Türkiye’nin saldırılarını değerlendiren Maxmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, ‘Erdoğan’ın Ortadoğu’da yürüttüğü politika ikiyüzlüdür. Bir yandan Kur’an-ı Kerim’i eline alarak ‘Müslüman kardeşlerim’ diye seslenip İsrail’in saldırılarını kınarken, diğer yandan da aynı şeyleri Kurdistan’da yapıyor’ dedi
Türkiye bir yandan Federe Kurdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları sürüyor. Yine Irak’ın Musul Vilayeti sınırları içerisinde bulunan ve Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde olan Maxmûr Mülteci Kampı’na yönelik Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile son 4 yılda 13 saldırı gerçekleştirdi. 12 bin Kürt mültecinin yaşadığı kampa, 7 Ekim’de camilerin hedef alındığı saldırıda anne ve iki çocuğu yaralandı. Türkiye’nin dün gece saatlerinde yaptığı son saldırıda ise 50 yaşındaki Ayşe Muhammed Ahmed isimli kadın ağır yaralandı.
Yaşanan saldırıları değerlendiren Maxmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, Türkiye’nin saldırılarının Kürtleri yok etmek üzerine kurulduğunu belirtti.
Amaç Kürt kazanımlarını yok etmek
Türkiye’nin kamplarına yönelik saldırılarının durdurulması için başta Irak merkezi hükümeti olmak üzerine hem BM hem de dünya kamuoyuna çağrıda bulunan Budak, “Türkiye, ne zaman iç siyasetinde tıkansa, kampa, Şengal’e ve Rojava’ya yönelik saldırılar gerçekleştiriyor. Türkiye, saldırı listesini açıkladığı zaman, önce Şengal, ardından Mexmûr, Kandil ve Rojava diye sıralama yapıyor. Bu yerler de özgür alanlardır. Bu bölgelerde yaşayan Kürtler kendi iradelerini etkin kılarak, özgür bir yaşam inşa etmeye çalışıyor. Bunun için Türkiye bu yerleri hedef alıyor. Amacı Kürt kazanımlarını yok etmektir” dedi.
Sivil yerleşim yerleri hedef alınıyor
HPG’lilerin 1 Ekim’de Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na yönelik gerçekleştirdiği saldırı sonrası Türkiye’nin Kandil, Kuzey ve Doğu Suriye ile Mexmûr Kampı’na yönelik saldırılarında bir itirafta bulunduğunu kaydeden Budak, “Türkiye bu sivil yerleşim yerlerini her zaman B ve C planı olarak yedekte tutuyor. PKK’ye karşı sürdürdüğü saldırılarda başarı elde edemedikçe, sivil yerleşim yerlerini hedef alıyor” diye konuştu.
İsrail’i kınarken Rojava’yı bombalıyor
Türkiye’nin yürüttüğü siyasetin “ahlak dışı” ve “yalan” üzerine olduğunu dile getiren Budak, “Özellikle Erdoğan’ın Ortadoğu’da yürüttüğü politika ikiyüzlüdür. Bir yandan Kur’an-ı Kerim’i eline alarak ‘Müslüman kardeşlerim’ diye seslenip İsrail’in saldırılarını kınarken, diğer yandan da aynı şeyleri Kurdistan’da yapıyor. Erdoğan, Rojava’da okulları, camileri, hastaneleri ve su kaynaklarını bombalıyor. Bu yaptıklarını kendilerine reva olarak görüyor, Erdoğan öncülüğünde Türkiye’nin Mexmûr’a yönelik yaptığı saldırılar, Hamas ve İsrail’in yaptıklarından 300 kat daha fazladır” diye belirtti.
Kürtlerden gelen çözüm yollarını kapattılar
Türkiye’nin özellikle son 20 yıldır AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan liderliğinde Kürtleri yok etme politikası yürüttüğünü vurgulayan Budak, “Onlarca kez barış için yapılan müzakere yollarını tıkattı. Kürtlerden gelen çözüm ve barış yollarını kapattı” diyerek Kürtlerin yok edilmesi hedeflendiği belirtildi.
Tek çözüm tecridin sona ermesi
Kürtlere ve dostlarına çağrıda bulunan Budak, “Ortadoğu’daki krizlerin çözümü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür. İmralı’daki tecridi kırarsak, bu saldırıları da sonlandırırız. Tecrit kırıldığı zaman, çözümü de beraberinde getirecektir. Bunun dışında başka bir yol yoktur. Toplumsal, ahlaki ölçülerde halkların eşitliği sağlanmadığı müddetçe, kanla beslenen ulus devletler tarafından bu savaşlar büyütülecek ve bütün halklar birbirine düşman edilecektir” diye belirtti.
Haber: Ömer Akın / MA