İskederun Körfezi’nde binlerce balık öldü. Yetkililer araştırma için numune aldıklarını açıklarken, bunun nedeni olan körfezin sanayi havzasına dönüştürülmüş olma gerçeğinin üstü örtülecek
Akdeniz’e kıyısı olan Hatay’ın İskenderun, Payas ve Erzin ilçe sahillerinde binlerce ölü balık kıyıya vurdu. Erzin ilçesinde Burnaz sahilinde termik santral mevkiinde binlerce balığın katili ise bilinmekte. Erzin’den İskenderun’a kadar uzanan sahil kesiminde kıyıya vuran balıkların ölümlerinin insan sağlığına olası etkileri nedeniyle bölge halkı endişe içinde. İlgililer ise ölü balıklardan numuneler alındığını ve inceleneceğini açıklarken, balık ölümlerinin İskenderun Körfezi’nin dört bir kıyısına yerleştirilen termik santraller, petrokimya tesisleri, demir çelik ve diğer kirletici sanayi tesisleri olduğu ise bilinen bir gerçek.
Körfez işgal altında
AKP iktidara geldiği 2002 yılından itibaren, İskenderun Körfezi enerji, petrokimya ve sanayi havzası olması tasarlandı. Bunun ardından Sugözü Sahili’nde Almanya tarafından Kömürlü Termik Santrali kurulurken, geçtiğimiz yıl açılışı yapılan ve Çinli bir şirket tarafından inşa edilen Hunutlu Termik Santrali körfezin kirleticilerinden başında geliyor. İskenderun Körfezi’nde 17 termik santral projesi hazırlanırken, 5’i ise Erzin kıyılarındaydı. Bu santrallerden birisi de Akenerji’ye bağlı ortağı olan Egemer Elektrik Üretim A.Ş. tarafından işletilen, Erzin Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali’dir. İskenderun Körfezi’nde Tufanbeyli Termik Santrali, İskenderun Termik Santrali ve Atlas Termik Santrali faaliyette bulunurken, Demiir çelik tesislerine bağlı kömürlü termik santralde faaliyetini sürdürmekte. Ayrıca Körfez ağızına inşası süren Akkuyu Nükleer Santrali bölgenin adeta cenehheme dönüştürüldüğünü ortaya koyuyor.
Deniz, bulaşık suyuna döndü
Körfez’de deniz sıcaklığı normalin çok üstünde 35 derecelere ulaşırken, bu santrallerin tamamı denizden aldıkları soğutma suyunu kullanırken ısınan suyu yeniden denize deşarj ederken deniz suyu adeta bulaşık suyuna dönüşmüş. Akkuyu Nükleer Santral için büyük bir risk taşıyan bu duruma rağmen santral inşası sürerken, bölgede sanayi tesisleri ve santraller kurulmaya devam ediliyor. Deşarj noktaları ve çevresindeki deniz suyunun ısınması, santrallerin kurulduğu bölgelerdeki yerel canlı türlerinin ölümüne ve yok olmasına neden olurken, bölgeyi istilacı türler dolduruyor. Diğer yandan aynı bölgede enerji ve petrokimya endüstri bölgesi oluşturulmuş olması bölgenin idam fermanı işlevi görüyor. Enerji Endüstri İhtisas Bölgesi, Kimya OSB, Sasa Petrokimya Tesisleri gibi devasa işletmeler korfezin Ceyhan kıyılarında inşa eidlmiş durumda. Ayrıca bölgede halen 7 olan liman sayısının 15’e kadar çıkarma planları sürüyor.
Termik santraller insanı da öldürüyor
Bölgede aynı zamanda termik santrallerden kaynaklı ciddi düzeyde hava kirliliği yaşanıyor. Solunum hastalıkları uzmanları termik santralleri ‘görünmez katil’ olarak adlandırırlarken, toplum sağlığını tehdit eden en önemli sorunlardan biri olarak bu santrallerin yarattığı kirlilik gösteriliyor. Hava kirliliğinin, solunum yolu ile kalp hastalıklarının da içinde olduğu pek çok hastalıkla doğrudan bir ilişkisi var. Araç trafiğinin ve sanayinin neden olduğu kirliliğe bir de termik santrallerin kirliliği eklendiğinde hava artık solunmaması gereken bir varlığa dönüşüyor. Özellikle kömürlü termik santrallerin büyük miktarda parçacıklı maddeyi (PM) atmosfere salıyor olması büyük bir problem olarak değerlendiriliyor.
Hastalıklar kol geziyor
Türkiye’de parteküller nedeniyle yaşanan sağlık sorunlarının yüzde 20’si termik santrallerde yakılan kömürlerden kaynaklanıyor. Bu kirleticilere uzun süreli maruz kalan kişilerin akciğerleri ve kalpleri üzerindeki etkilerini gösteren birçok bulgu uzun yıllardır ortaya kondu. İnsan üzerinde yarattığı hastalıklardan bazıları ise bronşit ve akciğer kanseri gibi kronik solunum hastalıkları ve kalp krizi (miyokard enfarktüsü), kalp yetmezliği ve kardiyak aritmileri gibi kalp-damar hastalıklarıdır. Akut etkiler göğüs sıkışması, öksürme ve şiddetli astım krizleri gibi solunumla ilgili sorunları da içermektedir. Özellikle hassasiyeti olan çocuklar, yaşlı insanlar ve bir nedenle hasta olanlar bu tip etkilerden çok daha fazla zarar görüyor.
CO2 verileri açıklanmıyor
Termik santrallerden salınan baca gazları içinde cıva gibi birçok ağır metaller ile dioksin ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH’lar) ile kalıcı organik kirleticiler de (KOK’lar) bulunmaktadır. Bunlar ya solunum yoluyla doğrudan ya da besin ve su yoluyla dolaylı olarak insan ve diğer canlıların vücuduna yerleşir. Termik santrallerin yarattığı sorunların sadece sağlıkla ilgili olmadığı hatta daha da yaşamsal sorunlara neden olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda termik santrallerin iklim değişimi üzerindeki katkısı ise kaçınılmazdır. Birleşmiş Milletler’a (BM) bağlı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iklim değişimini 21. yüzyılın en önemli sorunu olarak tanımlamıştır. DSÖ dışında bağımsız iklim bilimcileri de iklim sorununda termik santrallerin etkisini birçok yayında ve açıklamalarında görebiliyoruz. Türkiye’de termik santrallerden kaynaklanan CO2 salımlarına dair açıklanan herhangi bir resmi veri olmaması ise manidar.
EKOLOJİ SERVİSİ