HEP’ten Yeşil Sol Parti’ye partinin ismi birçok kere değişti, ancak değişmeyen tek şey direniş ve mücadele kimliği oldu.
Devletin tüm baskılarına, demokratik siyaset alanını kapatma, daraltma çabalarına rağmen, Kürt halkı ve dostları hiçbir şekilde geri adım atmadı, teslim olmadı, biat etmedi ve iktidarın kirli politikalarının bir parçası haline gelmedi.
Çok ağır bedeller verdi ancak tarihin onlara yüklediği “Demokratik Sosyalizmin Partisi” olma misyonunu gururla, onurla taşıdı.
Çöktürme Planı’nın devreye konulduğu 2015 güzünden bu yana HDP’nin binlerce yöneticisi, on binlerce üyesi, eş başkanları, belediye başkanları tutuklandı. O da yetmedi bir başka partinin arzusuyla kapatma davası Demokles’in kılıcı gibi başında tutuldu.
Yani söz konusu HDP olunca karşısında her türlü devlet imkânı kullanıldı. Kurdistan’da irili ufaklı, iktidar-muhalefet demeksizin tüm partiler kendisine karşı birleşti. Hal böyle olunca zorlandı ve yıprandı.
8 yıl boyunca her türlü darbeye maruz bırakılan ama bir türlü devrilip teslimiyet bayrağını çekmeyen ringde boksör misali direndi. İşte o boksör ne kadar yıprandıysa o kadar yıprandı, ne kadar direndiyse o kadar direndi. Sadece bir şeyi yapmadı. Biat etmedi, vazgeçmedi.
Dışarıdan yapılan saldırılar işe yaramayınca içeriden alicengiz oyunlarıyla karıştırılıp yıpratılmaya çalışıldı ama bu da işe yaramadı. Kürt halkının onurlu mücadelesini çökertmeye çalışan kokuşmuş sistemin kendisi adım adım çökmeye başladı.
Tüm devlet imkanlarının seferber edildiği bu saldırıların ve örgütlü kötülüğün çeyreği AKP, MHP, CHP ya da sistem içi bir partiye uygulansaydı şimdiye kadar çoktan paramparça olmuş, esameleri bile okunmazdı.
HDP’ye karşı aklı, mantığı ve vicdanı zorlayan türlü türlü yok etme, bu mümkün olmadığında sindirme, sistem içi sınırlara çekme ve etkisiz kılma politikaları uygulandı.
Mayıs 2023 seçimlerinden sonra her türlü ahlaksızlık ve özel savaş saldırıları devreye konuldu. Özellikle sanal medya üzerinden ayar verme, çürütme ve değersizleştirme operasyonları geliştirildi.
Eleştiri adı altında neler neler söylenmedi ki! Saldırılmadık tek bir değer bırakılmadı. KDP’nin ve arkasında olduğu bilinen malum karanlık güçlerin başını çektiği birçok algı operasyonu yapıldı. Esas aldığı paradigmasından, fikriyatından vazgeçmesi gerektiğinden tutalım KDP gibi kendi öz değerleri karşısında konumlanması dayatıldı.
Bu da yetmedi. Tüm zorluklara rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyen kişilerin partiden istifa etmesi için her türlü kirli yöntemler denendi. Neredeyse dışarıdan yapılan ve kendisini esas olarak sanal medya üzerinden örgütleyen kirli planlarla, kimin istifa etmesi gerektiğinden tutalım kimin Eş Genel Başkan olması gerektiğine dönük derin operasyonlar tezgahlandı ve ne yazık ki birçok insan farkında olmadan bu oyunlara alet oldu.
HDP gibi kendisini köklü bir direniş geleneğine dayandıran ve bir lokma bir hırka felsefesini esas alan bir partinin öz kimliğinden vazgeçmesi, içeride ve dışarıda tezgahlanan derin operasyonlara, partiyi kendisine göre tasarlamayı amaçlayanlara teslim olması beklenemezdi.
Haziran ayının başından itibaren yapılan halk toplantılarında köklü, ağır ama yerinde eleştiriler yapıldı. Bu eleştiriler önemle birer birer not edildi. Hiçbir şekilde halk tarafından yapılan eleştiriler görmezden gelinip sümen altı edilmedi.
Kendisini dayandırdığı halkın eleştirilerinden korkmak, bu eleştirilerin önünü kesmek direniş geleneğini taşıyan HDP gibi bir partiye yakışmazdı. Büyük bir özenle, inançla, dirençle halkın yaptığı eleştiriler temelinde bir yol haritası oluşturuldu ve örgütlenerek demokratik sosyalizmin yeni partisi olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi-HEDEP örgütlendi.
HEP’ten HADEP’e, HDP’den Yeşil Sol Parti’ye kadar Kürt halkı ve dostları onurlu yürüyüşünden asla taviz vermedi. Zorluklarla boğuştu ama direnerek ayakta kaldı. Ayakta kalmakla yetinmedi, kendini örgütlü kıldı, büyüttü ve yaşanan toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunların çözüm merkezi haline getirdi. Şimdi halkların gözü bu direniş bayrağını teslim alan ve tüm sorunları çözmeye aday olan HEDEP’te…Hoş geldin HEDEP.