HEDEP Kadın Meclisi toplantısında konuşan HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Ortadoğu’da devam eden savaşlara ve Kürt sorununa işaret ederek dünya kadınlarına çağrı yaptı: ‘Enternasyonalist bir çizgi ile barış harekatını hep birlikte oluşturabiliriz’
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) 15 Ekim’de yaptığı kongrenin ardından bugün ise HEDEP Kadın Meclisi toplantı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya çok sayıda kadın katıldı.
HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, toplantı öncesi güncel gelişmelere dair açıklamalarda bulundu.
2 milyon yaşam mücadelesi veriyor
Konuşmasına İsrail ve Filistin’de yaşananlara dair değerlendirmelerle başlayan Hatimoğulları, İsrail’in saldırı nedeniyle 2 milyon kişinin daracık bir alanda yaşam mücadelesi verdiğine işaret ederek, “Gazze’ye dönük saldırıları kabul etmek mümkün değil. Bu savaşta kadınların ruhu ve bedenleri paramparça ediliyor” dedi.
İsrail’i kıyanlar Efrin’e bomba yağdırdı
Hatimoğulları, Gazze’ye dönük saldırılar sürerken, Kuzey ve Doğu Suriye’nin de bombalandığını söyledi. Hatimoğulları, “İsrail, Gazze’de yaşayan Filistinlileri, Mısır kabul etmezse şayet necef çöllerine sürmek istiyor. Türkiye’deki iktidar buna karşı çıkarken, aynısını Efrin’de gerçekleştirdi. Efrin’e kara harekatı düzenleyerek, Efrin’de yaşayan Kürt halkı ve diğer halkı Efrin’den sürüp orada büyük demografik değişimi üzerinde çalıştılar. Şimdi bu projeyi bütün Rojava üzerinden sürmek istiyorlar. Ortadoğu’nun kaynayan 2 temel yarası var; biri Kürt sorunu biri Filistin sorunu. Bu iki sorun ulus devlet anlayışının dışında demokratik bir zeminde çözülmediği sürece, çözümlü demokratik konfederal bir yönetimle çözülmediği müddetçe ne yazık ki bölgenin rahat bir nefes almaya imkan yoktur” dedi.
Türkiye Suriye’den çekilmeli
İsrail’in saldırılarının durması gerektiğini belirten Hatimoğulları, “İsrail’in Filistin saldırılarını acilen durdurması lazım. Türkiye’deki iktidarın emriyle Rojava toprakları üzerindeki saldırıları derhal durdurulmalı. Türkiye’nin bütün silahlı unsurları Suriye’den derhal çekilmelidir. Türkiye başta olmak üzere Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesinin anahtarı bulunmalı ve dört parça Kürdistan’da Kürt halkının barış adil, eşit ve kardeşçe yaşayabileceği ve bunun anayasal güvence altına alındığı bir süreci inşa etmek durumundayız” diye vurguladı.
Tecridin kalkması bölge halkının talebi
Konuşmasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecride de değinen Hatimoğulları, “Bahsini ettiğimiz Kürt sorununun ve bölgedeki haklar sorunun çözümünde Sayın Öcalan’ın fikriyatının önemini bir kez daha vurguluyorum. Kürt sorunu başta olmak üzere halklar sorununun çözümü için tecridin bir an önce ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne kavuşması, başta Kürt halkı olmak üzere bölge haklarının talebidir. Biz Türkiyeli kadınlar, Kürt kadın hareketi ile el ele vererek, barış mücadelesini daha fazla önünü açmamız gerekiyor. En esaslı çağrımız başta Ortadoğu olmak üzere bütün dünya kadınlarınadır; Bizler sınırları aşarak, ellerimizi birleştirerek, enternasyonalist bir çizgi ile barış harekatını hep birlikte oluşturabiliriz. Başta Ortadoğu olmak üzere bütün dünyanın buna çok acil ihtiyacı var. Akan kanı biz kadınlar hep birlikte dayanışma ve mücadele ile durdurabiliriz.” diye konuştu.
Hatimoğullar’nın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Türkiye’de iktidar kadınların başına savaştan da büyük felaketler örmeye devam ediyor. Kadınların yaşam güvencesi olan, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında çok önemli olan İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçtiler. Eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet ilkesini suç sayarak kadınların iradesine kayyım atadılar.
