Sendikalı oldukları için tazminatsız bir şekilde işten atılan Agrobay işçisi kadınlar, kadınlara seslenerek bir mektup yayımladı. Mektupta ‘Sesimizi çoğaltmamıza yardım edin’ denilerek destek çağrısında bulunuldu
Tarım İşçileri Sendikası’na (Tarım-Sen) üye olan Agrobay Seracılık’ta çalışan 2’si mühendis 39 kişinin tazminatsız bir şekilde işten atılmaları üzerine başlattıkları direniş 58. gününde devam ederken Agrobay işçisi kadınlar bir mektup yayımladı.
Kadınlara seslenen Agrobay işçisi kadınlar Agrobay’da çalıştıkları sürelerde yaşadıklarını anlatırken tazminatsız bir şekilde işten atıldıklarını ifade etti. Kadınlara dayanışma çağrısında bulunan kadın işçiler, tüm kadınların desteğinin direnişleri için kritik bir önemde olduğunu belirtti.
‘Kendi toprağımıza işçi haline getirildik’
Yazılan mektupta, “Sevgili kadınlar, bizler 52 gündür hakları için Agrobay Seracılık önünde direnen kadın işçileriz. Tarım işçisiyiz. Belki birçoğunuzun bildiği hikayemizi yine de sizinle paylaşmak isteriz. Biz kadın emekçiler; Bergama, Dikili, Kınık ve Ayvalık bölgelerinde, bu yörenin köylerinde yaşıyoruz. Çok erken yaşlarda burada tarım işlerinde, sonra da bu serada çalışmaya başladık. Kendi topraklarımızda bir başkasının işçisi haline getirildik.” İfadeleri kullanıldı. Kiraları ve banka borçlarıyla çalışmaktan başka çareleri olmadığını belirten kadınlar mektupta, “ Tüm çalışma hayatının genelinde olduğu gibi bizim yöremizde de kadınlar için çok da fazla iş seçeneği yok. Bu yüzden Agrobay Seracılık tarafından; kamuoyunun son iki aydır duyduğu, bizimse yıllardır ezildiğimiz ağır koşullar, maruz kaldığımız kötü muameleler altında çalıştırılabildik” sözlerine yer verdi.
‘Yıllarca sigortasız çalıştırıldık’
“İhtiyaç sahibi olmanın, seçeneksiz kalmanın getirdiği çaresizlikle, dayanılmaz sıcaklar altında yıllarca sigortasız çalıştırıldık” diye belirten kadınlar, “Can güvenliğimizin olmadığı, gerekli önlemlerin alınmadığı bu serada defalarca kez ağır kazalar atlattık. Yaşadığımız tüm baskı ve mobbingleri sineye çekmek zorunda kaldık. Ne zaman ki tüm bu zulme karşı kafamızı kaldırdık, kendimizi güvence altına almak için sendikalı olduk; o zaman da tazminatsız ve içeride kalan tüm haklarımız gasp edilerek kapının önüne konulduk” denildi.
‘Agrobay’ı büyüten emekçi ellerimiz kelepçelendi’
Devamında kadınlar, “Hem de alabileceğimiz işsizlik maaşını, tazminatlarımızı, başkaca iş kapılarını engelleyen; bizleri karalayan kod46, yani hırsızlık ve yüz kızartıcı suçlamalar ile. Yıllarca işletmenin hiçbir malına elini sürmemiş, alnının akıyla çalışmış, sağlığını feda etmiş biz kadınlar, bize yapılan bu haksızlığa karşı birleştik. Tam da bu noktada hepimiz için hikâyenin akışı da değişti. Yıllarca hor görülen, her türlü baskıya rıza göstermek zorunda bırakılan, işimizi en iyi şekilde yaparken dahi izin hakkı olmayan, tuvalet hakkı kısıtlanan, kıymet verilmeyen, küçümsenen, adı sanı bilinmeyen kadın işçilerken artık Agrobay Direnişçisi Kadınlar olmuştuk. Direnmenin bir bedeli olacaktı, bunu biliyorduk elbette. Mücadeleye başladıktan sonra jandarmayla karşı karşıya getirildik; çocuklarımızın, torunlarımızın gözleri önünde yerlerde sürüklendik, darp edildik, defalarca kez gözaltına alındık. Yıllarca Agrobay’ı büyüten emekçi ellerimiz kelepçelendi” ifadelerini kullandı.
‘Bizi ‘terörist’ ilan etti’
İşveren Arzu Şentürk’ün yörede köy köy kapı kapı dolaşıp haklarında kötü propaganda yaptığını Gazetelerde, TV programlarında bizi “terörist” ilan ettiğini belirten kadınlar, İstihdamı sağlayan bir kadın hakları savunucusu gibi pazarlamaya çalıştığını ifade ettiler. Mektupta, “Üstelik hem iktidarla hem muhalefet partileri ile olan gelişkin bağlarına güvenerek bu zulmü hala yoğun bir şekilde sürdürüyor” denildi.
‘Sesimizi çoğaltmamıza yardım edin’
Tek isteğimiz ise haklarımız diyen kadınlar, “Bize yalnızca hukuk kapısını açık bırakan Agrobay biliyor ki, bu şekilde senelerce sürecek olan davaların sonunda hakkımız olan para, pul olacak. Bizler bu sırada borçlarımız ile boğuşacağız, şirketin yaptıkları da bu şekilde yanına kâr kalacak. Kısacası ses çıkarmak, hakkını aramak isteyen diğer kadınlara da bizim üzerimizden ibretlik bir tablo çizilmeye çalışılıyor. Servetini bizden çaldıkları üzerine büyüten bu şirketin, her türlü baskı yöntemiyle kısmaya çalıştığı sesimizi çoğaltmamıza yardım edin. “Kadın istihdamı, kadın mücadelesi” gibi kavramları kendine vitrin yapıp arka planda kadınların üzerine basa basa sermayesine sermaye katan bu ikiyüzlülüğe karşı gerçek, somut, samimi bir kadın dayanışmasına ihtiyacımız var. Tüm kadınların desteği direnişimiz için kritik bir önemde. Biz Agrobay direnişçisi kadınları çadırda ziyaret edebilir, sosyal medyadan sesimizi duyurabilir, Agrobay’ın ihracat yaptığı ülke konsoloslukları önünde eylem gerçekleştirebilir, siyasi partilere baskı yapabilir, uluslararası ağlarda sesimizi duyurabilir, boykotlar örgütleyebilirsiniz. Bizlerin aklına gelmeyen somut dayanışma pratiklerini hayata geçirebilirsiniz. Her zorluğa karşı haklarının peşinden giden biz kadınlar bu mücadeleyi kazandığımızda, bu bölgede yaşayan binlerce tarım işçisi kadının hikayesinde bir değişimin başlangıcını da kazanmış olacağız” ifadeleri kullanıldı.
İSTANBUL