sahiplendi.
Dünya Kobanê günü 9’uncu yılına girerken bu süreçte neler yaşananlar şöyle gelişti:
Tunus’ta 2010 yılından başlayıp tüm Arap Coğrafyasına yayılan isyan süreci 2011 yılının Mart ayında Suriye’ye sıçradı. Bu süreçte ülkenin kuzeyinde yaşayan Kürtler, yaşanan kaos ortamı içerisinde farklı güçler ve planlarından taraf olmak yerine kendilerine yeni bir yaşam inşa etmek üzere büyük bir devrim için adım attı.
Adına “Rojava Devrimi” denecek devrimin nüvelerinin atıldığı Kobanê, 27 Ocak 2014’te özerkliğini ilan etti. 8 Haziran 2014 yılında Musul’u ele geçiren DAİŞ, yavaş yavaş yönünü Kuzey ve Doğu Suriye’ye çevirmeye başladı. 3 Ağustos 2014’te önce Şengal’e saldırarak Êzîdîlere yönelik katliam gerçekleştiren DAİŞ, Irak ve Suriye’de geniş bir alanı kontrolüne aldıktan sonra, 15 Eylül 2014’te Kuzey ve Doğu Suriye’de kantonlar kurarak bulundukları bölgeleri savunan Kürtleri hedef aldı. DAİŞ’in saldırdığı ve Suriye-Irak’ta aldığı diğer kentler gibi kısa sürede almayı planladığı Kobanê Kantonu, verdiği direnişle adını tarih sayfalarına yazdırdı.
PKK liderinin çağrısı
Kobanê’de Arîn Mîrkan başta olmak üzere yaşamını yitiren yüzlerce kişinin direnişi, Irak, Türkiye ile İran’la birlikte dünya genelindeki milyonlarca Kürdü birleştirdi. Saldırıların devam ettiği 22 Eylül’de, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Kobanê’nin düşüşü, tüm Kürdistan’ın düşüşü demektir. Herkes bu gerçekliğe göre hareket etmeli” değerlendirmesi ve Kürt sorununun çözüm anahtarının Kobanê olduğu çağrısı sonrası Kürtler yönünü Kobanê’ye çevirdi. Öcalan’ın bu mesajıyla Kobanê’ye yönelik saldırılara karşı büyüyen öfke ve tepki, TSK ile DAİŞ üyelerinin sınırda yan yana gözüktüğü fotoğraflar ve dönemin Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın ‘Kobanê düştü, düşecek’ sözleri, halkı sokaklara döktü. Başta Kuzey Kürdistan olmak üzere Türkiye kentleri ve dünyanın birçok ülkesinde Kobanê’ye ilişkin görülmemiş eylemler gerçekleşti.
Bu eylemlerden sonra uluslararası koalisyon güçleri süren direnişi desteklemek zorunda kaldı. ABD liderliğindeki koalisyon, DAİŞ hedeflerini bombalarken baskılar sonucu Türkiye’nin açtığı koridordan Peşmerge güçleri Kobanê’ye geçti.
Halklar için yeni yaşam fikriyatı yeşerdi
Kobanê, 134 gün sonra 26 Ocak 2015’te DAİŞ’ten tamamen temizlenirken, bu sonuç DAİŞ’in sonunu getiren ilk yenilgi oldu. DAİŞ, daha sonra hakim olduğu kentlerde de yine Kürtler tarafından yenilgiye uğratıldı. Kobanê halkı, direnişiyle saldırıları geri püskürtürken kazandığı zaferle halklar için yeni bir yaşamın mümkün olduğu fikriyatını yeniden yeşertti.
Kobanê Günü saldırılar altında karşılanacak
DAİŞ’in saldırıları sırasında işgal edemediği tek kent olan Kobanê, bugün ise Türkiye’nin hedefinde. Birçok kez silahlı insansız hava araçları ile hedef alınan kentte, aralarında DAİŞ’e karşı mücadelede öncülük eden isimlerinde olduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Kobanê’de halklar 9’uncu yılında bir kez daha 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nü saldılar altında karşılayacak.