Kadınlar kaygı yaşamamalı
Kadının adını yok sayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın temsilcisi Sayın Bakana buradan sesleniyorum; sizin göreviniz kadınların kazanılmış haklarına göz dikmek değildir. Kadınların şiddetsiz, sömürüsüz bir toplumda başlarına her an bir şey gelecek kaygısı yaşamadan hayatlarını sürdürebilecek güvenceyi hukuku sağlamaktır sizin göreviniz.
Sessiz kalmayacağız
Bakın sadece 2023 yılının son 9 ayı içinde 323 kadın erkekler tarafından katledilmiştir. İşte bu katliamların vebali onların boynunadır. Bu teklif derhal geri çekilmelidir. Beslenemiyorsak, barınamıyorsak bunun nedeni zenginden yana olan bu rejimin bu sistemdir kendisidir. Bu sarmal toplumsal cinsiyet rollerini bize dayatan erkek egemen sistemin sermaye düzeniyle ortaklığıyla gerçekleşiyor. Görünen ve görünmeyen emek sandığınız kadar sessiz kalmayacak. ‘Emeğime sahip çıkıyorum’ sesleri evlerden, tarlalardan, fabrikalardan, atölyelerden yükselecek ki yükseleceği bir dönemden geçiyoruz.
Agrobay işçisinin yanındayız
Tarım İşçileri Sendikası’na üye olan Agrobay Sera işçileri biz kadınlara bir mektup gönderdi. Şöyle bir talepleri olmuş bizden: ‘Biz tarım işçisi kadınlar horlandık, aşağılandık ve emeğimizin hakkı verilmedi, işten atıldık. Tek isteğimiz haklarımız. Sesimizi çoğaltmamıza yardım edin.’ Sevgili Agrobay işçisi kadınlar, emek sömürüsüne karşı haklı ve güçlü mücadelenizin sonuna kadar yanındayız.
Yerel yönetim atölyeleri olacak
Belediyelerimizi kayyımlardan geri alacağız. Belediyelerimize yeni belediyeler ekleyeceğiz. ‘Batı kentleri ile ilgili yerel seçim stratejimiz 2019 stratejisi gibi devam edecek mi’ sorusuna bizim en temel yanıtımız; sadece kaybettirme üzerine kurulacak bir siyaset bizim için yeterli olmayacaktır. Bizler birlikte yönetmeye talibiz. Bu nedenle Amed, Mardin, Van ve İstanbul’da kadın atölyelerimiz gerçekleşecek. Bu atölyelerimizde nasıl bir yerel yönetim modeli stratejisi izleyeceğimizi hep birlikte kadınlarla kararlaştıracağız. Daha sonra yapacağımız konferansımızda esas stratejimizi belirleyecek ve kamuoyuna gerekli bilgilendirmeyi yapacağız.
3’üncü yolu ilmek ilmek öreceğiz
Bizler 3’üncü Yol’da kadın ittifakını, dayanışmasını büyüterek yeni yaşamı oya gibi sımsıkı bir şekilde ilmek ilmek hep birlikte öreceğiz. Bu konuda ataerkil sisteme karşı verdiğimiz mücadelemiz 5 bin yıldır erkek egemen sistemi karşı mücadelesi bu güne kadar geldi. Türkiye kadın hareketi ve Kürt kadın hareketi el ele vererek, çok güzel deneyimlere imza attılar. Bu tarihten alacağımız bilinç ve feyzle, otoriter rejimin kitlesel mücadelelerin üzerine serpmiş olduğu toprağı hep birlikten üzerimizden atabiliriz. Bir sıçrama yapabiliriz bunun olanakları mevcut.
Mahalle mahalle örgütleneceğiz
Şimdi dayanışma, örgütlenme ve ileriye sıçramanın zamanı. Başta Kadın Meclisimiz olmak üzere kapı kapı, sokak sokak, mahalle mahalle örgütleneceğiz. ‘Evinize gidin sadece yemek yapın, çocuk doğurun’ diyen anlayışa karşı yerel örgütlenmelerimize güçlendirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. “
ANKARA