Dipten yeni bir dalga geliyor. Bayrağı devralan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi de onlarla yola çıkıyor olmalı. Hayırlı olsun!..
Hüseyin Aykol
Yaklaşık yarım yüzyıllık bir gazeteci olarak -çoğu bizimkiler olmak üzere- kimbilir kaç parti kongresi izlemişimdir. Türkiye’nin yönetim biçimi nedeniyle, partilerin ve sendikaların genel merkezleri Ankara’da olmak zorundadır. Buna benzer bir zorunluluk gereği olarak partilerin ya da sendikaların büyük kongreleri Ankara’da yapılır.
Böylesi kongrelerin yapıldığı yerlerin başında da neredeyse Atatürk Spor Salonu gelirdi. Bu kongre yerini aşan bir spor salonu olarak Ankara Arena Spor Salonu yapılmıştı. Nitekim HDP’nin son olağan kongreleri orada yapılıyordu. Ancak bu kez, söz konusu salon alınamadı; çünkü Türkiye’nin ve Avrupa’nın basketbol maçları başlamış. Alınmak için çok zorlandı ama olmadı.
Yeşil Sol Parti’nin isminin değiştirileceği ve yeni eş genel başkanlarının seçileceği bu kongre orada yapılamayınca, yeniden ‘eski’ kongre merkezine dönmüş olduk. Yani benim gibi biraz yaşı yerinde olan gazetecilerin zaten çok aşina olduğu yere geri dönmüş olduk! Böylesi toplantılarda-kongrelerde gazetecilerin ilk baktığı husus şudur: Katılım ne kadar yoğun; insanlardaki coşku nasıl?
Benim duyduğum kadarıyla parti, kongreye gelecek olan illere bir nevi kota uygulamış. Yani her ilin Ankara için kaldıracağı otobüs sayısına bir nevi kota getirilmiş. Yani yasak falan yok ama mümkün olduğunca temsil düzeyini abartmayın denmiş. Çünkü kongrenin yapılacağı yer, Arena Spor Salonu’nu göre küçük bir yer, malum olduğu üzere.
Peki, kitlenin durumu neydi? Ben kongre salonuna saat 09:30 civarında ulaştım. Dışarıda epeyce kişiyle selamlaştıktan sonra protokol bölümüne girebildim. Tribünler çoktan dolmuştu. Konukların bölümünde epeyce boşluk vardı ama onların dolması da bir saati pek geçmedi. Kongre saygı duruşuyla başladıktan sonra, delege sandalyeleri de dahil her yer hınca hınç dolmuştu.
Sadece içerisi mi, dışarısı yani spor salonunun avlusu da doluydu. Dışarıya kurulan dev televizyon ekranlarıyla içeride olup bitenleri kolayca izleyen halklarımızın önemli bir bölümü aslında bir nevi ‘korsan’ kongre toplamıştı adeta. Buradakilerin çoğunluğu sigara içebilmenin özgürlüğü için böyle bir tercih yapmıştı ama açık hava toplantıları, miting havasını sevenlerin de tercihi bu olmalı!
Sonuç olarak, gözü halen parlayan ve mağrur duruşlarıyla ‘yaşlı’ hevallerin, orta yaşlılar bölümü epey azalsa da, yeni yetişen gençlerle buluşmaya, onlarla yürümeye hazır bir ortamını gözlemledim. Yani partide genç yok, oraya yönelmeliyiz diye yüksek siyaset üreten arkadaşlarımız boşuna üzülmesin, dertlenmesin:) Dipten yeni bir dalga geliyor. Bayrağı devralan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi de onlarla yola çıkıyor olmalı. Hayırlı olsun!..