‘DAİŞ’in ilerleyişini Kobanê kırdı’
Tarihi direnişin yaşandığı dönemde Kobanê Kantonu Yürütme Meclisi üyesi olan Xalid Berkel, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ve direnişin evrenselleşmesini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ceylan Şahinli’ye değerlendirdi.
DAİŞ saldırıları sürecinde Kobanê halkının verdiği tarihi direnişe tanıklık eden Berkel, o günleri şu şekilde anlattı:
“Kobanê dört bir taraftan kuşatıldığı zaman büyük bir ambargo uygulanıyordu. Bir zamanlar Baas rejiminin Kürtlere uyguladığı politikaları DAİŞ bize yeniden yaşattı. Bir kez daha o ırkçılıkla yüz yüze kaldık. Ancak tüm bunlara karşı Kürt halkı da bir kez daha hiçbir tehdide, baskıya boyun eğmeyeceğini tüm dünyaya göstermiş oldu. Dünya halklarına karşı büyük bir tehdit olan DAİŞ gibi bir örgütün amansız ilerleyişini Kobanê halkı ve onların direnişi kırdı. Kobanê kentini ve içerisinde yaşayan halkı karanlığa mahkûm kılmak isteyenler kaybetti.”
‘Devrim sürecinin ilk adımları Kobanê’de atıldı’
Kürtlerin DAİŞ’e karşı mücadele döneminde ulusal birliğini güçlendirdiğini ifade eden Berkel, şunları ifade etti:
“Kürt halkı diğer parçalarda olduğu gibi Suriye’de de yıllarca farklı bir halk olduklarını kabul ettirmek, farklı bir kültüre, dile sahip olduklarını göstermek için mücadele veriyordu. Bu anlamda Kobanê stratejik bir önemdeydi. Kürtleri bölmek için uygulanmaya çalışılan ‘Arap Kemeri’ politikası yine Kobanê’de durdurulmuştu. Kobanê’ye dönük saldırılar gerçekleştiğinde Kürtler de bunu farkına vardı. Dört bir yandan Kürtler bu saldırılara karşı bir oldu. Bu kaos sürecinde Kürtler devrime yaptıkları öncülükle halklara 3’üncü bir yolun var olabileceğini gösterdi. Halklara, kendi kimlikleri, dilleri ve kültürleriyle asimile olmadan yaşayabilecekleri bir alan yarattı. Bu devrim sürecinin ilk kıvılcımları Kobanê’den atıldı.”
‘Türkiye Baas Rejimi’nin yaptıklarını sürdürmeye çalışıyor’
Rojava Devrimi ardından kantonların kendi yönetimlerini seçerek halkın katılımıyla kendi kendilerini yönetmeye başladığını kaydeden Berkel, Türkiye’nin son saldırılarına ve bu saldırılarda özellikle özerk yönetim içerisinde yer alan kişileri hedef almasına dikkat çekti. Berkel, son olarak şunları ifade etti:
“Burada yeni bir yaşam kurulduğu günden beri Türkiye saldırıları durmadı. Özellikle şunu görüyoruz, yönetimlerde yer alan, sorumluluk sahibi, bilinçli insanlar bu saldırılarda hedef alınıyor. Türkiye geçmişte Baas rejiminin yaptıklarını sürdürmeye çalışıyor. Ancak yaptıkları saldırılarda da şunu anladılar, buradaki halklar birlikte hareket etmeye ve birlikte yaşamaya devam ediyor ve devam edecekler. Yaptıkları kirli planların hiçbiri tutmayacak. Halklar, hakikatlerini uygulanan yeni yaşam modelinde görüyor. Çünkü burada özgür insanı, özgür toplumu yaşatıyorlar. Onlar da bu yeni yaşam modelinden korkuyorlar. Saldırıları da buna dönüktür.”
RIHA