Disiplin Kurulu benim niyetimi okumuş ve diyor ki, şahıs her ne kadar hikâye gibi anlatsa da bunu ileride savunma yapmak niyetiyle böyle düzenlemiştir
Hüseyin Aykol / İçerden
Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Ergin Doğru, geçen hafta bana ulaşan mektubunda şöyle diyor: “Son seçimin ardından tüm cezaevlerinde yeniden keyfi uygulamaların başladığı görülüyor. Yaşanan bu keyfi ve niyetli uygulamaların birine de ben maruz kaldım. Odamızda yapılan arama sırasında son yazdığım roman taslağının bulunduğu defterim ve tıraş olmak için kullandığım jilet üzerinden soruşturma açılarak ayrı ayrı 11’er günlük iki hücre cezası verildi. Böylesi bir cezalandırmanın hedefi infazı yakmaktır.
Verilen disiplin cezaları tamamen keyfidir. Neden derseniz; biz daha önce tıraş olmak için tekli permatik dilekçesi vermemize rağmen kantinde üçlü jileti olan permatik satılıyor. Bunlarla tıraş olamadığımız için biz de iki jiletini çıkarıyoruz. İşte aramada aldıkları jiletler permatiklerden sökülmüş parçalardır. Daha önce bunları gördükleri yerlerde alıp çöpe atarken, bu kez silah ve kesici alet olarak değerlendirdiler ve 11 gün hücre cezası verdiler. Bu permatikler, silah olmaya uygunsa, niçin kantinde satılıyor? İdare bize bu yönde yardımcı mı oluyor acaba?
Verilen ikinci hücre cezası ise tamamen niyet okuma, varsayım yani evlere şenlik bir durum. Yazdığım roman tamamen hayali ve kurgusaldır. Romanın hiçbir satırında Türk, Türkiye, Kürt kelimesi ya da örgüt ismi geçmiyor. Buna rağmen Disiplin Kurulu, hiç yayınlanmamış taslak olan romanım üzerinden örgütsel eğitim ve propaganda amacı keşfetmiş. Hiç kimsenin görmediği, okumadığı bir romanla eğitim ve propaganda yapmış oldum. Öte yandan, romandaki örgüt hayali olmasına rağmen içerikteki kimi cümlelerde örgüt yaşamı, nöbet tutma vb anlatılarak yine hiçbir yerinde Türk askerinin öldürdüğü örgüt militanlarını kahramanlaştırarak propaganda yaptığım iddia ediliyor.
Anlaşılan Disiplin Kurulu olmayanı görmek istediği gibi yorumlamış. Sonrasındaki gerekçeler daha komik. 35 yıldır yasal siyasal parti yöneticiliği yapmama rağmen defterin içeriğinden yaşadıklarımı anlattığım iddia ediliyor. Ben hayatımda dağda yaşamadım, silah kullanmadım ama yazdıklarım benim anılarımmış! Daha komik olansa Disiplin Kurulu benim niyetimi okumuş ve diyor ki, şahıs her ne kadar hikâye gibi anlatsa da bunu ileride savunma yapmak niyetiyle böyle düzenlemiştir. Bunu ileriye de götürüyor; ileride çeşitli yollardan başkalarına ulaştırarak eğitim ve propaganda yapacaktır, deniyor.
Elbette verilen bu cezalar tesadüf değildir. Ben neredeyse 7 yıldır buradayım ve dosyam Yargıtay’da. Dosyam aynen onaylansa dahi iki yıl gibi bir ceza kalıyor yatmam gereken. Böylece tamamen niyetli olarak infazımın yakılmasıyla çok daha fazla bir süre yatırılmak isteniyorum. Mevcut iki hücre cezasının üzerine aynı yıl içinde bir de üçüncüsü gelirse, diye beni diken üstünde tutmak istiyorlar.”
* * *
İzmir-Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Dursun Kaş, 4 Ekim 2023 tarihli mektubunda, bulundukları cezaevinde işlenen hak ihlallerini yazmış: “Haftalık 10 saat olması gereken sohbet hakkımız 2 saat olarak uygulanıyor. Açık görüş haftalarında kullanamadığımız hakka yönelik kötü niyetli kısıtlamanın yanında şimdi de iki aydan gün alan haftalarda da sohbete çıkarılmamaya başlandık. Odada en fazla 20 kitap bulundurulabilir kuralı yüzünden çok sayıda kitabımız içeriye verilmiyor. Hastane sevklerimiz geciktiriliyor. Üç aydır kan tahlili, diş tedavisi için sevk bekleyen arkadaşlarımız var. Yüksek güvenlikli hapishanelerdeki açlık grevindekilerle dayanışma için 8-15 Ağustos arası yaptığımız açlık grevine karşılık iletişim cezaları verildi ve cezalar onaylandı. Havalandırma kapıları hava aydınlık olmasına rağmen saat 18:30’da kapatılıyor. Aylık genel arama dışında bir de baskın arama yapıldı ve karikatürlerimize ve defterlerimize keyfi olarak el konuldu. Ancak ısrarlı taleplerimiz üzerine geri alabildik. Aziz Arslan’a ziyaretçisinin getirdiği yelek, sırtında markası var, denilerek verilmedi. Havalandırmada oynarken, kendi paramızla 260 liraya aldığımız voleybol topu dışarı kaçınca geri verilmedi. Günlük iaşe nicel ve nitel olarak beslenmeye elverişsiz durumda. Gökhan Gündüz’e gelen üç ciltlik kitabın bir cildinin birkaç sayfasında kurşun kalemle işaretli yer var diye, içeriye verilmedi.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, 4 Ekim 2023 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Talat Şanlı, Taner Korkmaz, Akil Nergüz, Mecit Şahinkaya, Murat Kaymaz ve Yusuf Kenan Dinçer, tam 82 aydır tek kişilik hücrelerde tutuluyor. Oysa aynı statüdeki tutsaklar bu cezaevinde ve diğer infaz kurumlarının tamamında üç veya daha fazla kişilik odalarda tutuluyorlar. Bize gönderilen kitapların çoğunu -hakkında toplatma kararı olmayanları bile- alamıyoruz. Haftada 10 kişiyle 10 saat olan sohbet hakkımızı tam olarak kullanamıyoruz. Sadece 3 saate kadar çıkabildi bu süre. Halk TV ve Tele 1 televizyon kanallarını izlemek istiyoruz ama değişik gerekçelerle bu talebimiz yerine getirilmiyor. 31 Ağustos günü başladığımız 15 günlük destek açlık grevi nedeniyle bir ay bazı etkinliklerden alıkoyma ve ücretli işte çalıştırmadan yoksun bırakma cezası verildi.”
* * *
Genç ama kadim mahpus okurlarımızdan Cihan Çoban, 26 Eylül 2023 günü yazdığı kartında bize yeni adresini bildirmiş. Cezasından kalan 7 yılını geçireceği bir yere geldiğini düşünüyor okurumuz. Adres şöyle: Diyarbakır 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi…
MEKTUBU GELENLER:
Abdurrahman Gök – Diyarbakır 1 nolu Yük. Güv. CİK
Cihan Çoban – Diyarbakın 2 nolu Yük. Güv. CİK
Ergin Doğru – Elazığ 2 nolu Yük. Güvenlikli CİK
Dursun Kaş – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Sedat Yılmaz – Sincan 2 nolu F Tipi Cezaevi
Y. Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi