Savaşlara karşı Demokratik Konfederalizm önerisinde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan, ‘Milliyetçilik engellenemezse Kudüs’te olanlar Kerkük’te de yaşanabilir’ demişti
Ortadoğu’da krizlerin temelini oluşturan ulus devlet sisteminin yol açtığı İsrail-Filistin ihtilafı 75 yıldır devam ediyor. İsrail Devleti’nin kurulduğu 1948’de başlayan savaş, 7 Ekim’de Hamas’ın saldırısıyla yeniden alevlendi. İsrail-Filistin savaşının ulus devlet zihniyetinin bir sonucu olduğunu belirten PKK Lideri Abdullah Öcalan, defalarca bu sistemle sorunların çözülemeyeceği ve savaşların süreceği uyarısında bulundu. 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde avukatlarıyla yaptığı görüşmede İsrail-Filistin savaşı ve bu savaşın Ortadoğu’ya etkilerine değinen Abdullah Öcalan, krizlerin çözümü için bugüne kadar birçok kez Demokratik Konfederalizm önerisinde bulundu.
Halklar intihara sürükleniyor
İsrail eski Başbakanı Ariel Şaron ile Filistin eski Devlet Başkanı Yaser Arafat’ın iki halkı intihara sürüklediğini dile getiren Abdullah Öcalan, 3 Nisan 2002 tarihinde, “Bizi de bu siyasetle boğmak istediler. Bana da Arafatçılığı dayattılar, bu oyuna gelmedim. Şimdi de İsrail-Filistin çatışması geliştiriliyor. İki halkın kaderini silah tekellerine kurban ediyorlar. Bugün İsrail-Filistin, yarın Irak olur, başka bir yer olur. Ortadoğu’da bu hiçbir zaman sona ermez. Eğer ben de Arafatçılık siyaseti yapsaydım, onlardan on bin kişi, bizden de en az iki bin kişi ölürdü; ya biz öldürürdük ya da onlar öldürürdü. Eğer ben öyle davranmış olsaydım, şimdi ne durumda olurdunuz? Ben hata yapabilirdim, benim koşullarım Arafat’ın durumundan daha kötüydü. Siz gördünüz, sadece fiziki varlığımı koruyan bir ortamdaydım. Tarih beni haklı çıkardı” diye anlattı.
Kavga derinleştirilmek isteniyor
Aynı görüşmede Türkiye’nin demokratik kamuoyuna seslenen Abdullah Öcalan, “Demokrasi, kardeşlik ve barışa yönelik oyunları bozmak için, geçmişimiz ne kadar acılı olsa da kavga derinleştirilmek isteniyor, buna karşı herkesi mücadeleye çağırıyorum. Dış güçlerin oyunlarını ancak böyle bozarız. Türkiye üzerinde de oyunlar oynanıyor. Gerçekten Türkiye’yi sevenler, Türk-Kürt kardeşliğini isteyenler duyarlı olmalı. Şaron-Arafat siyasetçiliği yaratmayalım. Bu siyasetin sonuçları ortada. Filistin ve İsrail, halkının sorunlarını çözemedi. Sonuç sıfır. Filistin halkının birçok kazanımı vardı, nerede o kazanımlar şimdi? Bize de böyle bir siyaset dayattılar. İşte iki halkı intihara götürüyorlar. Bu politikaları doğru bulmuyorum. İki halkın barış platformları desteklenmeli. Filistin halkının meşru, vazgeçilmez haklarını elbette savunuyoruz. Milliyetçiliğin önünü kesmek gerekiyor” dedi.
