Kürt diline ve edebiyatına önemli katkılarda bulunan Mehmet Uzun’un ayamızda ayrılmasının üzerinde 16 yıl geçti. Kürt dilinin yasak olduğu bir dönemde, birçok Kürt yazarın aksine egemen dilde değil anadilinde yazmayı tercih etmesiyle birçok kitaba imza atmıştır
Ölümünün üzerinden 16 yıl geçen Kürt diline ve edebiyatına önemli katkılarda bulunan Mehmet Uzun, özellikle, zayıf olan Kürtçe yazı dilini geliştirmek, ortak bir edebi dil oluşturmak ve Kürt hikâye anlatım geleneğini canlandırmaya yönelik yaptığı çalışmalarla modern Kürt edebiyatında kurucu bir role sahiptir. Kürt edebiyatı alanındaki çalışmaları nedeniyle defalarca gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
İlk üniversite cezaevi
Uzun ilk olarak 12 Mart Muhtırası sonrasında, 3 Mart 1972’de, solculara destek verdiği gerekçesiyle gözaltına alındı. Tutuklandıktan sonra, 28 kişi ile birlikte Diyarbakır Askerî Cezaevi’ne sevk edildi. Kürtçe okuma ve yazmayı da burada, Musa Anter ve kuzeni Ferit Uzun’un yardımıyla öğrendi. Amed’in ardından Mamak Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Uzun, orda geçirdiği günler için şunaları yazacaktı: “Diyarbakır Askeri Cezaevi benim ilk üniversitem oldu. Burada Musa Anter ve Ferit Uzun’un, ki sonradan ikisi de öldürüldü, yardımlarıyla kendi dilimle okuyup yazmayı öğrendim. Ben orada kendi kültür mirasımla ilişkiye geçtim. […] İşte orada kendi dilimin, Kürtçenin, sözlü anlatım geleneğiyle tanıştım. Ayrıca dünya edebiyatının Türkçe çevirilerini okuma fırsatı buldum. İnsan içerideyse çok okur, ki ben de öyle yaptım. Orada, doğal olarak Kürtçe olan her şey yasaktı ama vardı. Sanırım Suriye tarafından geliyordu.”
Sürgünde yaşadı
Sonrasında davaları sürdüğü için yurtdışına çıktı. 12 Eylül Darbesi’nin ardından Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kapatılması ve yazarların tutuklanması olaylarına ilişkin olarak yazdığı eleştirel yazılar yüzünden, 1981 yılında Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı. İsviçreye yerleşen Mehmet Uzun, Kürtçenin bir kaç lehçesini aynı çatıda birleştirerek kendine özgü bir roman dili geliştirir.
Bir edebiyat dili yaratmak
Oluşturduğu bu edebi dil, Klasik Kürt Edebiyatı, günlük konuşma dili ve dengbêjlik geleneğinden beslenen modernize edilmiş bir dildir. Bu yüzden yalnızca 1985’te yayınlar “Sen”i. Takiben yayınladığı “Yaşlı Rind’in Ölümü”, “Yitik Bir Aşkın Gölgesinde” ve “Abdalın Bir Günü” gibi romanlarının ortak teması, savaş, sürgün, tehcir, başkaldırı ve Kürtlerin maruz kaldığı haksızlıklardır.
Kürt aydınlarını yazdı
Eserleriyle, bastırılmış Kürt insanının sesi olmaya odaklanmış yazarın yarattığı kahramanlar, genelde halkının özgürlüğü ve refahı için uğraşan Kürt aydınlarıdır. Bu bağlamda, Uzun’un melez kimliğinin tezahürü olarak ortaya çıkan romanları, ister Türkiye isterse de Kürt toplumunun içinde, halka dikte edilen Kürt kimliğinin toplumsal sınırlarına karşı bir direniş olarak değerlendirilir. Böylece, Kürtçe, etnik dil olmaktan kurtulup, bir direniş aracı hâline geliyor. Mehmed Uzun’un 1993 senesinde Welat Gazetesi’nde yayınlanan Mirina Şervanekî (Bir Savaşçının Ölümü) başlıklı Uzun şiiri daha sonra bir takım değişiklikler yapılarak İsveç’te Mirina Egîdekî adıyla basılır. Ciwan Haco’nun teklifi sonrası iş birliğiyle müzikale dönüştürülen eser 1996’da yılında Oslo’da kaydedilir ve albüm, 1998 yılında Destana Egîdekî isimliyle çıkar.
Dilin kullanımını sürekli geliştirdi
1995’te yayınlanan “Kader Kuyusu” romanında yazar, önceki eserlerinden daha farklı bir teknik kullanır. Olayların iki anlatıcının ağzından anlatıldığı romandaki dönemler fotoğraflarla sunulmuştur. Eser, Celadet Ali Bedirxan’ın hayatını konu alsa da biyografi niteliğinde değildir. Etno-sembolik öğelerin kullanımı açısından dikkate değer olan “Kader Kuyusu”, bu açıdan bir takım benzerlikler taşıdığı, “Yitik Bir Aşkın Gölgesinde” romanıyla birlikte “Aydın Trajedisi” üçlemesinin ilk iki cildini oluşturmaktadır. Kürt aydınlarının trajik hayat hikâyelerini konu alan her iki romanda da Uzun, Memduh Selim Bey ve Celadet Bedirhan karakterleriyle, var olan Kürt klişelerini de kırmaya çalışıyor.
Kürtçe için emek verdi
“Yaşlı Rindin Ölümü” ise Uzun’un en kişisel romanı olarak değerlendirilebilir. Ülkesinden kaçan, sonrasında İsveç’e yerleşen ve yazmaya başlayan Serdar ile sınırdaki konaklama köyünde karşılaştığı birçok dil öğrenip, birçok ülke gezen, sonunda hiç tanımadığı sınır köyüne yerleşen “Yaşlı Rind”in hikayesi anlatılır. Roman, söyleşi, deneme, anlatı ve inceleme türünde 20’ye yakın eser yazan Uzun, romanlarını Kürtçe, diğer edebi çalışmalarını ise Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yapmıştır. Kürtçe yazdığı yedi roman, 1990’lardan itibaren Türkiye’de yayınlanır. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği, Uluslararası ve İsveç PEN Kulübü üyesi olan Uzun, Kürt PEN Kulübü’nün kurulmasına da önayak olmuştur. İsveç’te yaşadığı yıllar boyunca ülkenin kültür ve edebiyatını derinden öğrenen ve İsveççe çalışmalarda da bulunan yazar, İsveç Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyesiydi. Uzun, 11 Ekim 2007’de Amed’de yaşama veda etti.
*Yakışıklı
KÜLTÜR SERVİSİ