Çevre, Şehircilik ve İklim değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı ‘İstanbul Adaları Koruma Amaçlı İmar Planı’na karşı çıkan adalar sakinleri, İstanbul Bölge İdari Mahkemesi’ne toplu dava açtı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hazırladığı “İstanbul Adaları Koruma Amaçlı İmar Planı”, adalar sakinlerinin tepkisini çekti. Adalarda yaşayanlar, planın çevreye, ekosisteme zarar vereceği ve kamunun değil özel kişilerin çıkarını korumaya öncelik verdiği gerekçesiyle Bağcılar’da bulunan İstanbul Bölge İdari Mahkemesi’ne toplu dava açtı. Mahkeme çıkışı açıklama yapan adalar sakinleri, daha önce de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na söz konusu plan hakkında dilekçe verdiklerini ancak yanıt alamadıklarını söyledi. Sakinler, imar planı ile adaların kültürel zenginliğinin göz ardı edildiğini ve kamu yararı gözetilmediğini de vurguladı.
Gerekçeler
Adalar sakinleri, imar planına itiraz gerekçelerini şöyle sıraladı:
“*Dört tarafı denizle çevrili Adalar’da kıyılar plan dışı bırakılmış, buraları bakanlığın keyfi tasarruflarına terk edildi.
*İmar planlarıyla birlikte mimari açıdan değer taşıyan yüzlerce modern mimari yapı, henüz tescil edilmediği için yıkım tehdidi altında.
*İhtiyaç olmadığı halde öngörülen ‘sosyal donatı alanları’, yeni inşaatları ve nüfus yoğunluğu artışını beraberinde getirecek.
*Üzerinde hiç yapı bulunmayan yüz elliye yakın parsel yapılaşmaya açılmaktadır. Ayrıca üzerinde yapı bulunan büyük parsellerde ikinci/üçüncü yapılara izin verilmektedir. Bunların çoğu arsa bile olmayan, bağ bahçe ve tarla.
*Orman alanlarımızın önemli bir bölümü, içinde konaklamalı turizm tesisleri de bulunmak üzere yapılaşmaya açılıyor.
*İmara açılacak olan vakıf arazileri üzerinde yaşayan, adaların doğal, ticari ve kültürel ortamına canlılık katan halkın sürgün edilmesine, yaşam alanlarından koparılmasına neden olacak.
*Kültür ve Turizm Bakanlığı’na başvuru dosyası teslim edilmiş olmasına rağmen Adalar’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi adaylığının gerektirdiği özellikler, planlarda yer almadı.
*Planlarda adaların kültürel zenginliği göz ardı edilmiş, inançlara ve kültürlere saygı gösterilmedi. Burgazada’da Aya Yani Karipi Kilisesi Külliyesi bitişiğindeki parsel konaklamalı turistik tesis olarak planlanırken, Cemevinin bulunduğu alan ‘sosyal tesis alanı’ olarak belirlenmiştir; 1/5000 planda ise ibadethanelerin tümü cami olarak görüntülendi.
*Planlar kamu yararı değil, özel kişilerin çıkarları gözetilerek yapılmış olup, koruma ilke ve politikaları ile bağdaşmıyor.”
HABER MERKEZİ