Amaç çatışma yaratmak
PKK Lideri, milliyetçiliğin kapitalizmin egemenliğine giden yol olduğunu vurgulayarak, 1 Eylül 2004 tarihli görüşmede, “Ben sosyalistim, milliyetçi değilim. Muazzam sosyalist birikimim var. Bunların yaptığı milliyetçiliktir. İşte görüyorsunuz; Filistin’de, Rusya’da, her tarafta bombalar patlıyor. Filistin ve İsrail, Şaron ve Arafat milliyetçilik çizgisinde ilerliyor. Benden de bunu yapmamı istiyorlar. Bunların oyununa gelmeyeceğim. Bunların amacı TürkKürt çatışması yaratmaktır. Bunlar Avrupa’da oturmuşlar; ağaları ve efendilerinin kendilerine verdiklerinin karşılığı olarak halkları birbirine kırdıracaklar. Türkiye’de Türk milliyetçiliği var. Ama biz buna karşı Kürt milliyetçiliğini geliştirmeyeceğiz, biz bu yanlışa düşmeyeceğiz, asla kendimizi kullandırtmayacağız. Hem Kürtler hem Türkler uyanmalı. Emperyalist karargahlarda pişirilen şeylere düşmemeli yiz” diye konuştu.
Demokratik Konfederalizm
Savaşlara karşı Demokratik Konfederalizm önerisinde bulunan Abdullah Öcalan, 9 Ağustos 2006 tarihli görüşmede, “Milliyetçilikte sadece ‘ben haklıyım’ vardır. Birbirini yok etme vardır. Bu ikisinin ortası yoktur. Mesela İsrail-Filistin sorununda olan budur. Her iki taraf da ‘Kudüs senin değil benimdir’ dediği için sürekli çatışma vardır. Milliyetçilik engellenemezse, Kudüs’te yaşanan bu durum, yarın Kerkük’te de yaşanabilir. Çünkü milliyetçilikte sağduyu yoktur, kimse kimseyi dinlemez, demokratik diyaloga kapalıdır” uyarısında bulundu.
Projeden sonuç alamayacaklar
‘Büyük Kürdistan Projesi’nin sonuç alamayacağını vurgulayan Abdullah Öcalan, 27 Eylül 2006 tarihli görüşmede, “Buna karşılık bizim önerdiğimiz Demokratik Konfederalizm projesi, Kürtlerin ve bütün Ortadoğu’nun mezhepsel, etnik, dinsel, aşiretsel ve diğer bütün çatışmalarını sonlandıracak niteliktedir. Bu proje öz olarak Kürtlerin hem yaşadıkları devletlerle ilişkilerini demokratik ve barışçıl temellere oturtacak, hem de birbirleriyle ilişkilerini yaşadıkları devletlerin bütünlüğüne ve Ortadoğu barışına zeval getirmeyecek biçimde düzenlemiş olacaktır” şeklinde konuştu.
Hamas’ın İslamiyet’le ilgisi yok
Hamas’ın İslamiyet ile ilgisinin olmadığını söyleyen Abdullah Öcalan, 21 Ocak 2009’da yapılan avukat görüşmesinde şu tespitlerde bulundu: “Hamas’ın savaşı sadece kendisinin iktidarı içindir. İslam’ı kendi iktidarları için kullanıyorlar. Ben burada İsrail’i övmüyorum, İsrail ile ilgili çözümlemelerim, düşüncelerim biliniyor. Bunların anlayışlarını, amaçlarını anlamak için söylüyorum. AKP de öyledir. AKP’nin İslam anlayışı iktidar-İslam’dır. Gerçek İslamiyet ile alakası yoktur.”
AKP kendi Hamas’ını yaratmak istiyor
Kurdistan’da yapılan örgütlenmelerin Hizbullah’ın silahsız hali olduğu, AKP’nin de kendi Hamas’ını yaratmak istediği uyarısında bulunan Abdullah Öcalan, 1 Kasım 2010 tarihli avukat görüşmesinde, “Hamas tarzı örgütlenmeler bölgeyi ele geçirirse, kendisi de artık kontrol edemez ve bunlar sadece bizi tasfiye etmeye çalışmakla kalmazlar, bütün bölgeyi kontrolleri altına alabilirler. Filistin’de de böyle yaptılar, El Fetih’ten iktidarı nasıl aldılar? Bu Hamas zihniyetinin Filistin’de yaptıklarını görmediniz mi? İktidarı ele geçirme sürecinde insanları binaların tepelerinden aşağıya attılar. Aynı süreç bölgede de tekrarlanmak isteniyor. Bunların dinle bir alakası da yoktur” dedi.
Kaynak: MA