İsrail’in Hamas saldırısının ardından Gazze’de başlattığı katliam operasyonu sürerken, İsrail’i kınamakta birbiriyle yarışan iktidar çevrelerinin ikiyüzlülüğü sırıtıyor. AKP dönemi İsrail’le ticaretin en çok arttığı dönem
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Gazze’de halen yaşanan korkunç katliamla ilgili son birkaç gündür sürekli ‘itidal’ çağrısı yaparken, arada bir de seçmenine selam sarkıtmak için İsrail’e sert laflar etmeyi ihmal etmiyor. Erdoğan, daha önce de İsrail’i “işgalci terör devleti” olarak tanımlamış, 2021’de “Gücü çocuk ve kadınlara yeten terör devleti İsrail’in zalimlikleri karşısında öfkeliyiz” demişti. Ancak bütün bu zalimlik suçlamalarına karşın “one minute” günlerinden beri, Türkiye’nin İsrail’le muhabbeti hiç bitmiş değil. Mavi Marmara eylemcilerini “bana mı sordular giderken” diye tek cümleyle ortalıkta bırakan Erdoğan, ticari ilişkiler konusunda aslında İsrail’le ilişkiyi hiç kesmedi.
Euronews’in haberine öre, resmi veriler iki ülke arasında dönem dönem yaşanan ihtilafların ticari ilişkilere olumsuz tesir etmediğini gösteriyor. AKP iktidarında Türkiye-İsrail ticaret hacmi katlanarak arttı. Son yıllarda Türkiye’nin İsrail’e ihracatındaki artış da dikkat çekiyor. 2002 yılında 1,41 milyar dolar olan ticaret hacmi 2022’de 8,91 milyar dolara kadar çıktı.
New York’ta güzellemeler
Erdoğan, eylül sonunda BM Genel Kurul çalışmaları için gittiği New York’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yu kabul etmişti. Bu; iki lider arasında uzun bir aradan sonra yüz yüze ilk görüşme olmuştu. Erdoğan daha sonra Türk basınına yaptığı açıklamada İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ekim, kasım gibi Türkiye’yi ziyaret edebileceğini belirterek “Ondan sonra da biz iade-i ziyaretimizi yapacağız.” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve İsrail’in birçok alanda iş birliği yaptığını vurgulayarak “Yeni iş birliği alanlarının varlığı da bir gerçek… İsrail’in kaynaklarının Avrupa’ya taşınması konusunda arayışta olduğu da herkesin malumu. En akılcı rota ise Türkiye üzerinden bu kaynakların Avrupa’ya ulaştırılması.” yorumunu yapmıştı. Erdoğan’a göre iki ülke arasında sondaj çalışmaları noktasında da iş birliği fırsatları bulunuyor. Taraflar; rota, takvim ve sondaj alanları gibi ayrıntılar üzerinde müzakere ediyor.
Resmi veriler ortada
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) özel ticaret sistemi verilerine göre AKP iktidarının başladığı 2002 yılında Türkiye’nin İsrail’e ihracatı 861,4 milyon dolar; İsrail’den ithalatı ise 544,5 milyon dolar idi. 2022’de ihracat 6,74 milyar dolara yükselirken ithalat da 2,17 milyar dolara çıktı. Ticaret hacmi de 1,41 milyar dolardan 8,91 milyar dolara ulaştı. Buna göre ticaret hacmi son 20 senede yüzde 532 artış gösterdi. 2010’daki Mavi Marmara krizinden sonra bile ticaret hacminin düşmemesi siyasi ihtilaflara rağmen ekonomik ilişkilerin güçlü olduğunu gösteriyor.
İsrail 10. sırada
TÜİK genel ticaret sistemi verilerine göre 2022 yılında İsrail Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 10. ülke konumunda. Türkiye en çok ihracatı Almanya’ya yaparken (21,1 milyar dolar), İsrail’e ihracat bunun üçte biri seviyesinde. Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler içinde ise İsrail 29. sırada bulunuyor. Özel ticaret sistemi verilerine göre 2002 yılında Türkiye’nin ihracatında İsrail’in payı yüzde 2,39 iken bu oran 2022’de yüzde 2,87’ye yükseldi.
İlişkilerde yeni boyut: Enerji
İsrail ve Türkiye arasında gerginleşen ilişkiler, Erdoğan ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Birleşmiş Milletler 78’inci Genel Kurulu vesilesiyle Türkevi’ndeki görüşmesiyle farklı ve yeni bir rotaya girdi. İki ülke arasındaki ilişkiler, Dökme Kurşun Operasyonu (2009), One Minute (2009), ortak askeri tatbikatların durdurulması (2009), Alçak Koltuk Krizi (2010), Mavi Marmara (2010) gibi bir dizi krizden sonra yeni bir ortaklık arayışına girdi.
Bu olası ortaklığın temelini enerji işbirliği oluşturuyor. İsrail’in Leviathan ve Tamar gaz sahalarında bulunan kaynaklarını Ceyhan Limanı’ndan Avrupa’ya ulaştırılması temel amaçlardan biri. 2010’lu yıllarda bozulan İsrail-Türkiye ilişkileri, İsrail’i bölgede yeni aktörlerle işbirlikleri oluşturmaya itti. İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan’ın merkezde olduğu East Med-Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi bu saiklerle ortaya çıktı. Bu projeye göre off-shore (açık deniz) etrafında bulunan gaz kaynakları (Leviathan gaz sahası) Yunanistan üzerinden Avrupa pazarına iletilecekti. Fakat Leviathan’ı işleten şirketler bu projenin maliyetli olduğunu söyleyerek alternatif seçenekleri masaya yerleştirdiler.
İsrail ve Türkiye bu yeni enerji işbirliğiyle bir yandan da bir tür bağımlılık ilişkisi geliştirebilirler. Yorumcular, bu gelişmeler sonucunda Türkiye ve Rusya arasında son yıllarda şekillenen ilişki dinamiğinin bir benzerinin İsrail ve Türkiye arasında zamanla görülebileceğini belirtiyorlar.
Şirketlerin durumu kritik
Türkiye ile yaklaşık 10 milyar dolarlık dış ticaretin olduğu İsrail ve Filistin’de Zorlu, Anadolu Grubu ve Sem Plastik gibi dev şirketlerin tesisleri ve fabrikaları bulunuyor. Bölgedeki en önemli Türk yatırımcı ise Anadolu Grubu’nun iştiraki olan Coca-Cola İçecek şirketi. Coca- Cola ürünlerinin Filistin’deki şişeleme ve dağıtımını yapan National Beverage Company’nin (NBC) merkezi Filistin’in Ramallah kenti. Bu merkezden Filistin’de Ramallah, Tulkarim, Jericho ve Gazze’de olmak üzere 5 ayrı fabrikadaki üretim yönetiliyor. Coca-Cola buraya yatırım yapan ilk ve en büyük global şirket. Şu anda Filistin’de en büyük 3. işveren ve en büyük 5. yatırımcı durumunda.
İsrail ve Filistin’deki ikinci büyük yatırım Zorlu Grubu. Zorlu Enerji, İsrailli ortakları Aşkelon’da 70 dönüm arazi üzerine 840 MegaWatt (MW) kapasiteli Dorad Doğal Gaz Çevrim Santrali’ni yaptı. 2014 yılından beri elektrik üreten tesiste Zorlu Enerji Grubu’nun yüzde 25 payı var.
HABER MERKEZİ